Nöbetçi Eczaneler
20 Nisan 2013 Cumartesi 03:00:00 Real Madrid, Türkiye’ye doyamamış. İstanbul’a gelecekmiş, yaz kampında İstanbul gezisi yapacakmış. Bu haberi gördüm, “Neden Afyonkarahisar’a gelmesinler” diye sordum kendime. Havaalanımız da var nasıl olsa, Madrid’den Brüksel’e, oradan da Zafer Havaalanı’na gelemezler miydi?
Her ne kadar yetkililer “Biz Spor Kompleksi’ni otel müşterileri için yaptırıyoruz” deseler de biliyorum; Spor Kompleksi dünya çapındaki sporcuların ağırlanması için inşa ediliyor. Varsın, stadın seyirci kapasitesi hakkında “uluslararası maç verilmez” tartışması sürsün, gitsin.
Hayal ettim, Real Madrid Afyonkarahisar’a gelirse neler olur?
Bir kere kesinlikle protokol ziyareti yapmalılar. Valilik, Belediye Başkanlığı, Emniyet Müdürlüğü… Artık o haberleri de “Real Madrid’li futbolcular görüş alışverişinde bulundu” diye yazarız, eminim. “İlimize yapılan yatırımların önemli olduğunu belirten kaleci Casillas…” gibi cümlelere rastlarız gazete sayfalarında. İlimizin ne kadar güvenli, huzurlu, asayişi berkemal bir kent olduğu, yolların Roma’ya değil Afyon’a çıktığı, son 10 yılda kentin çağ atladığı, lokumun-mermerin-sucuğun-termalin-tarihin başkenti olduğu futbolculara anlatılır. Bir ara, “Futbolun da başkenti” ilan ediliriz ama, Real Madrid Teknik Direktörü Mourinho buna inanır mı, şüpheliyim.
Protokol ziyaretlerinden sonra, şehir turu olmazsa olmaz. Zaten bu tür haberlerde kullanılacak üslup, aşağı-yukarı ezberlenmiştir: İlimize hayran kaldılar…
Devlet Hastanesi’nde MR cihazı sorunu çözülecek, hazır gelmişken Real Madrid’li futbolcular MR testinden geçer. Ünlü futbolcu Ronaldo, “Bu cihaz İspanya’da yok” açıklamasıyla gündemi sarsar.
Dikkat ederseniz, hayalimde futbolcuların antrenmanı, çalışmaları, yorulmaları yok. Hele bir şehri gezsinler de, gerisi kolay. Bir şekilde bunlar yapılır zaten. Olmadı, önce Zafer Müzesi’nden Zafer Kent Ormanı’na kadar yüksek tempoda yürütürüz. Sonra da aynı istikametin tersine koştururuz. Temiz havada şenlik gibi antrenman… Ulusal basın kuruluşlarına da malzeme çıkar.
Zaten bu kadar yoğun ziyaret turunun ardından mutlaka bir futbolcunun Afyonkarahisar’la akrabalığı, tanıdıklığı, yakınlığı çıkar. O zaman yine manşet hazır: Mesut Özil, ‘Ben de Afyonluyum’ dedi…
Tabii bu manşetten sonra, “bir hemşehri” daha kazanmış oluruz; böylece Mesut Özil haberleri de gazetelerde kullanılabilir. Basın İlan Kurumu sorunca da “Biliyorsunuz, aslen Afyonlu’dur” diyebiliriz.
Rela Madrid’li futbolculara Konak’ta, ya da meşhur lokantalarda bir yemek yedirilir; ağzıaçık, bükme, katmer futbolcuların İspanya’ya yolluk olarak hazır edilir. Bir futbolcuya “Kaymağa bayıldım” dedirtilir, diğeri, “Bunun tarifini bana verin” der.
Bu kadar reklam, âlâ olur…
***
Hayaller güzel de…
Keşke Spor Kompleksi, söz verildiği gibi 19 Mayıs 2013 ya da 13 Haziran 2013’te, Afyonkarahisar Müzesi de Şubat 2013’te bitirilebilseydi de gerçekten heyecanlanabilseydik…
