Nöbetçi Eczaneler
17 Mayıs 2014 Cumartesi 03:00:00 Gönül adamı gönlü Allah ile olandır. Çünkü Allah kuluna şah damarından daha yakındır.
Önemli olan kulun Allah ile beraber olmasıdır. Çünkü Yüce Allah kuluna şah damarından daha yakındır. Namaz hali, özellikle secde hâli ise kulun Allah’a; Allah’ın da kuluna en yakın olduğu haldir.
Hz. Mevlânâ Allah ile bir olmanın önemini şöyle ifâde eder: “Tevbesiz ömür, can çekişmekten ibârettir. İnsanı yaşayan ölü hâline sokan ölüm ise Allah’tan habersiz olmaktır. Allah ile olunca ömür de hoştur, ölüm de… Fakat Allahsız olan kişiye âb-ı hayat bile ateştir.
Bilgeliğin İlk Şartı Gönül Adamı Olmaktır
Yusuf Has Hacip’in deyişiyle:
Bilgeliğin ilk şartı gönül adamı olmaktır. “İnsan gönlünü çıkarıp, avucuna koyarak, başkaları önünde, mahcup olmadan dolaşabilmelidir.” (Kutadgu Bilig, 864. b.) Yine Yusuf Has Hacip’in deyişiyle gönül sahibi olmayan insan insan değildir:
“Gönülsüz insan yalnız bir şekil ve kalıptan ibarettir; gönülsüz insan adını kaybeder.” (Kutadgu Bilig 2798. beyit)
Gönül Allah’ın Evidir
Namaz kılan insanın gönül kırmamaya ve kimseyle dargın-küs olmamaya da dikkat etmesi gerekir. Çünkü gönül Allah’ın evidir. Yüce Allah:
“Yere göğe sığmam; mü’min kulumun kalbine sığarım” buyurmuştur.
Bu düşünce Yunus tarafından: Gönül Çalab’un tahtı Çalab gönüle baktı İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise.
“Yunus Emre der hoca; İstersen var bin hacca; Hepisinden iyice; Bir gönüle girmektir.”
“Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil; Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil” dizeleriyle ifade edilmiştir.
Piri türkistan Hoca Ahmet Yesevi hazretleri de gönül konusunda şöyle diyor:
“Sünnet imiş kâfir de olsa incitme
Gönlü katı gönül kırıcıdan Allah şikâyetçi
Böyle kullardır asıl cehenneme gidici
Bilginlerden işitip söylüyorum bu sözü.
Ahmet yesevi yolunda şeriatın, yani dinin dış ölçülerinin şartı ondur. Bunlardan altıncısı “sözü yumuşak söylemek” yani incitici olmamak, gönül kırmamaktır:
*Allah’ın birliğini ve Muhammed’in elçiliğini bilmek ve inanmak…
* Namaz
* Zekât
* Hac
* Oruç
* Yumuşak söylemek
* Dini; Tanrı elçisinin yolundan yaşamak
* İyiliği dilemek
* Kötülüğü önlemek
* Bilim’le uğraşmak
Yumuşak söylemek, gönül adamı olmak niye dinin 10 temelinden birisi olsun sorusunun cevabı, Yüce Kur’an’ın Ali imran suresinin 159. Ayetinde vermektedir:
“Allah’tan bir rahmet sayesinde sen onlara yumuşak davrandın. Kaba saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle giderlerdi. O halde onları bağışla, onlar için bağış dile ve yönetim konusunda onlara danış.”
Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Üç kimse vardır ki, kıldıkları namazlarının sevabı bir karış dahi kendilerinden ileriye gidemez.
a) Milletin istemediği bir imamın namaz kıldırması
b) Kocasıyle dargın olan bir kadının geceyi yalnız başına geçirmesi.
c) İki müslümanın birbiriyle dargın olup konuşmaması.” (Îbnü Abbas. İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/748)
Gönül sözcüğü ve taşıdığı anlamın Türk kültüründe ayrı bir yeri vardır. İlâhilerimiz, atasözlerimiz, şarkılarımız, türkülerimiz, manilerimiz, şiirlerimiz gönülle ilgili söz ve deyimlerle doludur. Gönül sözcüğünün batı dillerinde karşılığı bile yoktur. “Gönüllü, gönülsüz, gönül hırsızı, gönül kuşu, gönül almak, gönül vermek, gönlünü çalmak, gönlünü kaptırmak, gönül yıkmak, gönül yakmak, gönül kırmak, gönlü bol, gönlü dar, gönüldar, güyüldar gibi sözcük ve deyimleri çoğaltmak mümkündür. Gönül sahibi olan insan, gönlünü avuçlarının içine alıp insanlar içerisinde utanmadan dolaşabilmelidir. Bu anlamda namaz kılan mü’minin hedefi Gönül adamı olmak olmalıdır.
