Nöbetçi Eczaneler
29 Ağustos 2011 Pazartesi 03:00:00 İMAN VE MÜ’MİN KELİMESİNİN
ÇEŞİTLİ ANLAMLARI (6)
İnanmak iman kelimesinin tek anlamı değildir. Kur’an da İman kelimesi inanmak manasının yanında çeşitli anlamlarda da kullanılmıştır.
İman kelimesi aynı zamanda güvenmek manasına gelir. Emin/kendisine güvenilen insan, Muhammedül Emin örneğinde olduğu gibi. Allah’ın güzel isimlerinden birisi de “El Mü’min/Güven Veren” dir.
“Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).” Haşr59/ 23
“O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.” (Diyanet İşleri) Allah Mü’mindir/güven verendir; güvenilendir.
Bakara2/283. ayette güvenmek manasında kullanılmıştır.
“Ve in kuntum alâ seferin ve lem tecidû kâtiben fe rihânun makbûDah(makbûDatun), fe in emine ba’Dukum ba’Dan felyueddillezî’tumine emânetehu velyettekıllâhe rabbeh(rabbehu), ve lâ tektumûş şehâdeh(şehâdete), ve men yektumhâ fe innehû âsimun kalbuh(kalbuhu), vallâhu bi mâ ta’melûne alîm(alîmun). (Bakara2 /283)
“Eğer yolculukta olur da bir yazıcı bulamazsanız, o zaman alınmış rehinler yeterlidir. Eğer birbirinize güvenirseniz kendisine güvenilen kimse emanetini (borcunu) ödesin ve Rabbi Allah’tan sakınsın. Bir de şahitliği gizlemeyin. Kim şahitliği gizlerse, şüphesiz onun kalbi günahkârdır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.” (Bakara2/283) (Diyanet İşleri)
Yusuf suresi 11, 64. ayetlerde de güvenmek manalarında kullanılmıştır. (Ey baba bize niçin güvenmezsin)
“Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî garîb(garîbun) ucîbu da’veted dâı izâ deÂni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne). (Bakara 2/186)
“Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar (güvensinler) ki doğru yolu bulalar.” Bakara2/186 (Diyanet vakfı)?
“Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulihî vel yevmil âhıri fe kaD Dalle Dalâlen baîdâ(baîden).(Nisa/136)
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin (güvenin). Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisa/136)
“Ve minhumullezîne yu’zûnen nebiyye ve yeGûlûne huve uzun(uzunun), Gul uzunu hayrin lekum yu’minu billâhi ve yu’minu lil mu’minîne ve rahmetun lillezîne âmenû minkum, vellezîne yu’zûne resûlallâhi lehum azâbun elîm(elîmun).” Tevbe 9 /61
“Onlardan nebîye eza (eziyet) eden kimseler: “O bir kulak (gibi)dir, (her söyleneni dinler, inanır).” diyorlar. De ki: “O, sizin için hayrın kulağıdır (sözünüzü işitir, kabul eder; bilmemesinden değil, sizi tekzip etmemesinden dolayı hayrın kulağıdır). Ve Allah’a İman eder ve mü’minlere inanıp güvenir.. Ve sizden âmenû olanlar/inananlar için bir rahmettir. Allah’ın resûlüne eza edenlere (ona yakışıksız söz söyleyenlere, ayıplayanlara), onlara, elîm bir azap vardır.” (Tevbe/61)
“Tû’minûne billâhi ve resûlihî ve tucâhidûne fî sebîlillâhi bi emvâlikum ve enfusikum, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).”(Saf 61/11)
“Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân edersiniz (güvenirseniz) ve Allah’ın yolunda canlarınızla ve mallarınızla cihad edersiniz. İşte bu, sizin için hayırdır. Keşke bilseniz.” (Saf 61/11)
Yine “emniyet teşkilatı/güvenlik teşkilatı, teminat vermek/güvence vermek örneklerinde olduğu gibi. Yüce Allah’ın sıfatlarından birisi de güven veren manasına gelen “El Mü’min”Dir.
