Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Seçimin kaybedeni – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 2 Nisan 2014 Çarşamba 03:00:00
  Okul bahçesinde bir telaş… Uzaktan kalabalık görünüyor; ayakta sohbet edenler, boylarının yarısına gelen kaşlara oturanlar…
Yavaş adımlarla okula giriyorum. Duvarlarda sandık numaraları. Elimdeki seçmen kâğıdına bakıyorum… Başlıyorum okları takip etmeye. Devletin beni “adam” yerine koyduğu tek yer olan seçim sandığına doğru gidiyorum. Bir protesto şekli olarak oy vermesem de olabilir; ama birey olarak oy kullanmamam, kimin dikkatini çeker ki? Eğer oy kullanmayacaksam, en az 100-200 kişiyi örgütlemeliydim.
Madem bu aşamayı geride bıraktık, oy kullanacağım elbette.
Merdivenleri yavaş yavaş çıkıyorum. Okulda bir uğultu. Böyle dediğime bakmayın, herkes sadece kendi ailesi ya da arkadaşlarıyla “kelâm” ediyor.
Sandığımın bulunduğu “Demokrasi ve İnsan Hakları Kulübü” sınıfına yaklaşıyorum.
Uzunca bir kuyruk…
Kimisi duvara dayanmış, kimisi bankta dinleniyor. Kimisi de annesinin, babasının yerine kuyrukta bekliyor ki; aile büyükleri yorulmasın.
Sıra adım adım, gıdım gıdım ilerliyor. Olacak o kadar; 3 ayrı zarfta 4 ayrı pusulada reyimizi veriyoruz.
Ben diyeyim 10, siz deyin 15 kişi kuyrukta; ama iletişim yok. Telefonlarındaki oyunları oynayanlar; sağa-sola bakınanlar, duvardaki fotoğraflara bakınanlar var; ama kendi arkadaşı ya da ailesi dışında, başkalarıyla konuşana rastlamak mümkün değil.
Arada birkaç kişi selamlıyor birbirini; o kadar.
Bir sandıkta, ne kadar kişi olabilir ki? 300-500… Hadi 1000 kişi yazılsın seçmen listesinde.
Seçmenler, genellikle oturdukları apartman ve bölgelere göre sıralanıyor. Bu durumda kuyrukta bekleyenlerin ekserisi bir apartman ötede; bir apartman beride. En fazla bir sokak ileride… Komşu, özetle…
Nasıl tanımaz insan, komşusunu. Komşumuz açken tok yatmanın yanlış olduğunu öğrenerek büyümedik mi? Nasıl tanıyacağız yan apartmandaki genci, ön sokaktaki öğrenciyi? Soyutlayarak söylemiyorum; ben kendimi eleştiriyorum.
Nasıl tanıyacağım, kuyrukta bekleyen yaşlı teyzeyi ve nasıl soracağım bir ihtiyacının olup olmadığını? Aslında soru “Nasıl tanıyacağım” değil; “Neden tanımıyorum”…
Velhasıl; seçimin kazananları az-çok belli…
Ama seçimin kaybedeni “komşuluk” oldu.
Birbirini tanımayan, hâl-hatır sormayan, kendi çevresinden başkasıyla sohbet etmeyen her kişi, “kaybedenler” kulübüne ismini yazdırabilir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti