Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KIRKİKİNDİLER

Kırkikindiler: İç Anadolu’da, bahar geldiğinde kırk gün yağacağına inanılan, kısa süren, akşamüstü yağmurlarına verilen addır. İlkbaharda gün içi yüksek ısı dolayısıyla ikindi vakti boşalan yağmurla, birkaç saatte her taraf sele kapılır.
Yağmur bereket demektir. Büyük – küçük herkesin istediği yağmur yere düşmeye başlayınca; insanlar sevince boğulur. Çünkü: Yağmur, bereket demektir. Bunun için halk dilinde yer eden: “Gök ağlamayınca, yer gülmez.” atasözü anlamlıdır.
Çocukluğumuzda, bu mevsimde hava gürlemeye başlayınca; sokakta oynayan bizler, bu bereketin devam etmesi için; “Adineye Çıkma” kararı alır, elimize geçirdiğimiz mendil, peşkir örtü, torba ne bulursak bütün mahalleli Adine’ye çıkardık. (Bu adet Türkiye’nin pek çok yerinde vardı.)
Pilav pişirmek için kapı kapı dolaşır erzak toplardık. Sokak tamam olunca, en son Kasaplar içi dükkanlarını da ziyaret eder, buradan da et veya yağ isterdik. Halkımızın çoğu, bu tür oyunlara alışkın olduğu için bizi kırmaz anlayış gösterir geri çevirmezdi. Evlerin kapısına varınca hepimizin koro halinde söylediği ezgi hiç aklımdan çıkmaz:
“ Hey A- di- ne / A– di – ne
Şal -gam Bö -rek / Ta -dine
Bi ga -şık Yağ -dan
Bi Ga -şık Tuz -dan
Ver Allahım ver gani gani yağmur
Bah –çe – de ça – mur
Tek – ne – de ha – mur
Ver Al – la – hım ver
Ga – ni ga – ni yağ – mur
Bir hal – ka, iki hal – ka
Evi – nen damı – nan
Ka – be – ye galkaaaa… galkaaaaa..”
İstenen erzak verildiğinde hep bir ağızdan: “Amiiiiiiin” derdik.
Bazen, fakir değil, “var yemez” takımından olduğunu bildiğimiz kapıya varıp, da rahatsız etmiş olursak; başımızdan aşağı su dökülürdü. Oyunumuzu bozan, bu terbiyesizliğe biz de kızar, aslında doğru olmayan: “Bir hasır, iki hasır, vermeyenin ….fasır fasıııır.” davranışında bulunurduk.
Toplanan erzak yeterli olunca, mahallenin büyüklerinden biri pişirme işini üzerine alır, pişen pilav, getirdiğimiz kaplara servis yapılırdı. Yeme işlemi bitince, geriye kalan; kurdun kuşun nasibi ayrılır bu defa elde kap ve kaşıklarla en yakın yatır; “Gavur Galesi” altındaki : “Merdümek Sultan” ve “Topuzlu” da bulunan “Mustafa Dede” ziyaret edilirdi. “Adine Pilavı” yatırın sağına soluna serpilerek, bu adetimiz son bulurdu.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER