Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ETRAK-I Bİ’İDRAK (AKILSIZ TÜRK) – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 9 Nisan 2013 Salı 03:00:00
  Yazımızın başlığında geçen “Etrak-ı bi-İdrak” (Akılsız Türk) deyimi Osmanlı kaynaklarında ne acıdır ki Türkler hakkında kullanılır. Osmanlı Devleti her ne kadar bir Türk devleti olarak kurulsa da bir müddet sonra dönme-devşirme kökenli unsurların kontrolüne geçmiştir. Bu kişiler devletin asıl unsuru olan Türkleri hor, hakir görmüş ve aşağılamışlardır. Buna maalesef Osmanlı aydınları da katılmış ve Türk kelimesi bir takım kötü sıfatlarla birlikte anılmıştır.
Tarih-i Naima’da Mustafa Naima Efendi Türkler için; Nadan Türk, Etrak-ı bi-İdrak, Çirkin suratlı Türk ve Melun Türk tabirlerini kullanır. Gelibolulu Mustafa Ali Efendi Türkler için; Köylü, kötü huylu, manav ve kır adamı der. Eserinde çeşitli milletleri methettikten sonra Türkler için; Anadolu, Karaman ve Rum ülkesi adlarını alan pasaklılar ülkesi halkı (Türkler) elbette kır adamıdırlar. Bunlar ararlarında güzel ve sevimli olanı az görülen çeşitli biçimde çirkin kimselerdir cümlelerini kullanır.
Bu örnekleri daha da artırabiliriz örneğin Koçi Bey Risalesi’nde; Yeniçeri ocağına kanuna aykırı olarak Türk, Yörük, Çingene, Yahudi, dinsiz, mezhepsiz nice kalleş ve ayyaş şehir oğlanları girdi derken Türkleri Yahudi, Çingene, kalleş, ayyaşlarla bir görür. Bu risale 1631’de padişah IV. Murat’a takdim edilmiştir. Mehmet Halife’nin Tarih-i Gılmani adlı eserinde şu satırlar vardır; Bundan sonra İbşir Paşa ile Anadolu’dan gelen bir alay çarıklı Türkler ve kul taifesi çok yüz buldular. Koca Sekbanbaşı Risalesinde ise; İptida Yeniçeri Ocağı yeniden tahrire muhtaçtır, …şimdi Acem bozuntusu, Türkmen hırsızları ve dönme bozmaları ocağa dolmuş ve işbaşına gelmiştir satırları bulunur.
Türk’e küfür etme, Türk’ü hakir görme, Türk düşmanlığı kozmopolit Osmanlılık döneminde öyle yarış haline gelmiştir ki kendisi de bir Türk olan Hoca Saadettin Efendi yazmış olduğu Tacü’t Tevarih adlı eserinde; Kavrayışı kıt Türkler, Hilebaz Türk, Akılsız Türk gibi ifadelerle kendi milletini aşağılamıştır. Hatta; Karakoyunlu Türkmenleri kudurmuş kurtlar gibi çevrede yaşayan halkı dalamaya başlayıp, asıl yaradılışlarının ve yapılarının gereğini ortaya koydular ifadeleriyle Türkleri kötüleme yarışına katılır.
Bu konudaki örnekleri fazla uzatmamak için Ziya GÖKALP’in Türklüğün Başına Gelenler isimli yazısındaki tespitleri buraya aktarmak istemiyorum. Asıl değinmek istediğim konu başka. 2006/2007 Öğretim Yılı için ilimiz Merkez Endüstri Meslek Lisesi’nde görev yaptım. Bu okulumuzda Atatürk’ün 10.Yıl Nutku’nun asıl metinlerinin fotokopisine rastladım. Bugüne kadar 10.Yıl Nutku’nun asıl metinlerini görmemiştim, ilk defa gördüm ve benim için bir eksiklik olduğunun da farkına vardım
Bu metinleri incelerken şunu gördüm; Atatürk konuşmasını tamamlarken son cümle olarak “Beni Hatırlayınız” yazmış fakat daha sonra bunun üzerini çizerek “Ne mutlu Türk’üm diyene” şeklinde 10.Yıl Nutku’nu tamamlamış. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Türk kimliği ve Türk kültürü üzerine kurulmuş olup tarihimizde Gök-Türklerden sonra ikinci defa Türk ismini devlet ismi olarak almıştır. İşte bu tarihsel gerçeğin farkında olan Atatürk yıllarca hor, hakir görülen, aşağılanan Türklüğü yücelmek için “Ne mutlu Türk’üm diyene” cümlesiyle 10.Yıl Nutku’nu tamamlamıştır.
Burada acı olan şu ki Türklüğün aşağılanmasını değil yücelişini temsil eden 2013 Türkiye’sinde Türk kelimesi anayasadan kazınmaya çalışılıyor. Tarihi tecrübeler göstermiştir ki bunun ardından yeniden Türk Milletine hakaret ve aşağılama dönemi gelecektir. Yani Ne mutlu Türk’üm diyene çizgisinden Etrak-ı bi-İdrak çizgisine gideceğiz.
Tarih tekerrürdür denir hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER