Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Şemeleği geçmeyin – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 30 Kasım 2012 Cuma 02:00:00
  Şekerbank tarafından düzenlenen toplantının ardından dün başladığımız markalaşma ve ekonomiyle ilgili tespitlere bugün de devam edelim isterseniz.
Biz, toplantıda uzmanların ortaya koyduklarını aktarmaya çalışacağız. Söylenenlere, tespitlere hak verip vermemek, kabul edip etmemek, uygulayıp uygulamamak herkesin kendi bileceği iş…
Eskilerin en öncelikli sloganlarından olan “Göze gelen, dile gelir. Dile gelen de çabuk ele gelir” mantığı artık sona erdi. Ya da “Ellenme, dillenme, bellenme” şeklindeki görüşün sahibi olan kuşak artık geride kaldı. Bugün 60-80’li yaşlarını yaşayan, ya da bu dünyadan göçen kuşağın zamanı bu sloganın şartlarını gerektiriyordu. Ama artık çağ, başka bir çağ…
Bugün artık bu söylemden markalaşma kültürüne geçmek zorundayız. Nasıl ki insanların aklına süpermarket deyince Migros geliyorsa, ucuz süpermarket deyince Bim geliyorsa, güvenli otomobil deyince Volvo geliyorsa, bunun gibi yerleşik markaların çağındayız. Marka üründeki algıdır. Sanki Volvo en güvenli otomobil de, diğer otomobiller güvenlik testlerinden hep sınıfta mı kalıyorlar? Hayır, hepsi de bu testlerden değişik derecelerle geçiyorlar. Ama insanların aklındaki güvenli otomobil algısı değişmiyor.
Bir hedef belirlemek, bu hedefe göre slogan üretmek ve yıllarca azimle bu slogan ve hedefin ardından gitmek gerekiyor.
Artık tüketimde “Z” kuşağı diye bir kuşak söz konusu. 1990-1995 sonrası doğumluların tüketici sınıfına dahil olmasıyla birlikte ekonomiye Z kuşağı geliyor. Yapılan araştırmalara göre bu kuşak, tüm zamanların en şımarık tüketici kuşağı. Kesinlikle ürünlere sadakatleri yok. Hayattan en büyük zevki almak istiyorlar. Tatmin olmuyorlar. İçinde bulundukları anı satın almak istiyorlar. Bağlantıda olmayı seviyorlar. Hepsi teknoloji kurdu. Bilgisayarlarda, alış-veriş merkezlerinde ya da caddelerdeler.
Eskiden marka üreticilerin tüketiciye anlattıkları şeydi. Ama artık bir tüketicinin diğer bir tüketiciye anlattığı şeydir marka…
***
Düzenlenen toplantının “ağır topu” Güngör Uras’ın önümüzdeki ekonomik süreç üzerine değerlendirmeleri ise yüreklere su serpici cinstendi. Afyonkarahisar’da ve Türkiye genelinde pek çok kimsenin ilgiyle takip edip, ekonomisine yön vermede ilk kulak verdiği isimlerden olan Güngör Uras, 2013 yılının 2012’den kötü geçmeyeceğini söyledi altını çize çize. Memlekette dövizin bulunacağını, dövizin fiyatını Hükümet’in belli bir seviyede tutmak için çaba gösterdiğini, büyük oynamalara meydan verilmeyeceğini belirten Uras, faiz konusunda da enflasyondan düşük faiz uygulamasının bankaların dış kaynaklara yönelmesine sebep olduğuna işaret etti. Altının ne olacağının belli olmadığını, Borsa’nın ise küçük yatırımcılar için cazip olmadığını anlattı. Genel itibariyle paraların bankalara gideceğini vurgulayan Uras, bankaların da böylelikle kredi vermeye devam edeceğini söyledi. Ticarette hazmedilebilir risklerin her zaman göze alınması gerektiğine işaret eden Uras, “Afyonkarahisar’ın belirlemiş olduğu yatırım alanları dünyadaki ve Türkiye’deki krizlerden en az etkilenecek olan alanlarda yoğunlaşmış durumda. Bu da Afyonkarahisar için bir şans.” dedi.
***
Bu anlatılanlara tekrar göz attığımızda, artık “Göze gelen, dile gelir. Dile gelen çabuk ele gelir” deyiminin pek revaçta olmadığını, aksine insanların göze ve dile gelmek için çaba gösterdiklerini anlıyoruz. Bu çabalar doğrudur, yanlıştır bunu zaman gösterecek. Ama eskilerin borçlanmayla ilgili “Suya girerken şemeleği geçmeyeceksin” tabirinin hala geçerliliğini koruduğuna şüphe yok.
Siz ne dersiniz?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti