Nöbetçi Eczaneler
8 Şubat 2014 Cumartesi 02:00:00 2011 yerel seçimlerinde milletvekili olmak için param yoktu. Yüksek Seçim Kurulu’nun 7 bin lirayı aşan ve “hava parası” olarak tanımlayabileceğimiz başvuru ücretini ödemem gerekiyordu bağımsız milletvekili olabilmem için.
Ancak “Bakımsız” da olsa milletvekili olma sevdasında yüzmek, farklı hayaller kurduruyor.
Örneğin ben olsam, “tuzluk” meselesini ya üstlenmezdim; ya da “tuzluk” kavramının meşru açıklamasını yapmaya çalışırdım, aşağıdaki misal gibi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “tuzluk” benzetmesine alınanlar olmuş. Hayır kardeşim, ne alınıyorsunuz. Tuzluksuz sofra mı olur? Tuz olmadan çorbanın tadı mı olur?
Bence her yemeğin gönlünde bir tuz yatar.
Bakmayın siz “tuz koktu” denmesine; tuz hem vücut için; hem de lezzet için birebir. Tabii tuzu, yeteri kadar kullanmak gerekiyor. Diyet yapanlara, tansiyon rahatsızlığı olanlara sorun; en çok tuz ile şekerliği özlerler.
Demek ki tuzun konulduğu tuzluk, iyi bir eşya.
Hem sadece tuz değil ki besin maddemiz.
Büyük bir sofra ise, şekerlik de olmalı. Hem kulağa da hoş geliyor: Şekerlik.
Ayrıca lütfen tanımlamalarımızı bu kadar kısıtlı tutmayalım.
Tuzluk milletvekillerinin yanında, örneğin mumluk milletvekilleri olabilir. Tuzluk, partiden ayrılanlar ise…
Mumluk milletvekilleri de, partinin “alim” üyeleri, akademisyen kökenliler olarak kabul edilebilir. Işıl ışıl parlarlar.
Seyirlik milletvekilleri tanımı kullanılabilir bazıları için. Olan-biteni seyredim, yorum yapmayanlara “seyirliksin sen” denilebilir.
Tuzluk, “sövgü” gibi görünse de, esas olarak övgüdür.
“Zaman” ayarlı vekil
Bakımsız Milletvekili olarak, siyasette “Ben de varım” diyorsam, kendime de bir tanım bulmam lazım. Benden tuzluk olmaz, şekerlik olduğum da söylenemez. Mumluk zaten değilim, çevremi aydınlattığım yok. Seyirlik de bana uymaz, mutlaka karışacak bir şey bulurum.
Kendime “yemeğin zamanını söyleyen” cihazı uygun gördüm. Fotoğrafta görünen cihazı, yemeğin pişme süresine ayarlıyorsunuz; o süre bitince kendine özgü bir sesle size haber veriyor. İşte budur. İçinde “zaman” kelimesi de geçiyor; ayrıca “haber” veriyor. Bundan âlâsı Efkan Âlâ.
