Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

BURÇLAR VE KÜFÜRLER -3 – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 22 Kasım 2018 Perşembe 15:10:06
 

BİLLAHİ İMANIN SÜREKLİLİĞİ ANCAK SALÂT İKAMESİYLE MÜMKÜN OLUR
Dedik ki: Bir tohumdan ne ürün çıkacaksa, güneş o ürünün ortaya çıkmasında çok önemli bir faktördür. İnanın, güneşin aynı rolü insan için de böyledir, insan için de güneş böyledir. İnsandaki neyse, yani ondaki ne tohumuysa (ne yazılımıysa) güneş onu coşturur, onu filizlendirir, onu ürüne çevirir. Eğer insandaki esfele sâfiliynse güneş onu coşturur, onu ürüne, fillere çevirir; Billâhi anlamda imansa güneş onu coşturur ve fiillere çevirir. Ancak dünya yaşantısı gereği insanların dünya formatı öyle bir özelliktedir ki Billahi iman tohumuna yer bırakmaz, o biraz filizlenecek olsa hemen etrafını esfele sâfiliyn kaplar. Böylece güneş tam Billahi imanı coşturacakken üstünü, etrafını esfele sâfiliyn kaplar, bu sefer yine güneş tesiriyle esfele sâfiliyn filizlenir, onun fiilleri çıkar. Hâlbuki Billahi iman çıkacaktı ama esfele sâfiliyn ona bırakmıyor, etrafı kaplıyor. Onun özelliği o: Billahi imanın özelliği edebi gereği çekinmese, esfele sâfiliynin özelliği de kaplamaksa, biz böyle çekinen bir şeyi nasıl dışarıda tutalım ki güneşten o yararlansın? Bunun yolu salâttır! Bu ancak salâtın ikâmesiyle mümkündür. Bizde Billahi imanın sürekliliği ancak salât ikamesiyle mümkün olur. Onun için ezanda “kurtuluşa koşun” denir. “Kurtuluşa koşun” denirken ki kurtuluş o an içindir. O anlar, güneşin tesirinden Billâhi anlamda yararlanmak istiyorsan gel esfele sâfiliyni devirelim saatleridir. Bu yüzden, Billâhi anlamda imanı sürekli tutabilmek için, onun güneşten yararlanıp filizlenip ürün çıkarabilmesi için dünya hayatında, hayatımızda önemli iki şey var: Salât ikamesi ve Ramazan ayı. İkisi de güneşle çok ilişkilidir. Cuma salâtı saati de esfele sâfiliynin başının ezilebileceği ve Billâhi imanın hâkim olmasının sağlanacağı önemli bir saattir. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun, Cuma salâtı ikâme edileceği zaman güneş tepededir, bir de astronomik pozisyon açısından dünyanın o noktası için saat güneş saatidir; hem güneş saatidir, hem güneş tepededir. O yüzden Kur’an bizi uyarır: Cuma salâtı için çağırıldığınızda neyle meşgulseniz bırakın, salâta koşun, sonra tekrar yeryüzüne dağılın” der. Bu çağrı o an için!
MÜKEMMELİ ARAYAN
 ALLAH’I ARIYOR DEMEKTİR
Araya konulmuş bu örnekten sonra konumuza dönelim. Burçlar ve Küfürler yazılarımız konunun temel bilgisini içerecek, yalnızca insanın doğum gününde aldığı özelliklerden bazılarını ele alacağız. Amacımız bütün özellikleri sıralamak değil. Çünkü biz bir olayı açıklamaya ve anlamaya çalışıyoruz, amacımız bu. Dikkat etmemiz gereken bir diğer husus da şudur: Burçlar ve Küfürler konusunun anlaşılabilmesi için bu yazılarda paylaşacaklarımızın tamamını okumak gerekiyor. Çünkü eğer siz hâlinizi gerçekten öğrenmek isteyen bir talip iseniz, kendinizdeki herhangi bir özelliği başka bir burca ait anlatım içerisinde de görebilirsiniz. Veya bir özelliğin başka bir burç anlatımı içerisinde farklı bir izahını görebilir ve yararlanabilirsiniz. Unutulmamalıdır ki, kişi kendisine ait burçta yazan bütün özellikleri taşımıyor olabilir. Çünkü burç özellikleri diye bilinen ve tanımlanan özellikler ortalama ve genelleme bilgilerdir, her insan için tam bir şablon oluşturmazlar. Özellikle de müslümanlar için! Çünkü bir müslüman ayet ve hadisleri okuyup da onlara uymaya gayret gösterirken, oluşturduğu hayat tarzı sebebiyle, burcunun bazı özelliklerini baskılamış, onların ortaya çıkmasını engellemiş olabilir; o yüzden de kendisinde o özellikler yok zannedebilir. Veya işe dünya genelinde bakacak olursak, kendisine “iyi insan olmak gerekir” telkini yapılan ve bunu çok önemsemiş hümanist birisi de bazı burç özelliklerini baskılamış ve onların ortaya çıkmasını engellemiş olabilir.
