Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SAVAŞ HÂLİNDE BİLE CEMAAT OL

Muharrem Günay 3 Haziran 2014 Salı 03:00:00
  Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü’min olduğuna şahitlik ediniz”. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayanlar onarırlar. İşte onlar, doğru yolu bulanlardan olabilirler” (Tevbe sûresi (9), 18) Tirmizî, İman 8, Tefsîru sûre(9), ayrıca bk. İbni Mâce, Mesâcid 19)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe, melekler kendisine:
– Allahım! Bunu bağışla, buna rahmetinle muamele et, diye dua ederler.” (Buhârî, Ezân 36. Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 276; Ebu Dâvûd, salât 20; Tirmizî, Salât 245; Nesâî, Salât 40; ibni Mâce, mesâcid 19)
Namaz kılınan yer cami, mescid, ev, iş yeri veya herhangi bir mekân olabilir. Namazdan sonra abdestli olarak Kur’an okumak, dua etmek, Allah’ı zikir veya tefekkür maksadıyla oturmak da bir nevi ibadettir. Böyle hareket edenlerin günahlarının bağışlanması ve Allah’ın rahmetine nâil olmaları için melekler dua ederler.
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gece yatsı namazını gece yarısına kadar geciktirmişti. Namazı kıldıktan sonra yüzünü bize döndü ve:
“Halk namaz kıldı ve uyudular. Sizler ise, namazı beklediğinizden bu yana hep namazda gibi olmaya devam ettiniz” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît / 25)
Resûl-i Ekrem Efendimizin bazı kere yatsı namazını gecenin ilerleyen saatlerine kadar geciktirdiğini çeşitli rivayetlerden öğrenmekteyiz. Çoğu zaman cemaatin durumuna bakıp mescide erken gelmişlerse vaktin başlangıcında, geç geldiklerinde ise gecenin ilerleyen saatlerinde kıldırırlardı. Ümmete zor gelmesinden korkmasa, geç vakitte kıldırmak istediklerini ifade buyururdu. Camiye gelen kimse farz namazı cemaatle kılmak için beklerse, bu hareketi sanki namazda imiş gibi sevap kazanmasına vesile olur. Çünkü onun ibadet etmek ve cemaat sevabına nail olmaktan başka bir arzusu ve hedefi yoktur. İnsanlar, bir iş hususundaki samimi niyetlerinden dolayı da ecir ve mükâfat alırlar. Özellikle cami ve mescidlerde namazı bekleyenler, cami âdâbına riayet ederek oturup, dua, zikir ve tefekkürle meşgul olurlarsa sanki ibadet ediyormuş gibi sevap kazanırlar.
Cemaate devam, İslamiyet’in nişanlarından ve imanın alametlerindendir. Cemaatle kılınan namaz ile Müslümanların bir birine bağlılığı gösterilmiş olur. Cemaatle namaz kılmakla müslümanlar arasında sevgi, kardeşlik ve dayanışma duygusu gelişir. Cemaatle namaz, zenginle fakiri, idareci ile memuru, işçiyi, bir Türk’le bir Arabı veya Afganlıyı, Hintliyi veya bir Alman’ı aynı safta buluşturarak İslam kardeşliğinin ve dayanışmasının pekişmesine vesile olur.
“Savaş hâlinde bile cemaat ol”
Allahü Teâlâ cihat-savaş hali ve korkulu anlarda bile cemaat halinde namaz kılmayı emretmektedir. Nitekim Nisa suresi 102. Ayette şöyle buyruluyor:
“Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silahlarını da yanına alsınlar.” Savaş hali ve korkulu anlarda bile cemaatle namaz kılmanın teşvik edilmesinden normal zamanlarda cemaatle namaz kılmanın ne kadar önemli olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Sevgili Peygamberimiz kendisi hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise Ebu Bekir’in arkasında namaz kılmıştır. Camide isteyerek ve Allah rızası için namaz kılan kimse balığın suda kendisini rahat hissettiği gibi kendisini camide rahat hisseder. İbadetten zevk almayan ve Allah rızası için ibadet etmeyen kimse ise kendisini camide kuşun kafeste kendisini tedirgin hissettiği gibi tedirgin hisseder. Gözü dışarıdadır. Namazın bir an önce bitmesini ister ve hemen kendini caminin dışına atar.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER