Tanıtım vilayetle bütünleşmeli

Afyonkarahisar’a İzmir ve Antalya yolundan geliyorsanız, güzel bir manzara sizi karşılar. Zaman zaman karanlıkta kalan, özellikle geliş istikametindeki aydınlatmaları sorunlu olan Karahisar Tüneli’ni geçtiğiniz anda alışveriş merkezleri, oteller, karşılıklı ışıklandırma yapılmış binalar, çeşitli ve renkli işletmelerle karşılaşırsınız.
İstanbul istikametinden de şehre girerken yine aynı görüntüler sizi sürükler.
Ankara yolundan şehre gelirken önce mermer işletmeleri, sonra lokum işletmeleri; Eskişehir’den gelirken beldeler ve Afyon Kocatepe Üniversitesi bölgesi sizi karşılar.
Yolda canınız sıkılmaz.
Etrafı seyrede seyrede ilerlersiniz.
Afyonkarahisar Otobüs İstasyonu Turizm A.Ş. (Otogar) doğrultusunda ilerlerken aydınlık bir şehir görürsünüz.
Bir üniversite öğrencisi, bu şehre atanmış bir memur, bu şehirde çalışmaya karar vermiş bir işçi ya da hayata anlam katmaya hazırlanan bir çocuk olduğunuzu düşünün. Otogara kadar içinde bulunduğunuz rüyadan, toplu taşıma aracına bindiğiniz anda uyanırsınız. Minibüse bindiyseniz şoför, yüksek denilebilecek seviyede müzik dinliyor ve aracın içinde sigara içiyor olabilir. ‘Olabilir’ diyorum çünkü herkes aynı kefede değil elbette.
Halk otobüsüne bindiyseniz şoförün bu bölgeye has kelimelerle bize hitap ettiğini, ani hızlanma ve frenlerle sizi ‘titrettiğini’ görebilirsiniz.
Takside ise belirli belirsiz ‘Nereden çıktı bu iş şimdi’ havası ile karşılaşabilirsiniz.
Bu kadar mı? Değil.
Mecidiye girişinde, dar ve karanlık cadde, sizi eski romanlardan kalma bazı düşlere götürebilir. Uydukent tarafından girişte ise garip bir karmaşa hissi doğabilir. Trafik, yolda park etmiş araçlar, yer yer söylenme ve ağız dalaşları…
Külliyen kötü değiliz fakat. Meselâ şehir merkezine geldiğinizde esnafın genelini iyi karakterli, dükkanların genelini temiz bulursunuz.
Yenilenen Uzun Çarşı’da fotoğraf çektirme isteği duyarsınız.
…
Her şehrin kendine ait dokusu, iyi tarafları, eleştirilecek yönleri bulunur. Yukarıda anlattığım ve kısa sürede edinilebilecek intiba, şehrin sessiz tanıtımı anlamına geliyor.
Sessiz tanıtım, olumlu da olumsuz da gerçekleşebilir. Şehir dışından gelen misafirlerimiz; ‘doğduğu yer değil, doyduğu yer’ diyen fahri hemşehrilerimiz memleketlerine gittiklerinde Afyonkarahisar’ı bir bütün olarak anlatacaktır. İyi yönlerimizle ne kadar iz bırakırsak şanımız o kadar büyük olacak.
Tanıtım için yapılan reklam çekimleri, düzenlenen büyük ve etkili festivaller bu alandaki ilk adımlar olarak kabul edilebilir.
“Şehir tanıtımlarına para harcanmasın” demiyorum. Ancak tanıtım bir bütündür. Vilayetin reklamı, vilayetin içinde karşılaşılan kişi, olay ve olgularla bütünleştiğinde bir katma değer sağlar.
Atılan adımların devamı, misafirlerimizle muhatap olan tüm kesimlerin nezaket eğitiminden geçmesi; yolların toz ve topraktan arındırılarak düzenlenmesi; sokak aydınlatmalarının nizami olması ile mümkün olabilir.
Saydığım hususları tabii ki sadece misafirlerimiz için değil, bu ilde yaşayan herkes için yapmalı ve uygulamalıyız.
Hatta sadece il merkezi değil, bütün ilçelerle birlikte “Daha güzele nasıl ulaşırız” diye düşünmeli; bu yönde beyin fırtınası yapmalıyız.
…
Bu yazıyı okuyanlar, iki cihanda afiyet ve zenginlik içinde yaşasınlar.