Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Jöleli gazetecilik – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 24 Temmuz 2013 Çarşamba 03:00:00
  Bir ihtilalin neticesinde oluşan özgürlük ortamından sonra “Basında sansür yoktur” diyenlerin bayramı 24 Temmuz. 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra basın-yayın faaliyeti özgürlüğe kavuşmuş. 1950’de ise 24 Temmuz, “Basın Bayramı” olarak kabul edilmiş.
Başka bir ihtilalin ardından, 1960’tan sonra gazetecilerin haklarını savunan bir yasa çıkarılmış. 10 Ocak’a denk gelen bu gün de “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanmaya başlanmış. Bir de Dünya Basın Özgürlüğü var, onu da Birleşmiş Milletler ilan etmiş. İkisi ulusal, biri uluslararası “gün”ü olan başka meslek var mıdır, çok merak ediyorum.
3 ayrı özel günümüz var da, durumumuz nedir, nicedir?
Araştırmacı-soruşturmacı gazetecilik, yetkililerin açıklamalarından ibaret rutin gazetecilik gibi tartışmalara hiç girmeyelim.
Bugün, gazeteciler ve habere yaklaşım konusundaki temel fark, “jöle” kullanıp kullanmamakla ilgilidir.
Bir tarafta jöleli gazeteciler, diğer tarafta jölesiz gazeteciler.
Jöleli gazeteciler, önünde sonunda “onaylayıcı” hâle gelir.
Hükümet üyeleri, yetkililer, yetkisizler, patronlar, güçlüler ne derse “evet haklısınız” diyen bir kesimi oluşturur jöleli gazeteciler.
Maaşları binlerce lira ile tanımlanır.
Her menfi hâlde mutlaka müspet bir nokta bulur.
İhaleleri takip eder.
Her şeyi en çok onlar bilirler.
Yemeyi, içmeyi, gezmeyi bilirler.
Bir süre sonra asıl meslekleri “gazetecilik” değil, yazıcılık olur.
İyi sayılan her şeyi, kötü olan konuları da iyiymiş gibi göstermeyi yazmayı isterler.
Bunu başarırlar da çoğu kez.
Tabii sadece “jöle” deyip ayrım yapmayalım. Spreyci gazeteciler de vardır elbette. “Jöleli gazetecilik” derken, genel bir tanım yapma çabasındayım.
Birkaç yıl önce neredeyse “hain”likle suçladığı kişiler kudretlerini artırınca “Onlar için ölürüm” diyebilecek kadar değişebilir jöleli gazeteciler.
Diğer tarafta ise jölesiz gazeteciler vardır.
Sağa-sola “eyvallah”ları yoktur.
Kıt kanaat geçinirler.
Belki ayakkabıları bile deliktir.
Kıyafetleri bazen pejmürdedir.
Biraz çocukturlar.
Hataları da olur; ama bu hataları genelde “iyi haber yakaladığına inandıkları” anlarda yaparlar.
Akıllarının bir tarafında dünyayı değiştirme fikri vardır.
Gönüllerinin bir yanı ise mutlaka “çapulculuk”tan yanadır.
Olan-bitenden rahatsız olurlar. Kentteki yoldan, ülkedeki yolsuzluğa kadar tüm aksaklıkları haberle çözebileceğine inanır.
Bir aksaklığı gündeme getiremezse, haber atlarsa, olaylara yetişemediyse içi içini yer.
“Haddini bil”, “Çekme kardeşim”, “Sana ne, senin işin mi” hitaplarına maruz kalır, yine de devam eder mesleğine.
Ve daha da tuhafı, “Sana ne, senin işin mi” diyenler, jölesiz gazetecileri gün gelir taltif etmekle mükellef sayarlar kendilerini.
Velhasıl, çelişki yamandır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti