ARAŞTIRMACI YAZAR VEYSEL EROĞLU – Kocatepe Gazetesi

Erenler evliyalar yatağı; Yiğitler, kahramanlar otağı Afyonkarahisar’ımızın yetiştirdiği önemli devlet adamlarımızdan birisi olan Sayın Veysel EROĞLU’nu ilimizde ve Türkiye genelinde yapmış olduğu büyük hizmetlerle ve büyük projelere attığı imzalarla tanırız. Doğrudur. Güneş balçıkla sıvanmaz. Sayın Eroğlu,  yapmış olduğu hizmetlerle çok büyük bir övgüyü zaten hak etmiştir.
Bu gün sizlere O’nun pek te ön plana çıkmayan bir yönünden söz etmek istiyorum. “ARAŞTIRMACI VE YAZAR VEYSEL EROĞLU” Sayın Eroğlu bü yönüyle aynı zamanda bizim de meslektaşımız oluyor. Çok sayıda ilmi araştırma, makale ve kitaba imza atan Eroğlu’nun geçen hafta çok değerli ve tarihimiz açısından önemli bir araştırma kitabı elime geçti. “ERMENİ MEZÂLİMİ”. Kitap Sebil Yayınları tarafından basılmış, İstanbul 1995, ikinci baskı..
SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ
Kitabın ön sözü önemli bir tespitle ve bir Türk Atasözü ile başlıyor. “Su uyur, düşman uyumaz..” Kitap büyük bir ciddiyetle hazırlanmış, ciddi bir araştırma. Dilerim yeni baskısı yapılır.
SAYIN EROĞLU’nun tesbiti çok doğrudur. Su uyur düşman uyumaz. Zaten hep böyle olmuştur. Su uyumuş ama Türk milletinin düşmanları hiç uyumamıştır. Bu uyumayan düşmanın en sinsisini, insanlara sinsice yaklaşanını, Nas suresinde ki geçen özelliğiyle “Hannasını” 15 Temmuz 2016’da gördük. Gözü dönmüş,  insana sinsice yaklaşan, yanaşan ve milletimizi Allah’la Kur’an’la aldatan şeytanın orduları aziz milletimizin üzerine kurşun yağdırdılar.  Asâkir-i İslam, Cundallah, Muhammedin Ordusu olmak gibi şanlı unvanları üzerinde taşıyan ordumuzu “ŞEYTANIN ORDUSU” haline getirmeye çalıştılar. Ama Allah’ın izniyle başaramadılar ve hiçbir zamanda Allah’ın izniyle yine başaramayacaklar.
SAYIN EROĞLU, büyük bir emeğin mahsulü olan kitabına, Ermeni meselesini çıkışından, Ermenilerin etnik yapısından, Ermeni Tarihinden başlayarak, Emperyalist devletlerin Ermenileri nasıl kullandıklarını açıklayarak başlamış ve Ermenilerin yaptıkları eza, cefa ve zulümleri ayrıntısına kadar anlatmış..
Sayın Bakanımızın herkes tarafından okunması ve yeni bir baskısının yapılması geren kitabı şu tespitlerle bitiyor:
“Tarih boyunca fethettiği her ülkeye adâlet, huzur ve saadet götürmüş olan Türk milleti, hâkim olduğu her millete, kendi idarecilerinden görmedikleri derecede insani ve medeni bir suretle muamele etmiştir.
Ne acıdır ki, çeşitli ihmal ve ihanetler yüzünden zayıf düştüğü zaman ise emsalsiz bir semâhatle (müsamaha ile )  muamele ettiği kavimlerden en büyük kötülüğü görmüş, nimetlerinden asırlarca istifade edenlerin akla hayale gelmeyen zulümlerine maruz kalmıştır. Bu kavimlerin başında hiç şüphesiz Ermeniler gelir….”
Cenâb- Hakk’ın yüce misyonlar ve görevler yüklediği aziz milletimiz sadece İslam dünyasının değil, üzerinde yaşadığımız çoğrafyanın da yegâne ümit kaynağıdır. O’nun içindir ki bu milletin dostundan daha çok düşmanı vardır. Bu gerçek “Türk’ün Türkten başka dostu yoktur” Atasözünde ifadesini bulmuştur.  Bizim düşmanımız çok ama dostumuz da yok değil vardır. En büyük dostumuz, yâr ve yardımcımız CENÂB-I ALLAH’tır.
BU COĞRAFYADA YAŞAMAK BEDEL İSTER
Üzerinde yaşadığımız coğrafya bir medeniyetler ve milletler mezarlığıdır. Et, Sümer, Lidya, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi tarihe damgasını vuran büyük devletler ve medeniyetler bu coğrafyada inşa edilmiştir. Bu gün onlardan geriye kalan kırık dökük tarihi kalıntılar ve bizim adımıza ise TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletidir. Biz bu coğrafyada yaşamak ve bu coğrafyaya sahip olabilmek adına milyonlarca şehit verdik. En son bedeli ise 15 Temmuz 2016’da verdik.
Evet! Bu coğrafyada yaşamak bedel ister. Bu bedeli verecek, gerektiğinde dini, namusu, vatanı ve bayrağı uğruna canını seve seve verecek, milliyetçi, şuurlu, bilinçli bir nesil ve ve şuurlu bir İslam toplumu oluşturmak zorundayız.  Sayın Eroğlu’nun Ermeni Mezalimi adlı eseri bu bakımdan önelidir. Dün Ermenileri kullanan emperyalistler bu gün de ateist-Marksist PYD/PKK’yı kullanıyorlar. Evet, Eroğlu’nun tespiti doğrudur. Su uyur düşman uyumaz. Öyleyse biz uyumayacağız. Sulh ve salah yani b��lgede ve dünyada huzur ve barış istiyorsak, Atalarımızın “Hazır ol cenge, istiyorsan sulhu salah” atasözünde olduğu cenge her zaman hazır olacağız.
“NAMAZ VE NAMZI İKÂME ETMEK” ADLI KİTABIM
Ben de âcizane bir kardeşiniz olarak 1994 yılından beri bilinçli ve şuurlu bir İslam Toplumu, Türk Dünyası ve İslam Dünyası’nın oluşması adına yazılar ve kitaplar yazıyorum. Bunların şu an itibarıyla sonuncusu Belediye başkanımız Sayın Burhaneddin Çoban’ın katkıları ile Afyonkarahisar Belediyesi tarafından basılan “Namaz ve Namazı ikâme etmek” adlı kitabımdır. Kitabımızda şuurlu bir gençlik ve İslam toplumu oluşması adına Kur’an, Sünnet ve Namaz merkezli bir hayat yaşayan, namazı hayatına hakim kılan, hayatın tamamını namaz yapan, Namazını eda etmekle kalmayıp İKÂME EDEN  bir toplumun inşasını hedef aldık.
Bu güne kadar bakanımızla sohbet etme imkânımız olmadı. Ben Şuhut’ta Ağzıkara köyünde öğretmenlik yaparken seksenli yıllardan rahmetli babası İbrahim Amca’yı tanırım. Ne mutlu O’na ki Veysel Bey gibi bir evlat yetiştirmiş. Allah izin verirse yakın bir zamanda kendisiyle yüz yüze görüşmek ve kitabımı imzalayarak takdim etmek isterim.
Evet! Bu gün SAYIN EROĞLU’nun, bakanlık ve milletvekilliğinden daha çok belki de birçoklarımız tarafından bilinmeyen bir yönünü anlatmaya çalıştık. Allah kendisinden razı, yâr ve yardımcısı olsun.