Bir kişinin burcunda istenmeyen, olumsuz sayılacak şeyler varsa dûniHİ algı ile burç yorumu yapanlar ona bir takım önerilerde bulunur. Astrologlar olanlara genellikle burcunda baş edemediği, rahatsız olduğu ve hoşlanmadığı özellikleri baskılamalarını önerirler, en çok önerilen budur. Örneğin bazı burçlarda o burç insanının bir özelliği vardır; mükemmele hayranlık. Kişi mükemmeli arar, mükemmele hayrandır. Fakat kişi dünyada duniHİ algı ile yaşadığı esfele sâfiliyn hayatta o mükemmeli ne bulabilir, ne de tanımlayabilir. Ama elinde de değil; mükemmeli istiyor, içinden öyle geliyor. İşte dûniHİ algı ve zann’larıyla yaklaşan yorumcular ona derler ki; “bu duygunu baskıla, körelt, hiç bir şey mükemmel değildir.” Çünkü o kayıt ilmî sûretlenirken doğumu esnasında astronomik pozisyondan yararlandı, gözlem bilgilerine göre, onda yani kaydında “mükemmeli arar” emri açığa çıktı. Fakat kişi dünya hayatında bu özelliğine dûniHİ algı ve zann’larıyla yaklaştığı için onu dûniHİ algıyla değerlendirdi ve Mükemmel’i esfele sâfiliynde aradı. Esfele safiliyn yaşantıda gerçek mükemmeli bulamayınca da rahatsız oldu, kendini çaresiz hissetti. İşte o zaman ona şu öneriliyor: Bu duygunu baskıla! Bu o kadar yanlış bir öneridir ki! Ama dünyada yapılan da budur! Elbette başka öneriler de var, onları göreceğiz. Ama duniHİ algıdakiler ona “bu duygunu baskıla” dedikleri için o da onu baskılar. Böylece kendindeki çok önemli bir yeteneği köreltmiş olur. Bu öneri bu kadar tehlikeli ve yanlıştır. Ama yapılan maalesef budur. Mükemmeli arama özelliğini baskılayıp köreltenin kendinde baskıladığı önemli özellik nedir bakın: Mükemmel‘i aramak demek, farkında olmadan Allah’a ulaşmaya çalışmak demektir. Mükemmeli arayan Allah’ı arıyor demektir. Onun kaydına “Allah’ı ara” bilgisi yüklenmiştir. Ama o bunu dûniHİ algıyla esfele sâfiliyn değerlendirdiği için, esfele sâfiliyn takâsür içerisinde mükemmeli arar. Birisi de “Onu baskıla” der, baskılar ve kendisini Allah’tan perdeler. Bu kadar sakıncalı olduğunu belirtmek için şimdi bir kaç cümle paylaşmış olduk, onları ileride yerlerinde tekrar göreceğiz.
BUNLAR ÇARE DEĞİL
Baskılamanın dışında sık karşılaştığımız başka öneriler de var. Mesela, boş verici olmayı önerirler. “Tamam, o özelliğin var ama biraz da boş vermeyi öğren” der veya iyi insan olmayı önerir. Veya; “Bardağın dolu tarafından bak” der, kişi biraz huzursuzsa ona bunu önerir. Veya kişinin burç özelliğine göre egosu yüksektir, ona “Ego çıtasını biraz indir” der. Sanki indirebilir de! Sanki öneride bulunan kendi indirebiliyormuş gibi “Bu çıtayı indir, düşür” der. “Ben bu özelliklerimle ne yapacağım” diyenlerin karşısına işte böyle önerilerle çıkarlar. Neden? Çünkü kendileri dûniHİ algı ve zann’larındadır, anlattıkları hayat tarzı da dûniHİ algı ve zannıdır. Bunların tamamı boş ve yanlıştır. Kişi kendisine çok lazım olacak yetenekleri baskılar, boş verir, yok sayar. Sonuç olarak, baskılamak dâhil bu önerilerin hiç birisi çare değildir.
BURÇLAR VE TANRISAL KAVGALAR
Burçları temel özellikleriyle ele almaya Koç Burcu’yla başlayacağız. Burçlarda, burç insanının ana özelliklerini söylerken hep “Müstakilen VAR ve Muhtar” iddiasıyla başlayacağız. Çünkü en önemli ayrıcı özellik o. Sonra bir yöntem takip edeceğiz. Ama o yöntem burçlar işlendikçe de olgunlaşacak ve ilerleyecek. Dolayısıyla, konunun tamamında yöntem çalışmış ve ortaya çıkmış olacak. Her bir burcun girişinde o burç insanının tanrısal kavgalar kriterini, yani onun tanrısal kavgalarının hangi burç insanıyla olduğunu belirteceğiz.
Tanrısal kavga ile ilgili, her bir burç için geçerli bir açıklama yapalım. Dolayısıyla, bunu burçlarda çok kısa söyleyip geçeceğiz. Tanrısal kavga nedir? Eğer kişi tanrısal kavgalara dûniHİ algı ile yaklaşırsa bu ona demek istiyor ki, bu kişilerden uzak dur, bunlarla karşılaşırsan dikkatli ol. Tartışabilirsin, geçinemeyebilirsin, uyuşmayan yanlarınız olur. “Yıldızımız barışmadı” diyorlar ya, yıldızınız barışmaz demek isterler. Aslında böylece bir önyargı oluştururlar. Kişi daha baştan “Senin burcun ne?” der. Yengeç. “Eyvah!” der ve daha tanımadan ondan kaçar. İşte önyargıyı da başardılar. Eğer bir kişi tanrısal kavgalar burçlarına dûniHİ algıyla değil de Billâhi anlamda imanla yaklaşırsa bundan ne anlayacak? Biraz önce değindiğimiz yaklaşımlar dünyadaki genel dûniHİ kanıdır, esfele sâfiliyn olaydır. Peki, Billahi bakarsa? O zaman tanrısal kavgalar kapsamındaki burçlar onun için o kadar önemlidir ki. Eğer Allah’a talipse “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından da kurtulmak istiyor ama onun ne olduğunu tam anlayamıyorsa, tanrısal kavgaları olduğu burçlarla irtibatta olsa birbirlerinin tanrı iddialı yanlarını o kadar kolay görebilir, tanır, o tanrılık iddiasından nefret eder ve onu bırakabilirler. Yani o bile yararlanmak içindir!
EDEB ÖĞRENMEK İSTERSEN “MÜSTAKİLEN VARIM VE MUHTARIM” İDDİALARINI İZLERSİN
Kendilerine çok edebli geldiği için bir mübareğe sormuşlar; ey mübarek, bu edebi nereden öğrendiniz? “Edepsizlerden öğrendim” demiş. Edebi bir cümleyle tarif edelim: Edeb, Allah’a karşı “Ben de Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasında bulunmamaktır. Bu kadar. Ayağını oraya koyman, başını buraya koyman, yere yatman değildir edeb. Senin fiziksel hareketlerinin, giyinik veya çıplak olmanın Allah’a karşı edepte birinci derece itibarıyla ne anlamı var! “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasında değilsen o zaman Allah’a karşı edeblisin demektir. Niye? Çünkü dersin ki; “Şehadet ederim ki ancak Allah Müstakilen VAR ve Muhtardır.” Edeb budur. Ona “Bunu kimden öğrendin?” diyorlar. “Edepsizlerden” diyor, yani “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasında bulunanlardan öğrendiğini söylüyor. İşte size tanrısal kavga alanı! Edeb öğrenmek istersen “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddialarını izlersin.
Her bir burçta isimlerini verip geçeceğimiz tanrısal kavgalar burçları konusuna kişi dûniHİ idrakla bakarsa, ona “Sakın bunlarla evlenmeyin” önerisi de yapılır. Esfele sâfiliynde hiç bir şey çare değildir! Hangi burçtan kaçarsanız kaçın, hangi burca giderseniz gidin, sonunuz hüsrandır. Çok mutlu gibi görünüp yaşasanız bile sonunuz hüsrandır. Hiç fark etmez. Evleneceği zaman kişi Billahi anlamdaysa burcu hiç önemli değildir. Neden? Çünkü Billahi imanda olanın esfele safiliyn mânâlı burç özellikleri olmaz.  Esfele safiliyn mânâlı burç özellikleri o kişinin küfrüdür. Dolayısıyla Billahi anlamda imanlı olanın böyle bir küfrü yoktur; onun Astronomik Pozisyon’dan kaynaklanan açılımı vardır ama küfrü yoktur, astronomik pozisyon verileriyle olan açılımın dûniHİ algı ve zanlarıyla küfre dönüşmüş hallerini kendisinde temizlemiştir. Yani kalbini marazdan temizlemiştir. Kalbini marazdan temizlediği için artık onun özelliği Kur’an’da Kalb-i Seliym olarak anlatılır.

BURÇLAR VE KÜFÜRLER -3-

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti