Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Araç takla attı, ama yaşıyorum

Murat Arısoy 9 Nisan 2012 Pazartesi 03:00:00
  Başlığı yanlış okumadınız. Bindiğim otomobil, takla attı. Hem de bir yıl içinde 4-5 kez aynı vaka gerçekleşti. “Bir insan, bir kazayı 4-5 kez tekrarlar mı” demeyin. Tekrarlanıyor. Kimi sefer şoför koltuğundaydım, kimi sefer yolcuydum. Bindiğim araçlar takla attı… Ve gerçekten korkutucuydu o anlar.
Hızımız çok değildi hiçbirisinde. Hatta her defasında araç, saatte 5 ilâ 10 kilometre arasında bir hızla takla attı. Yaşadıysanız bilirsiniz. Televizyonda, sinemada mutlaka bir aracın takla atma sahnesine şahit olmuşsunuzdur. Dışarıdan bakınca kısa sürede olup biten her şey, araç içinde yolculuk yapanlara bir ömür uzunluğunda gelir.
Bende de öyle oldu. Hepsini değil, birini anlatayım sadece:
Araçta birden “yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu” fark ettik. Ben, ehliyetim olmamasına rağmen şoför koltuğunda oturuyordum. Kanımızda Efelik var ya, kuralmış, kaidemiymiş pek işlemez sandım. Oysa hayatın kuralları ile trafiğin kuralları benzeşiyordu. Uymazsan, cezası vardı. Hem bu ceza, sadece maddi olarak kalsa iyi, ya manevi cezalar ne olacaktı?
“Yolunda gitmeyen bir şey”, meğer içinde bulunduğumuz araçmış. Yanımdaki yolcu koltuğunda bir arkadaşım, arkadaki yolcu koltuğunda da başka bir arkadaşım bulunuyordu. Araç, ansızın takla attı… Ama ne takla!
Takla süresi 1, bilemediniz 2 dakikaydı. Fakat bitmek bilmedi. Yavaşlatılmış bir film, ara vermeden gösterildi sanki. Araç içindeki “Neler oluyor” cümleleri de cabası. Araçta, torpidonun üzerinde bir oyuncak top vardı meselâ. O bile havalarda gezdi.
Neyse ki yara almadan kurtulduk. Ancak kendimize geldiğimizde yolcu koltuğunda oturan arkadaşımla yer değiştirmiştik. Camdan fırlamamamız, bizim için bir şanstı.
***
Yok yok, Allah hepimizi kazadan korusun. Bindiğim araç yolda seyreden bir araç değildi.
Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 167’nci yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde eski Emek Tesisleri’nin bulunduğu otoparkta yerleştirilen simülâsyon aracının takla atmasıydı anlattığım. Yanımda Karahisar Tv’den Baki Deveci, Yerel Haber Ajansı’nda Abdülkerim Perik vardı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Ankara ve Afyonkarahisar’ı pilot olarak seçtiği Güvenli Trafik Projesi’nin tanıtımı amacıyla kurulan simülâsyon aracında önce emniyet kemersiz denedik araçla takla atmayı. Araç, saatte 5 kilometre hızla takla atmıştı, ama bizi “Gerçek bir kazada ne ile karşılaşırız” sorusunu sormaya yöneltti.
Emniyet kemerli deneyim ise gayet rahat geçti. Emniyet kemerinin bizi aracın inisyatifine bırakmayacağına “emin”dik.
***
Dünya Sağlık Örgütü, emniyet kemeri bilincinin gelişmesi için Afyonkarahisar’da daha önce de çeşitli toplantılar düzenlemişti. Bunlardan bir tanesi de “Medya Çalıştayı”ydı. Kasım ayındaki çalıştaya katılan Değiştirebiliriz Yol Platformu Sözcüsü Ahmet Utlu, çarpıcı bir örnek vermişti: Utlu, arka koltukta oturan 1 yaşındaki bir bebeğin, trafik kazası sırasında aracın fren yapması veya başka bir etken nedeniyle aniden durmasından sonra fil yavrusu ağırlığı kadar etki oluşturacağını söylemişti. Yetişkin insanlar için bu risk birkaç misli fazla. Emniyet kemeri takılmaması nedeniyle bir kazada sadece araç içinde yer değiştirmeler ve araçların eğilip bükülmesi değil, camdan fırlama hadiseleri de yaşanıyor. Bu bakımdan emniyet kemerinin takılmasında ciddi bir tutum sergilememiz gerekiyor.
***
Bununla birlikte, verilere göre Afyonkarahisar’daki sürücülerin emniyet kemeri ile araları pek yok. Her 100 sürücüden sadece 7’si, seyir hâlindeyken emniyet kemeri takıyor. Bu durum, hem Dünya Sağlık Örgütü’nün, hem de vilayet yöneticilerinin dikkatini çekiyor. Afyonkarahisar Valiliği, emniyet kemerinin takılmasını teşvik yönünde bir genelge yayınladı. Genelgenin ayrıntısını bilmiyorum, fakat resmi araçlarda emniyet kemeri takmayanlara ceza verilmesi öngörüldüğü açıklandı. Genelge, şoför mahallinin yanı sıra yolcu kotluklarında oturanları da kapsıyor. Ancak günlük hayatta genelgenin uygulanması biraz zor gözüküyor.
Örneğin, güvenlik birimleri, emniyet kemerini nasıl takacak? Olaylara müdahale ederken emniyet kemerini takıp çıkarma işlemi sırasında 1 dakikalık da olsa gecikilmesi, kamuoyuna nasıl yansıyacak?
Keza, resmi araçlara uygulanacağı kaydedilen genelge, “devlet büyükleri” için de geçerli olacak mı? Bir milletvekili, bir bakan, bir başbakan emniyet kemeri takmıyorken görüntülense, genelge “yok hükmünde” sayılmayacak mı?
E, ama bir taraftan İçişleri Bakanlığı’nın “milletvekillerine ceza yazılmasın” genelgesini hatırlayınca, “Afyonkarahisar Valiliği’nin genelgesi, sadece il müdürleri ve sade vatandaşlar için mi çıkarıldı” diye düşünmekten kendimi alamıyorum…
***
Sözün özü, emniyet kemeri trafikte “olmazsa olmaz” sayılmalı. Olaylara acil müdahale etmesi gereken görevliler bir tarafa, ancak devlet büyükleri, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, oda başkanları başta olmak üzere emniyet kemeri takmayan herkese gereği yapılmalı. Emniyet kemeri takma bilincinin gelişmesi maksadıyla da eğitimler gerçekleştirilmeli.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti