Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Saltuk DURUALP

Boykot

Terör devleti İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım, vicdanı olan herkesi rahatsız ediyor. Filistin, zaten bizim gönül coğrafyamızda; bizim Filistin’le ilgilenmemiz doğal. Dünyaya baktığımızda yüz binlerce kişinin terör devleti İsrail’i protesto ettiğini görüyoruz.
Protestoların ardından yükselen talep şu:
“İsrail menşeili markaları ve İsrail’i destekleyen ülkelerin ürünlerini boykot edelim.”
Dini imanı para olan bir terör devletinin karşılaşacağı en büyük ceza boykot olur kuşkusuz.
Boykot fikrine Türkiye açısından bakarsak bazı meselelerle karşılaşıyoruz:
Birincisi, ülkemizde üretilen ürünlerin her alanda tercih edilmesi ile ilgili zaman zaman genelgeler çıkarılsa da, bu genelgelerin “heyecanı” kaybolduktan sonra uygulanmadığını biliyoruz. Terör devleti İsrail, özellikle son 30 yıldır düzenli olarak Filistin topraklarına saldırır ve büyük acılar yaşatır; buna rağmen devletimizin hızlı trenlerinde İsrail’e destek olan firmaların mamullerinin satıldığını bilmezdik. Kamu kurumlarında uygulanan İsrail markaları ve İsrail’e destek olan ülkelerin ürünlerinin boykot kararı üzerine anladık ki hızlı trenlerimizde, İsrail kökenli bir marka yer alıyormuş.
Yine hava yolu şirketimizin ikramlarının da benzer yönde olması normal karşılandı. Öğrendik ki Gazi Meclisimiz’de de bu ürünler satılıyormuş, neyse ki boykota Gazi Meclisimiz de katıldı. Yerli malı kullanımı ile ilgili genelgelerimizi uygulayabilirsek, boykotlara gerek kalmayabilir.
İkinci meselemiz, boykotun “parası verilmiş ürün” üzerinde olmaması gerektiğidir. Litrelerce zehirli meşrubat alıp yollara dökmekle sonuç alamayız. Terör devleti İsrail’i cezalandırmak için para akışını net bir şekilde durdurmalıyız.
Üçüncü meselemiz, biraz “komplo teorisi” gibi gelebilir: Milli olarak saydığımız şirketlerin ortaklıkları, yöneticileri, para transferleri ne durumda? Biliyor muyuz? Serbest piyasa koşullarında bu saydıklarımızın sıkı bir denetime tabi tutulması mümkün değil. Pekiyi, “serbest piyasa” söyleminin esası, kimlerin ilkelerine dayanıyor?
Belki de içinde bulunduğumuz ekonomi sistemini sorgulamamızın vakti gelmiştir…
Dördüncü meselemiz, ülkemizde düzenlediğimiz kampanyaların kapanış tarihinin olmamasıdır. Bugüne kadar İsrail, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerin ürünlerini boykot ettik. Boykotun çerçevesini “Şu sorun çözülene kadar”, “Bu isteğimiz yerine getirilinceye kadar” diye düzenlemedik; dolayısıyla 3 ay sonra neyi, neden boykot ettiğimizi bile unutur hâle geldik.
Bu sefer açıkça ifade etmeliyiz:
“Terör devleti İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım sonuçlanana kadar İsrail ve destekçilerinin ürünlerini almıyoruz, ülkemize sokmuyoruz.”
Beşinci meselemiz ise, milli üretim ve tüketim bilincinin boykotlarla sınırlı kalmaması gereğidir. Tüketimde, ülkemizde üretilen ürünleri esas almalı; her türlü tasarrufu bu yönde teşvik etmeliyiz.
Milli sermayenin önündeki vergi mevzuatı buzdağını bertaraf etmeli; bu bağlamda vergileri adil hâle getirmeli; ekonomimizde istihdam ve üretim odaklı dönüşümü sağlamalıyız. Bazı sektörlerde devlet öncü olmalı, kurumları yönlendirmeli.
Bununla birlikte “Yaparsak kalitelisini yaparız” düşüncesini yaygınlaştırmalı; ki bu düşüncenin yaygınlaştırılması yetmez, inandırıcı olmalı. Milli sermayenin deterjanı, ithalden daha iyi temizlemeli; milli sermayenin bisküvisi, ithalden daha lezzetli ve sağlıklı olmalı; milli sermayenin otomobili, ithalden daha güvenilir, daha konforlu olmalı.
Velhasıl, “boykot” birkaç basın açıklamasıyla sınırlı kalmayacak kadar kapsamlı bir mücadeledir.
“Gaza”mız mübarek olsun.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti