Milletlerin yücelmesi veya dağılması insanla olur. Herşey insanda biter. Huzur, birlik, dirlik, kavga, gürültü hepsi insana bağlıdır. Dünyayı yaşanacak hale getirecekte, zehir ve ateş deposuna çevirecek de insandır. Toplumsal kalkınma da “değerli insan”la mümkündür.
Çünkü kalkınma, insanların sadece maddi ihtiyaçlarıyla ilgili olmayıp, manevi yönleriyle de ilgilidir. Kalkınma her yöndeki gelişmeyi ihtiva eder.
Kalkınmayı sağlayacak insan olduğuna göre onun düşüncesi ve becerisinin kendisine ve başkasına hizmet edebilecek tarzda olması zorunludur.
Kendi bilincinde olan insan, hayalci değil gerçekçidir. Biyolojik ve psikolojik durumunu bilir. Yapabileceği ve yapamayacağı sınırları az çok dengeler. Yaşadığı toplumun parçası olduğunun idrakindedir.
Bu farkındalık, onu bencillikten kurtarır. “Ben” olgusundan uzaklaşır, “BİZ” anlayışı ile davranır. Kendi kültürünün gelişmesine gayret eder. Başka kültürlerden korunur.
Dinimiz de “İnsanların hayırlısı, insana hizmet edendir.” buyurmaktadır. Hiç kimsenin işine yaramayan, kendinden başkasını tanımayan, düşünmeyen, bencillikten kurtulamayandan ne kendine ne de topluma hayır gelmez.
Bize başkalarının dertleriyle de dertlenenler lazım değerli dostlarım. Hakkını arayan ama haddini bilenler lazım. Adaletten sapmayalar lazım.
Bu zaviyeden bakıldığında, İnsan insanın kurdu değil, insan insanın aynası olmalıdır.
Ülke olarak kalkınmanın yolu, iyi yetişmiş insanımızdan geçmektedir. İnsanımızı şahsiyetle donatmalıyız. Özellikle yeni nesli kendinden emin, ne yaptığını ve ne yapacağını bilen, karakterli, milli duygulu, kaliteli yetiştirmeliyiz.
Kısacası “değerli insan”, “yüksek kalkınma“ demektir. İnşallah gerçekleştirebiliriz.
ASAYİŞ
26 Mart 2023GÜNDEM
26 Mart 2023GÜNDEM
26 Mart 2023ASAYİŞ
26 Mart 2023ASAYİŞ
26 Mart 2023UNCATEGORİZED
26 Mart 2023UNCATEGORİZED
26 Mart 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.