23.ULUSLARARASI ANTRENÖR GELİŞİM SEMİNERİ

6-7 Ocak 2015 tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan bu iki günlük seminere İki binin üzerinde futbol antrenörü katıldı. Olumsuz hava şartlarına rağmen bu sayıdaki katılım oldukça memnun etti organizasyonu yapan TFF ve TÜFAD’ı…
Hem üniversiteden hem de futbolculuktan öğrencim olan ve UEFA-A diplomasına sahip İsmail Aladaş ile 5 ocak sabahı bastıran kar ve soğuk havaya aldırış etmeden düştük yola ve Zafer Hava Limanı’ından kalkmaya hazır THY uçağına attık kendimizi. Afyonumuzun aksine güzel bir hava vardı İstanbul’da. Fatih’teki otelimize yerleştikten sonra çevreyi gezmeye çıktık… Üniversite öğrenciliğim sırasında okuduğum Edebiyat Fakültesi’nden Şehremini’ndeki Afyon Talebe Yurdu’na yaya olarak kestirmeden çok yürüdüğüm bu yerleri adeta ezberlemiştim… Otelimizin yakınındaki “Kıztaşı” sütununda birkaç dakikalık bir nostaljiden sonra Edebiyat Fakültesi’ne kadar yürüdük. Yaklaşık elli yıl önce okuduğum bu kutsal mekânın havasını teneffüs ederken yaşamımın en güzel yılları geçti gözümün önünden. Gezdik akşama kadar, bu “Bîmisl ü bahâ” şehrin gezebildiğimiz kadarını… Hava iyice soğumuş ve kar taneleri de titreyerek düşmeye başlamıştı…
6 Ocak Salı sabahı, seminerin açılış konuşmasını yapan TÜFAD başkanı İsmail Dilber, TÜFAD-TFF işbirliğinin tarihsel sürecini anlattı ve TFF’nin yabancı futbolcu kararını desteklediklerinin altını çizdi. TFF başkanı Yıldırım Demirören de antrenörlere seslenerek “Türk futbolu sizlerin yetiştireceği yeteneklerle yükselecektir” dedikten sonra yabancı futbolcu kararının “yerli oyuncu üretimini hızlandıracağını” belirtti
Fatih Terim’di bu seminere damgasını vuran; baştan sona onun etkisi ve seminere egemenliği göze çarptı. Baş aktör ve yıldız oyuncu oydu… İki sunum yaptı Fatih Hoca… İlkinde çok uzun konuşmadı ve kendi futbol yaşamından, futbol felsefesinden ve hücum futboluna geçiş sürecinden söz etti. “Yenilmek kolay, yenmek olay” lâfının artık özellikle Avrupa maçlarında yeterli olmayacağını düşündüğünü ve bu anlayışı terk ederek futbol felsefesini değiştirdiğini anlattı ve “kendimizi geliştirmekten geri durmamalıyız” dedi.
Seminerde bildiri sunan yabancı futbol adamları da vardı. Bu kişilerin sunumları, futbolun teknik, taktik, psikolojik, kondisyon yönlerinin yanı sıra sosyolojik, kültürel ve ekonomik yönlerine de ışık tutuyordu… Ancak Fatih Hoca’nın gölgesinde kaldılar bunlar…
Seminerin yıldızı Fatih Hoca, ikinci günün sonunda yaptığı yaklaşık üç saatlik konuşmada için döktü adeta… Yaşadığı zor ve sıkıntılı günleri anlattı. “Yılmadım ayaktayım” dedi. Birçok profesyonel kulübün hâlâ UEFA kriterlerinin çok uzağında olduğunu belirtti. “Kulüpler borç batağında, 2. Ve 3, Lig‘de kahvelerde kurulmuş ve oralardan yönetilen takımlar var, fax yok, adres yok, soyunma odaları yok, böyle profesyonellik mi olur. Avrupa 2065’in planlarını yapıyor bizde 2015 bile yok” dedi. Futbolumuzu ileriye götürecek projeleri anlattı. Avrupa’da futbola başlama yaşı 5 bizde 10, beden eğitimi ders saatleri yetersiz, futbolcu sayılarında ve niteliklerinde çok geriyiz” diyen Terim ,“Futbola siyasetin karışmasına” da karşı olduğunu vurguladı….