Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

SEN TANRI MISIN? – 65-

EN KIYMETLİYE ÖNERİ: SÜBHANALLAH, ELHAMDÜLİLLAH, ALLAHUEKBER!
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, bu konuda kızı Hz. Fatıma’ya öğreterek bize bir hediye veriyor. Olaya bu bakışla bakın lütfen. Babasına âşık, babasına baktığı zaman alnındaki nûru gören, babasına işkence edildiğini, işkembe döküldüğünü görünce, o üzüntüyle koşup gidip üstünü başını temizleyen ve “babacığım üzülme, merak etme” diye teselli eden bir sevdalı yavru bir gün komşularının teşvikiyle babasına ganimet gelen esirlerden bir yardımcı istiyor. Ama o bir Rasul kızı, çok dikkat edin! “Rasul kızı” olmak çok farklıdır. O normal müminlerden değil, o Rasul kızı! Eşine diyor ki; ya Ali, babama git, kendi malından, kendi elinin altındakilerden bize de versin de biz de geçimimizde rahatlayalım. Hazreti Ali gidiyor, ashabın cemaatine, sohbete giriyor. Bu usûl Rasulullah Yöntemidir! Giriyor ama bir şey söyleyemiyor! Geliyor eve, ne yaptın ya Ali? “Söyleyemedim” diyor. Kadın kadındır! Beceremedin ha, bir daha git! Hz. Ali bir daha gidiyor. Oturuyor, yok gene yapamıyor. Dönüyor geliyor; yapamadım ya Fatıma, söyleyemedim. “Öyleyse ben giderim” deyip gidiyor: Ey babacığım, böyle böyle… Efendimiz; “ey benim güzel kızım veremem, sen Rasul kızısın veremem. Ama sana daha hayrlı bir şey öğreteyim. “Yatmadan önce otuz üç Sübhanallah, otuz üç Elhamdülillah, otuz üç Allahu Ekber de” diyor. Bunların sayısında rivayetlere göre farklılıklar var. Mesela yüze tamamlamak için “otuz dört Allahuekber” de denir. Ama önemli olan söyleneni yapmak, önce söyleneni yapın! Bunu önemseyin! Kızına, ciğerine öneri bu! O’na âşık olan yavrusuna öneri! Babasının ahirete intikalini öğrendiği zaman yüzü solan, ağlayan, “peşimden en erken sen geleceksin” dediği zaman da sevinen aşığına öneri! Düşünün ki, daha yirmi beşinde değil, babasının peşinden en önce o gidecek diye bir anda yüzü gülüyor! Soruyorlar; “ne oldu ya Fatıma, baban böyle dedi hepimiz üzgünüz, ama sen biraz sonra güldün?” Anlatıyor, böyle böyle dedi bana! İşte ona öneri; Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber!
Nefs-i Levvame’de yapılacak zikrullah budur: Sübhanallah Elhamdülillah Allahuekber. Yaptığınız diğer tüm zikirleri bunu hakkıyla yapmayı öğrenebilmek için, o idraka gelebilmek için yaparsınız, hedef budur! Buradan bize şöyle de bir kapı açılıyor, anlıyoruz: Eğer -yatmadan önce- bunu önemser, önce söyleneni yapar, sonra bunlar ne manaya geliyor araştırırsanız ve düşünerek o manaları yaşayarak bunu yaparsanız kanaatim odur ki; dünya size hoş gelmez. 33, 33, 33, ne kadar zamanınızı alır? Ama dikkat edin, bakarsınız bir yerinde uyumuşsunuz, uykusu olmayan bile uyuyuvermiş. Evet, kızının öyle bir talebi üzerine; “sana daha hayrlı bir şey, al sana bir ilaç” diye yapılan bir öneri! Demek ki önemli! Bu ilacı değerlendirin inşaAllah.
O ZOR GÜNDE MÜFLİS OLMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK!
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor: “O zor günde, müflis duruma düşen müslümanlar için üzülürüm, öyle olmayın! Müflis duruma düşersiniz diye korkarım.” MÜFLİS iflas edendir. Lütfen, lütfen bunu önemseyin. Neden, biliyor musunuz? O zor günde müflis olma ihtimali çok yüksek! İnsan o merdiveni çeşitli sebeplerle çıkabilir. Bir basamakta oturmak için, sürekli ilerlemek için… Ama bir de düşenler var. Demek ki, düşmek için de merdiven çıkılıyor! Bu yüzden düşme/müflis olma ihtimali yüksek! “A” yapı bulunduğu sürece düşme ihtimali yüksektir. Bu yüzden düşme ihtimalinin yüksek olduğunu önemle kabul etmelisin ki kurtulma araştırmasına giresin! Seni iflas ettirecek davranışı ara, bul ve düzelt! Büyük ihtimalle “seni müflis yapacak” bir halin var, büyük ihtimalle! Bir iş yerini düşünün. Bir ekonomist geliyor firmayı inceliyor, “sizin gözünüzden kaçmış, şu iş sizi batırır” diyor. Kendileri fark etmiyor, ama o rapordan sonra onu önemsiyorlar. Lütfen kendi analizinizi yapın, raporunuzu çıkarın; sizi müflis yapacak noktalarınızı tespit edin, bulun onları ve gereğini yapın. Şimdi sizi müflis yapacak birkaç özelliği, söyleyeyim ki, araştırmanız kolaylaşsın inşaAllah.
O ÇOK SEVDİĞİN, KIZDIĞIN, ÖNEMSEDİĞİN ŞEY YÜZÜNDEN ALLAH’IN HAKKINI UNUTUYORSUNDUR!
Sizi iflas ettirecek şey, olumlu gayretleriniz yüzünden görülmez hale gelir, onlar örter onu. Olumlu halleriniz, sizi iflas ettirecek o davranışınızı örter, bu yüzden onu göremezsiniz! Özellikle oralarda arayın, “başarılıyım” sandığınız noktalar onu örter. Peki, bunu ararken nerelere bakalım?
Çok sevdiğin yere bak! Neden? O çok sevdiğin şey [bir insan, bir olay, bir davranış, bir eşya, bir mülk] neyse, o çok sevdiğin şey yüzünden Allah’ın hakkını unutuyorsundur! O çok sevdiğin şeyin sana Allah’ın hakkını unutturduğu bir nokta vardır! Bu yüzden, çok sevdiğin yere bir bak.
Çok kızdığın yere bir bak! Bu ihtimal daha yüksektir! “A” yapının kızdığı yerler çoktur. O yüzden çok kızdığın yere bir bak! Niye? Çok kızdığın noktalarda da kulun hakkını unutuyorsundur. Çok sevdiğin sana Allah’ın hakkını unutturur, çok kızdığın ise kulun hakkını unutturur. O kızgınlık yüzünden kulun hakkını göremezsin, unutursun, o da seni müflis yapar.
Çok önemsediğin veya hiç önemsemediğin yerlere bak! Her ikisi de Hakk’ı görmeni engeller! Bunları hayatınızda incelemeye gayret etmelisiniz. Müflis olmamak için, müflis olmaktan kurtulmaya talipseniz!
EY AKILLI, AKLIN BAŞINA GELDİĞİNDE
PİŞMAN OLACAĞIN İŞİ YAPMA!
Bizim okul dönemlerimizde şimdiki gibi zengin teknoloji imkânları ve medya çok yoktu. Nerede ne bulsak; yırtık gazete falan okumaya çalışırdık, zorla radyo dinlemeye çalışırdık. Takvim yaprakları önemli bilgi kaynaklarımızdı o zaman. Çabucak biterdi, çünkü iki satır, altta bir iki satırlık söz. Çabuk biterdi ama tesiri uzun sürerdi; bizi çok düşündürürdü! Ortaokul belki ikinci sınıftaydım. O zamanlar okuduğum bir söz hep kulağıma küpe olanlardandır, küpelerdendir. Küpe çok, küpelerden biri de bu! Buyuruyor ki; ey akıllı, aklın başına geldiğinde pişman olacağın işi yapma. Dikkat edin “ey insan” demiyor, akıllıya hitap ediyor, “B” yolcusuna hitap ediyor. Tanrıya değil, tanrısından kurtulmak isteyene hitap ediyor; ona “akıllı” diyor. Çünkü o yolu seçmişse o akıllıdır! Ey akıllı, aklın başına geldiğinde pişman olacağın işi yapma! Onlar iflas noktalarıdır, seni müflis yapar. Öyleyse onları önceden tespit et! Saffat Suresi’yle devam edelim, bir tespit var, görelim:
AYETLER NE SÖYLÜYOR?
“Onlara “La ilahe illallah” denildiğinde, telkin edildiğinde muhakkak ki onlar kibre sapıp büyüklük taslamışlardır.” (Saffat-35).
Tesbit şu: Yanlışta olanlara “La ilahe illallah” denildiğinde, bu telkin edildiğinde onlar kibre sapıp büyüklük taslıyor! Bu kibir önemli. Burada kibir denilen tanrıdır, “A” takdimiyle “BEN” diyendir! “A” takdimiyle “BEN” diyen, tanrılık iddiasına sapmış, kibre sapmış, kendilerini Mütekebbir ilan ederek “BEN” demişlerdir. Yani varlıklarını Allah’a eş koşarak büyüklük taslamışlardır. Oysa; Mütekebbir olan Allah’tır, Mütekebbir! Kibir sahibi O’dur! Ancak O “BEN varım” diyebilir, O’nun hakkıdır. Dolayısıyla, kibre sapıp [yani kendilerini Mütekebbir ilan edip, bu manada “BEN” deyip varlıklarını Allah’a eş koşup] büyüklük taslamışlardır. Bu ayetteki “telkin” kelimesi önemli bir manadır, onu şu ayetlerle ilişkilendirip daha iyi anlamaya çalışalım.
“Kim verir ve korunursa, El Hüsna’yı tasdik ederse, böylece ona en kolayı kolaylaştırırız. Kim de cimrilik eder ve müstağni olursa, El Hüsna’yı yalanlarsa ona en zoru kolaylaştırırız. Cehenneme yuvarlandığında malı ona hiçbir fayda sağlamaz. Muhakkak ki “hakikate erdirmek” bize aittir.” (Leyl; 5-12).
Bir sonraki paylaşımımızda bu ayetlerde söylenmek istenen manalara kısa kısa da olsa bakalım inşaAllah.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER