Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

SOFRAMIZDAKİ 1 KG ETİN 316 GRAMINI, BAŞKANLIK HEVESİ ALDI

10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Cumhurbaşkanı seçilen sayın R. Tayyip Erdoğan farklı bir cumhurbaşkanı olacağını ifade etmişti. Ve aslında o günden bu yana ülkemizde fiili başkanlık sistemi zaten uygulanmaktadır.
Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bilgi çağında yaşadığımız bu günlerde, dünyada bulunan ülkelerin yönetim biçimlerinden, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmalarına kadar her türlü bilgiye kolayca ulaşmak mümkün.
Birleşmiş Milletler tarafından dünyadaki ülkelerinin ekonomik durumlarının yanı sıra eğitime, sağlığa erişim gibi parametrelerini karşılaştırma ve bu yaklaşımla insanlığın sürdürülebilir ilerlemeyi sağlama yolunda karşı karşıya olduğu güçlüklerin bir kısmının analiz edilmesine katkı sağlayan İnsani Gelişmişlik endeksinde en iyi ilk 20 ülkenin 18 tanesi parlamenter sistemle yönetiliyor. Son yirminin neredeyse tamamı başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeler.
Bu deneyime ışık tutacak bir rapor da sayın Faik Öztrak tarafından hazırlanmış. Raporda ülkemizin çok partili hayata geçtiği 1946’dan 2014 yılına kadar geçen süre ile, fiili başkanlık döneminin verileri karşılaştırmış. Bu raporu kısaca sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Türkiye’nin çok partili yaşama geçtiği 1946 ile 2014 arasında geçen dönemde parlamenter sistemde iş başına gelen 47 Hükümetle ekonominin ortalama büyüme hızı yüzde 5,2 olmuş. Fiili tek adam yönetimi uygulanan 2015 ve 2016’da ise ekonominin ortalama büyüme hızı, yüzde 4,5’e düşmüş. Milli gelir, parlamenter sistemle geçen 1946 ile 2014 arasında her yıl ortalama 13,6 milyar dolar artarken, fiili tek adam yönetiminde geçen son iki yılda milli gelir toplamda 78 milyar dolar, yılda 39 milyar dolar gerilemiş. Böylece 2014’te 12 bin 112 dolar olan kişi başı gelir, 2016’da 10 bin 807 dolara düşmüş (Mili gelir hesaplamasında kullanılan yöntemin değiştirilmesine rağmen). Fiili tek adam yönetimi her birimizin cebinden 1305 doları aldığı görülüyor.
Fiili tek adam yönetiminden önceki 31 yılda iş başına gelen 17 hükümet döneminde ortalama yüzde 9,3 olan işsizliğin, fiili tek adam yönetimiyle geçen son iki yılda yeniden çift haneler çıktı. İşsiz sayısı 2014 Ağustos ayından 2016 sonuna kadarki dönemde 763 bin kişi artarak 3,7 milyon sınırını aşmış. Fiili tek adam yönetiminden önceki 31 yılda işsiz sayısı yıllık ortalama 50 bin kişi artarken, fiili tek adamlık döneminde işsiz ordusuna her yıl katılanların sayısı neredeyse beşe katlanarak 239 bine çıkmış.
Geliri düşen, iş imkânı bulamayan vatandaş, bu dönemde bir taraftan da hayat pahalılığıyla baş etmeye çalışıyor. Tek adam yönetimi çift haneli işsizliğin yanında çift haneli enflasyonu da getirdi. Nohut, mercimek, zeytinyağı, yumurta gibi gıdalardaki fiyat artışı vatandaşın cebini yaktı, yakmaya da devam ediyor. Etin yanına yaklaşılmaz oldu, sofraya konan her 1 kg etin 316 gramı fiili tek adamlık hevesine kaptırıldı. Akaryakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle vatandaşlar, otomobillerinin deposunu doldurmak için iki yıl önceki yıla göre yüzde 23 daha fazla para ödemek zorunda kalıyor.
Ülkenin ve milletin parası pul olurken, ülkeye giren “kaynağı belirsiz para” ise rekor kırdı. 1980 ile 2002 arasında Türkiye’ye kaynağı belirsiz para girişi toplamda 0 (sıfır) iken, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin görevde olduğu yıllarda kaynağı belirsiz para girişi 41,8 milyar dolara ulaştı. Bu kaynağı belirsiz paranın 21,4 milyar doları fiili tek adam yönetimindeki son iki yılda Türkiye’ye girmiş.
Bu sonuçlar bize; Birleşmiş Milletler ve diğer kurumların çalışmalarının 2 yıldan beri yaşamakta olduğumuz fiili başkanlık sistemi tecrübesi ile birebir örtüştüğünü, Başkanlık Sistemlerinde tek adamlığın verdiği güçle, ülkeyi idare edenler ve yakınlarının büyük bir refah içinde yaşamlarını sürdürürken, vatandaşların hak ve özgürlüklerine ve refaha ulaşmakta büyük sıkıntılar yaşadığını göstermektedir. Fiili Başkanlıkla geçen yaşadığımız son iki yılı bir düşünün. Ekonomik yaşamdaki durgunluğu, sürekli yaşadığımız kaos ve savaş halini, bir türlü başımızın dertten kurtulamamasını bir düşünün. İki yıldan beri fiili başkanlıkla yönetilen bu ülkede yaşananları, insanlarımızın sürekli olarak kutuplaştırılmasını, dış dünya ile sürekli didişilmesini bir düşünün.
Son söz; Yeniden yaşamamak için, yaşadıklarımızdan ders alalım.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER