Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEK AHLAKI – PEYGAMBERİMİZİN CÖMERTLİĞİ

Muharrem Günay 1 Mart 2011 Salı 02:00:00
  Peygamberimiz insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey isteyen hiç kimseyi boş çevirmez, eline ne geçerse ihtiyacı olanlara dağıtır, «Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah’tır.» derdi. Bununla beraber dilenciliği sevmez, dilenenlere bundan kurtulmaları için çalışıp kazanmanın yollarını gösterirdi. Ashaptan Cabir (r.a.) diyor ki: Peygamberimiz kendisinden istenilen bir şeye asla yok dememiştir.
Bir gün Peygamberimize bir parça kumaş hediye edilmiş, O’da bunu kabul etmişti. Buna ihtiyacı da vardı. Yanında oturanlardan biri «Bu ne iyi kumaş» deyince, Peygamberimiz kumaşı ona bıraktı.
O, yoksulları, ihtiyaç sahiplerini kendinden çok düşünür, açları doyurur, kendisi aç kalırdı Peygamberimiz, maddi imkânlara sahip olduğu zamanlarda da sade bir hayat yaşamış, kendisi için bir şey bırakmamış, elindekileri muhtaçlara dağıttığı için aç yattığı zamanlar çok olmuştur. Eşi Hz. Aişe diyor ki:
«Peygamberimiz, üç gün peş peşe karnını doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Fakat yoksulları doyurup kendisi aç kalmayı tercih ederdi.»
İşte kalbi, insan sevgisi, şefkat ve yardım duygusu ile çarpan Sevgili Peygamberimizin cömertliği böyle idi ve bir ömür boyu böyle devam etmiştir.
HZ. Ali (r.a.) Peygamber Efendimizin günlerini nasıl değerlendirdiğini şöyle anlatmıştır:
“Evine izin isteyerek girerdi. Evindeki zamanını üçe bölerdi. Bir kısmını Allah’a ibadet, bir kısmını ailesine ve kendine, sonrada insanlara ayırırdı.”
Hz. Peygamber (sav) günlük olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazının farzından önce mutlaka iki rekat namaz (sünnet) kılardı. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden hayırlıdır.” (Müslim)
Hz. Peygamber (sav) bütün namazlarını huşû ve huzur içerisinde korku ve ümit içerisinde kılardı. Nitekim, Mutarrıf (ra) babasından şöyle nakletmiştir: “Hz. Peygamber (sav)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyordu.” Başka bir rivayette ise; “Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu.” (Ebû Davud)
Hz. Peygamber (sav) namazlara çok büyük bir önem verirdi. Hz. Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, namazını kıldığı seccadenin üzerinde, güneş iyice doğuncaya kadar otururdu. (Müslim)
Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini görmeye gelenleri kabul et-meye başlardı. Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı. O, çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, soruları cevaplandırırdı. İnsanlarla sohbet etmesi, onların dertlerini dinlemesi genellikle, kuşluk vaktinin girmesine kadar sürerdi. Kuşluk vakti gelince Hz. Peygamber (sav) bazen dört, bazen de sekiz rekat olmak üzere Duha (Kuşluk) namazı kıllardı.
Hz. Peygamber (sav) devamlı abdestli olduğu gibi, uykuya çekilirken de abdestsiz yatmazdı. Yatsı namazının ilk vakti girer girmez namazı kılar,sonra dualar okur ve istirahata çekilirdi. Yatarken daima sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu.
Ünlü Fransız şair ve devlet adamı Lamartin Peygamberimizin yüceliğini şöyle anlatır:
“İnsanların büyüklüğünü ne ile ölçerlerse ölçsünler, dünyada Hz.Muhammed’den daha büyük kimse olmamıştır.“
Prens Bismark da Hz. Muhammed’in çağdaşı olmadığı için üzüldüğünü bildirmiş ve “heybetli huzurunda en büyük hürmetle eğilirim” diyerek Sevgili Peygamberimize hayranlığını dile getirmiştir. (Devamı yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER