Dünyada vatandan aziz şey var mı?

2 Eylül 2014 Salı 03:00:00
  Küçük bir çocuk. Savaşta yaralanmış.
Bilmediği bir ülkede, bilmediği insanlar arasında. Gözlerinde az da olsa telaş…
Yine de zafer işareti yapıyor.
Bir delikanlı, ailesini kaybetmiş.
Gözü dönmüş saldırılarda hayatını kaybetmekten ise son anda kurtulmuş. Ne kadar dua etse az.
Fakat duaları, tanımadığı ya da sadece televizyonlarda adını duyduğu bir ülkenin yöneticileriyle.
Bir kadın… Ne gururundan ödün veriyor, ne ağlamasından… Ağlayarak anlatırken çocuğunun başına gelenleri, gururlu.
“Bir şey istiyor musunuz” diye soruyorlar kadına…
Kadın, “Allah sizden razı olsun” diyor.
Soğukkanlı çoğu.
Başına gelenleri tercüman vasıtasıyla tane tane anlatıyorlar.
Ya dinleyenler?
Dinleyenlerin kimisinin ağzında dua, kimisinin gözünde yaş.
Biri çıkıyor sonra…
Dudakları titreyerek “Biz kardeşiz, sizin acınız bizim acımız” diyor zorlanarak.
Bıraksalar o da ağlayacak…
Fakat o da ağlarsa herkesin morali bozulacak.
Ziyaret eden de ziyaret edilen de aynı coğrafyanın insanı…
Birden düşüncelere dalıyorum.
Nazım Hikmet’in dizeleri ne kadar da anlamlı:
“Dünyada vatandan aziz şey var mı?”
Vatanları göz göre göre tehdit altında, kimsenin sesi çıkmıyor.
Türkiye’ye gelmişler; akılları memleketlerinde.
İyileşip Filistin’e dönmek istiyor çoğunluğu.
Belki yeniden ayağa kalkıp, “taşların tankları yeneceği” günlere adım atmayı düşlüyor genci, yaşlısı.
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’ndeki Filistinlileri görünce idrak ettim bir kez daha:
Meğer ne kadar kıymetliymiş vatan.
Ve özvatanında “parya” olmadan yaşamak ne kadar kıymetliymiş…

YEMENİCİ VE
ERENOĞLU’NA TEBRİK

İsrail’in saldırılarında yaralanan Filistinliler’in Afyonkarahisar’a getirilmesinde İl Sağlık Müdürü Necip Yemenici ile Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ayhan Erenoğlu’nun büyük payı var.
Türkiye’de Filistinlilerin tedavi edilebileceği 7 vilayetten birisi Afyon’du. Bu durumla ne kadar övünsek az.
Bununla birlikte Afyonkarahisar’ın sağlıkta geldiği noktanın iyi anlatılması da, Filistinlilerin Karahisar’a getirilmesinde bir etken.
İsrail saldırılarının mağdurları için sadece “Gelsinler” demekten ibaret bir iyi niyet yarı yolda kalırdı.
Filistinliler, Afyonkarahisar’a gelirken İl Sağlık Müdürü Necip Yemenici ve Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ayhan Erenoğlu’nun yanı sıra Hastane Yöneticisi Hasan Arslan, Mali Hizmetler Başkanı Hüseyin Karasüleymanoğlu, İdari Hizmetler Başkanı Abdurrahman Temel, Tıbbi Hizmetler Başkanı Hüseyin Atlı, 112 Acil Servis Başhekimi Hamza Göğün de canını dişine taktı.
Herbirine ayrı teşekkür edilmeli.

ÖZGÜVENİN NETİCESİ

Ankara’dan sordular:
-Hekiminiz yeterli mi?
Cevap kesindi: Evet…
Tekrar sordular:
-Hastane altyapınız yeterli mi?
Cevap yine kesindi: Evet…
-Bir araştıralım bakalım, size bilgi vereceğiz…
Afyon’daki yetkililer “Tamam” dedi, “Araştırın…”
Boş bir özgüven değildi elbette ifade edilen.
600 yatağın üzerinde bir kapasiteye sahip Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde yeterli birikim ve donanım vardı.
Ankara, Afyon’a yine sordu:
-Kaç kişi alabileceksiniz?
Kendinden emin tavır devam etti:
-Biz ilk aşamada 50 kişiye bakabiliriz…
-Nasıl yani? O kadar hastanın refakatçisi de gelecek, onlar ne olacak?
-Refakatçiler için de yerimiz hazır…
-Tamam…Peki fizik tedaviye ihtiyaç duyan hastalarımız olacak. Onlara nasıl bakacaksınız?
-Üniversite ile işbirliği yapacağız. Gerek duyulursa Üniversite Hastanesi’ne sevk edeceğiz.
-Tamam, yaralıları gönderirken size haber vereceğiz…

GAZZE SOKAĞI

Biliyoruz ki Afyonkarahisarlılar, Filistinlileri seviyor.
Biliyoruz ki, Filistin ile bir kardeşlik hukukumuz var.
Biliyoruz ki Filistin’le Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma bir gönül bağımız mevcut.
Malumun ilamı, neden bize “isim” konusunda yol göstermiyor?
Şehrin bir caddesine “Filistin” ismini versek, o caddeye bağlanan sokaklardan birine “Gazze Sokağı” desek, güzel olmaz mı?
Hatta bu fikri daha da geliştirebiliriz:
İsrail saldırılarından kaçan Filistinliler için konteynırlar kurulsa, tek katlı aile evleri inşa edilse. Filistin Caddesi ve Gazze Sokağı, gerçek bir yaşam alanı imkanı sunsa…

BU VATANA
NASIL KIYDILAR
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
***
Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler.
götürüp kâfire : «Buyur…» dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
***
Eli kolu zincirlere vurulmuş,
vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
***
Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

NAZIM HİKMET