Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAZRETİ MUSA VE ASASI-7 – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 25 Haziran 2013 Salı 03:00:00
  FİRAVUN VE ASKERLERİ KIZILDENİZDE BOĞULDULAR
Firavun ve kavminin Hazreti Musa ile onun kavmi olan israil Oğullarına karşı yaptıkları zulümlerden, Allahü Teâlâ kendilerini tamamen halâs etmeyi murad edince Musa aleyhisselâma:
— Kullarımı gece Mısır’dan yürüt. Çünkü takip edileceksiniz! diye vahyetti.
Bunun üzerine Hazreti Musa ve Harun aleyhisselâm, israil Oğullarına gizlice Mısır’dan çıkmak üzere hazırlanmalarını emrettiler. Nihayet bir gece gizlice yola çıktılar. Firavun durumu öğrenmiş ve büyük bir öfke ile onların takip edilmeleri için asker toplamaları hususunda şehirlere adamlar göndermişti. Ve arkalarına düştü. Takip neticesinde Hazreti Musa ve İsrail Oğulları, Kızıl Deniz’e vardıkları zaman güneş doğmuştu. Firavun da askerleriyle birlikte onlara yaklaşmıştı.
Firavun’un askerlerini gören israil Oğulları hemen telâşa kapılarak:
— Eyvah, yakalandık! dediler ve korkmaya başladılar.
Musa aleyhisselâm ise:
— Hayır, asla, Rabbin muhakkak benimledir, bana kurtuluş yolunu gösterecektir, dedi, Bunun üzerine Allahü Teâlâ, Hazreti Musa’ya:
— Asan ile vur denize! diye vahyetti. Musa aleyhisselâm Kızıldenize vurunca deniz infilâk etti her parçası koca bir dağ gibi kara oluverdi. Firavun ve askerleri de onlara tam yaklaşmıştı ki, israil Oğulları Allahü Teâlâ’nın denizden açtığı bu yoldan geçip kurtulurlarken onlar da, «biz de geçeriz» diye ümitlenmişlerdi. Ancak âkibet umdukları gibi olmadı ve Allah’ın Peygamberine ve ona inananlar topluluğuna çeşitli zulümleri reva gören Firavun ve adamları denizin ortasına düşüp hepsi boğularak helak olmaktan kurtulamamışlardı. Şüphesiz bunda Allahü Teâlâ’nın sayısız âyetleri vardır.
Hazreti Musa denizi geçtikten sonra Allahü Teâlâ tarafından vadolunan kitap için tayin edilen bir vakit olmak üzere Zilkâde’nin başından Zilhicce’nin onuna kadar gündüzüyle devam eden bir ay on günlük bir münacâata çıktı ki, bunu Tur dağında oruçlu olarak geçirmiş ve nihayet münacaat ile bazı ilâhî kelâmlara mazhar olup Tevrat’ın levhaları kendisine indirilmişti. Bu kırk gece, aylar geceden başlayıp gün ile sayılmadığı için böyle isimlenmiştir. Bunda diğer bir mânâ daha vardır ki, ilâhî tecellîler fecir gibi daima geceleri takip eder.
Bursa’lı İsmâil Hakkı Hazretleri der ki:
— Tarikat ehli, kırk gün sülûkü bu hâdiseye delâlet eden âyetlerden almıştır.
Dilimizdeki «çile» tabirinin de aslı budur. Farsça’nın «çil, çihil» kelimesinden bir kırk demektir.
İşte Hazreti Musa İsrail Oğullarını denizden geçirdikten sonra Tur’da ilâhî emir ile çile çıkarırken arkasında israil Oğulları Samirî isimli birinin delaletiyle buzağıya tapmaya başlamışlardı ki, ne kadar haksız bir nankörlüktür. Bununla beraber Allahü Teâlâ’nın bir lütfü olarak ilâhî afva uğradılar.
İsrail Oğulları daha sonra da Allahü Teâlâ’nın bir çok nimetlerine kavuşmuşlar, ancak zaman zaman bunlara da nankörlükte bulunmuşlardır. Birincide, Tevrat’ın hükümlerine karşı gelmeye başladılar ve Hz. Şa’yâ’yı öldürdüler. İkincide ise Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya’yı öldürdüler. Hz. İsa’yı da öldürmeye teşebbüs ettiler. M.Ö. 586’da İsrailoğulları’nın âlimlerini öldürdüler. Bunun üzerine Allah onları sürgünle ve ölümle cezalandırdı. İsra suresinde belirtildiği üzere (Bak İsra 4-7. Ayetler) İsrailoğulları kötülüğe ve yeryüzünü fesada devam ederse ALLAH onları tekrar cezalandıracaktır. (Bu olaylar Kasas, Enbiyâ, Sâffat, Şuarâ, Gafir, Ahzab ve Fürkan Sûrelerinde anlatılır.)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER