Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK KÜLTÜR BAKANI TALAT S. HALMAN

Talat Halman, tanıdığım müstesna şahsiyetlerden biriydi. Gerçek bir beyefendi, başka deyimle, tam bir Osmanlı efendisi idi. Muhatabı kim olursa olsun, davranışları değişmez, insanlara seviyeleri doğrultusunda davranmaz, herkese aynı göz ve yürekle bakardı. Onu Hisar Dergisindeki sanatsal yazılarından ve telif ya da tercüme ettiği şiirlerden tanımıştım. O yıllarda Amerika’da bulunuyor, ama sık sık Türkiye’ye gelip gidiyordu.
Yüzyüze ilk karşılaşmam ise, Kültür Bakanı olarak, Afyonkarahisar Müzesi’ni açmaya geldiği zaman oldu. Yanında müsteşarı Mehmet Önder vardı. Yanlarına varıp, ikisinin de ellerini sıkmak onurunu elde etmiştim.
Sonra peşpeşe yayımladığım, Afyonkarahisar’la ilgili kitaplarımı göndermeye başladım. Gönderdiğim her mektuba cevap veriyor, her kitabımı aldığını belirttiği gibi, kısa yorumlar yapıyordu. Örneğin 8 Nisan 1973 tarihli mektubunda şu satırlara yer vermişti:
“Sayın İrfan Ünver Nasrattınoğlu,
Güzel armağanlarınız çok makbule geçti. Büyük bir emek ve çaba sonucunda iki enfes güldeste hazırlamışsınız. Ellerinize sağlık.
1971 Kasımında Afyona geldiğimde, tanışmamıza fırsat olmayışına üzüldüm. Çekinmeyip konuşmalıydınız benimle. Az süren bakanlık görevim sırasında müstağni ve kibirli olmamak için elimden geleni yaptım. Her isteyene kapım açıktı. Kimseyi cevapsız bırakmadım. Alışılagelmiş kasıntı bakan imajını değiştirmeye uğraştım. Bu bakımdan, Afyon’da görüşmemizin nasib olmayışına katmerli üzgünüm. Umarım başkabir vesileyle görüşürüz.
…Saygılar, teşekkürler, bütün çalışmalarınızda gönlünüzce başarılar diler, tebrik ederim. Sayın Osman Attila’ya da saygılarımı iletmenizi rica ederim.
Talât S.Halman
333 East 30th Street New York, N Y 10016”
Amerika’da yaşamını sürdürürken, yazışmaya devam etmiştik. Dönemin Başbakanı Sadi Irmak’ın himayelerinde düzenlediğimiz “Uluslararası Karacaoğlan Semineri”nin düzenleme kurulu başkanlığını Av.Vecdi Yarman yapıyor, ben de genel sekreterlik işini yürütüyordum. Doğal olarak Talat Halman’a da çağrı yazımızı göndermiş, o yazıya Anamın-Afyonkarahisar-Yemekleri adlı kitabımı eklemiştim. Bunun üzerine Halman’ın gönderdiği Şubat 1975 tarihli mektubundan da birkaç cümleyi buraya almak isterim:
“Sayın İrfan Ünver,
Anamın Afyonkarahisar Yemekleri için teşekkür ederim. Çok değerli ve ilginç bir kitap. Güzel düzenleyip sunmuşsunuz. Ellerinize sağlık.
1971’de Afyon Bölge Müzesini açmak şerefine nail olmuştum. O gün Afyon’da yediğimiz enfes yemeklerin tadı damağımdadır.
Uluslararası Karacaoğlan Semineri ile ilgili davetiyeniz için de teşekkür ederim. Ben katkıda bulunmağa hazırım. Bu konuda Sayın Vecdi Yarman’a postaladığım mektubun nüshasını ilişikte sunuyorum.
Saygılar, iyi dilekler, tebrik ve teşekkürler sunarım…”
Talat Bey, Seminer çağrımız içinde şunları yazmıştı:
…Yeni mektubunuz için teşekkürler sunarım. Karacaoğlan Semineriyle ilişkili girişiminizin üstün başarı kazanacağına ve Türk kültürüne önemli bir katkıda bulunacağına eminim. Hazırlık komitesinin üyelerinin her birine saygım ve güvenim büyüktür. Hepinizi şimdiden kutlarım.
Seminer sırasında üniversitemizde dersler devam etmekte olduğu için seminere katılmak benim için biraz zor. Önemli bir engel de, Amerikadan Türkiyeye uçak biletlerinin iri bir yekun tutması… Eskiden bizim üniversitede bu gibi faaliyetlere katılacak profesörlere yolluk ödenmesi mümkündü, hatta olağandı. Şimdilerde ise, ne yazık ki, Amerika’daki genel iktisadi zorluklar ve üniversite fonlarının nisbeten azalması yüzünden, yolluk kolay kolay sağlanmıyor.
Ancak, uçak bileti gönderilmesi mümkün olursa, üniversiteden izin alıp seminere katılmak üzere gelebilirim. Mektubunuzdaki “çok önemli bir neden yoksa seminere katılabilmenizi önliyecek engellerin kaldırılabileceği” ibaresi, yolluk sorununun çözümlenebileceği anlamına geliyorsa ben de seminerde aranızda bulunup bildirimi bizzat sunmağı çok isterdim elbette.
Seminere gelmem mümkün olmadğı takdirde, bildirimi kitapta yayımlanmak üzere hangi tarihe kadar göndermemi istediğinizi bildirir misiniz? Çevirileri de bildiriyle birlikte gönderirim…”
***
Talat Halman gibi, Türk halk edebiyatı konusunda önemli çalışmalar yapmış olan Prof.Dr.İlhan Başgöz’ü de, seminere davet etmiştik. Ne yazık ki, Kültür Bakanının,Turizm ve Tanıtma Bakanının,, müsteşarlarının ve hatta Başbakanın içinde olduğu bir düzenleme için çağırdığımız iki profesöre uçak bileti temin edilememişti. 29 Mart 1975 tarihinde Talat Halman’a yazdığım mektupta, çalışmalarımızla ilgili bilgiler vermiştim. Bu tarihi mektubumun konuyla ilgili bölümlerini buraya almak isterim:
“Çok Değerli Talat Halman Beyefendi;
…Durum şöyle: Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yabancı Türkologların uçak biletleri ile ağırlanmalarını sağlıyor da, sizin ve Sayın Başgöz’ün biletlerini gönderemiyor. Vecdi beyin ısrarları da maalesef bir sonuç vermedi. Ancak bu konuda başka girişimlerde bulunulmaktadır. Zira Vecdi bey, sizing semenire katılmanızı çok istiyor. Onursal başkanımız Sayın Sadi Irmak’ın vaad ettikleri maddi olanak sağlanırsa biletiniz hemen gönderilecektir. Ancak biletin sağlanamayacağı ihtimalini düşünerek, sizden ivedilikle bildirinizi göndermenizi istirham ediyoruz. Yine iki çeviri şiir de lûtfederseniz seviniriz. Zira T.İş Bankası seminerden sonra bildirileri basmayı kabul etti…”
***
Talat Halman Amerika’da iken, birkaç kez daha mektuplaşmıştık, ama bu mektuplar, mutad kutlamalar ve hatır sormalardan ibaretti.
Ankara’ya gelip, Bilkent Üniversitesi’nde göreve başladıktan sonra, temaslarımız yüz-yüze oldu. Başkanlığını yaptığı bölümde yayımlanan dergileri bana da göndermek lûtfunda bulundular. Zaman zaman, çeşitli kuruluşların düzenlediği bilimsel toplantılarda biraraya geldik. Örneğin Zagreb’de düzenlenen bir Türkoloji kongresinde, birlikte yürüdük. Orada musiki alanında önemli aşamalar kaydeden kızının sanatsal gösterisini izledik… Prof.Dr.İbrahim Agah Çubukçu için düzenlediğimiz jübile etkinliğinde, benim yönettiğim bir panele konuşmacı olarak çağırdık ve bizim için yararlı olan görüşlerini aldık…Başkanlığını yaptığım Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu olarak, kendisine, 1996 yılında, “Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü” verdik.
Çok sevdiğim ve saygı duyduğum Talat Halman Halman’la unutmadığım ve unutamayacağım en güzel hatıra ise, onunla New York’taki buluşmamızdı. Talat Halman’ın Kültür Bakanlığı döneminde müsteşarlığını yapan Mehmet Önder ve Vali Bahaeddin Güney’le birlikte, Birleşmiş Milletler binasında yapılacak bir toplantıya katılmak üzere New York’a gittiğimizde, New York’un, çok ünlü ve tarihi bir restoranında yediğimiz yemek…Halman’ın lûtfettiği o yemekte, ünlü karikatürist Bedri Koraman da oğlu ile birlikte bulunmuşlardı.
***
İnsanlar, doğuyor, şöyle veya böyle yaşıyor ve er-geç bir gün ölüyorlar…Talat Sait Halman da 5 Aralık 2014 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti ve İstanbul Edernekapı şehitliğine defnedildi…
Talât Sait Halman 7 Temmuz 1931 tarihinde İstanbul’da Kadıköy’de doğdu. Babası, Tümamiral Sait Bey, annesi Nemlizade Tahsin Paşa’nın kızı Fatma İclal Hanım’dır. Aile, Sait Bey’in Trabzon’un Holamana Köyü’nden olması nedeniyle “Halman” soyadını almıştır.
Türkçe’ye William Faulkner’in eserlerini, Shakespeare’in sonelerini; İngilizce’ye ise Dağlarca, Orhan Veli gibi şairlerin şiirlerini kazandırmış bir edebiyat adamı olan Halman, 1971’de Türkiye’nin Kültür Bakanlığı’nı kuran ve ilk Kültür Bakanı olarak yöneten kişidir.
Talât Halman, Robert Kolej’i bitirdikten sonra (1951), yüksek lisansını 1954 yılında Columbia Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde tamamladı. İlk evliliğini 1954’te Barbara Teitz ile yaptı, bu evlilikten oğlu Hür (Hugh) Talat Halman dünyaya geldi. Askerlik görevi nedeniyle Türkiye’de bulunduğu sırada Devlet Planlama Teşkilatı’nda yayın ve temsil şubesini kurmakla görevlendirildi; ardından ilk Yüksek Planlama Kurulu’nun raportörü oldu. Bu sivil görev sayesinde Türkiye’deki siyasi çevreyi tanıyan Halman, askerlikten sonra ABD’ye döndü.
1960 yılında ikinci evliliğini Türkiye’nin ilk hava subaylarından Salim Taşkıranel’in kızı Seniha Taşkıranel ile yaptı. Bu evlilikten tiyatro oyuncusu kızı Defne Halman ile bir kaza sonucu 17 yaşında hayatını kaybeden oğlu Sait Sali dünyaya geldi.
Akademik hayatına Columbia Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri vererek başladı. 1966 yılında Princeton Üniversitesi’ne geçti. Akademik çalışmalarının yanı sıra New York’taki WBAI Radyosunda Türk şiiriyle ilgili programlar yaptı; 1969-1971 arasında Milliyet gazetesinde köşe yazıları yayımladı.
Silahlı Kuvvetlerin ünlü 12 Mart Muhtırası’nın ardından Türkiye’ye döndü ve birinci Nihat Erim kabinesinde oluşturulan Kültür Bakanlığı’nda ilk Kültür Bakanı olarak göreve başladı. Beş ay süren bakanlığı döneminde Galata Mevlevîhânesi’nin sema gösterileri için yeniden açılması kararına imza attı. Ekim ayında Türkiye’yi ziyaret eden İngiltere Kraliçesi Elizabeth kendisini, “Sir” üvanı kullanmasını sağlayan Büyük Haç Şövalyelik Nişanı ile onurlandırdı. Halman, Aralık ayında besteci Itrî’nin 259. ölüm yılı nedeniyle düzenlenen bir klasik Türk müziği konseri için Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nun tahsis edilmesini onayladı. Bu karar, Atatürk devrimlerine aykırı olduğu iddiasıyla tepki topladı. 11 Aralık 1971’de birinci Erim hükümetinin sona ermesinin ardından kurulan ikinci Erim hükümetinde Kültür Bakanlığı kaldırılmış ve Halman, ABD’ye dönerek Princeton Üniversitesi’nde akademik hayatına devam etmiştir.
12 Eylül askeri darbesinden sonra Türkiye’nin yurtdışındaki kültür faaliyetlerini organize etmesi için Dışişleri Bakanlığı Kültür Elçisi olarak görevlendirildi.
Akademik çalışmalarına 1984-1986 yılları arasında Pennsylvania Üniversitesi’nde, ardından New York Üniversitesi’nde devam etti. İslam ve İslam Kültürü ile Ortadoğu konularında dersler veren Halman, 1986-1996 arasında New York Üniversitesi Ortadoğu Dilleri ve Edebiyatı bölüm başkanlığını yürüttü.
Kültür ve Dışişleri Bakanlıkları’nın isteği üzerine UNESCO genel kurullarına katılan Halman, 1989’da düzenlenen 25. genel kurulda Yunus Emre’nin 750. doğum yılının dünyada Yunus Emre Yılı olarak kutlanması kararının verilmesinde büyük rol oynadı. Bir sohbetimizde bana, UNESCO üyelerine Yunus’u anlatıncaya kadar çektiği sıkıntıları anlatmıştı. 1991-1995 arasında UNESCO Yönetim Kurulu üyeliği yaptı; 1993’te Planlama Komisyonu’na başkanlık etti.
1998’de Türkiye’ye dönerek Bilkent Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kurdu. 2005 yılında üniversitenin İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’nin dekanı oldu.
1988 yılında Boğaziçi Üniversitesi, 2006 yılında Ankara Üniversitesi, 2010 yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından Halman’a onursal doktor unvanı verildi. Ayrıca Türkiye Bilimler Akademisi Hizmet Ödülü (1999), ABD Türk Dernekleri Asamblesi: ABD’deki en başarılı Türk bilim adamı armağanı, Columbia Üniversitesi Thorn Wilder Çeviri Armağanı, Rockfeller Vakfı Bilimsel Araştırma Bursu, Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü ve Knight Grand Cross Madalyası (1971) ile taltif edildi.
Halman’ın kitap bütünlüğünde yayımlanan eserlerinden saptayabildiklerim şunlardır:
1. Duman (William Faulkner’den hikayeler, 1952-1962)
2. William Faulkner Hayatı, Sanatı, Eseri 1963)
3. Shkespeare’den Soneler, (1964)
4. Can Kulağı (Şiirler, 1968)
5. Eskimo Şiirleri (1969)
6. Wallace Stevens: Seçme Şiirler (1970)
7. Langston Hughes: Seçme Şiirler (1971)
8. Eski Mısır Şiiri (1972)
9. Dört Gök Dört Gönül (Şiirler-Rübailer, 1995)
10. Türk Shakespeare (2011)
11. Şiirlerle Laz- Karadeniz Fıkraları (1992)
12. İki’ler –Şiirlerle Özdeyiş Şiirleri, (1997)
13. Sessiz Soru, (Şiirler)
14. Çiçek Dürbünü (Edebiyat ve Kültür Yazıları)
15. Hepimiz Lazük – 100 Laz fıkrası (1996)
16. Eski Uygarlıkların Şiirleri (2011)
17. Doğrusu – Milliyet’ten 100 Yazı
18. Ümit Harmanı (Toplu Şiirleri, 2008)
19. Candan CanaMevlana Celaleddin Rumi’den Seçme Rübailer
20. Sevda Yüce Gözlerle Rubailer (2004)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti