Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hasan Tahsin Günek
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KUT-ÜL AMÂRE’DEN AFYONKARAHİSAR’A… – Kocatepe Gazetesi

Hasan Tahsin Günek 6 Mayıs 2019 Pazartesi 13:28:19
 

Kut-ül Amare, 29 Nisan 1916’da Osmanlı İmparatorluğunun Çanakkale Zaferinden sonra Irak cephesinde mağrur İngilizlere karşı kazanmış olduğu bir büyük zaferin adıdır.
İngilizler, 6 Kasım 1914’te Şattül-Arap nehrinin Basra körfezine döküldüğü yerde bulunan Fav yarımadasına asker çıkarmışlardı. Yaklaşık olarak bir yıl boyunca İngiliz birlikleriyle mücadele eden Miralay Nurettin Bey komutasındaki Osmanlı birlikleri, İngiliz General Townshend (1861-1924)  komutasındaki 6.Hint Tümenini 22-25 Kasım 1915 tarihleri arasında gerçekleşen Selman-ı Pak Muharebesi’nde büyük bir yenilgiye uğratmıştır. Bu yenilgi üzerine İngiliz birlikleri Kut-ül-Amâre’de savunmaya geçmişlerdir. Kuşatma süresince General Townshend ve 6.Hint Tümenini kurtarmak için İngiliz Dicle Kolordusu tarafından yapılan birçok girişim başarısız olmuştur. Kut-ül Amâre Kuşatması, 29 Nisan 1916 tarihinde VI. Ordu Komutanı Halil (Kut) Paşa tarafından İngiliz General Townshend ve 6.Hint Tümeninin esir alınmasıyla zaferle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, Halil Paşa Kut-ül Amare zaferine istinaden Kut soyadını almıştır.
Kut’ta Esir Alınan İngiliz-Hint Birlikleri Afyonkarahisar Yolunda
Kut-ül Amare Kuşatmasında onüç binden fazla İngiliz-Hint askeri ve çok sayıda İngiliz subayı esir alındı. Esir düşen General Townshend yaklaşık 2,5 senelik esir hayatının büyük kısmını Heybeliada ile Büyükada’da geçirdi. Teslim olan İngiliz-Hint birliklerine mensup onüç binden fazla savaş esiri ise, Anadolu içlerindeki savaş esirleri garnizonlarına gönderilerek savaş sonuna kadar bu esir garnizonlarında kalmışlardır.
Bu savaş esirleri kamplarından en büyüğü olan Afyonkarahisar Savaş Esirleri Kampında bulunanların büyük bir kısmını Kut’tan gönderilen İngiliz ve Hint esir askerler oluşturmaktaydı. O tarihte Bağdat Demiryolu bölümler halinde inşa edildiği için henüz tamamlanmamıştı. Bu nedenle İngiliz ve Hintli esirler Kut-Aziziye-Bağdat arasını yürüyerek, Bağdat-Samarra arasını demiryolu ile Samarra-Tikrit-Musul-Nusaybin arasını yaya, Nusaybin- Mardin-Ras-ül Ayn arasını yine yaya ve kısmen yük hayvanları üzerinde kat ederek demiryolu hattına ulaşmışlardır. Ras-ül Ayn – İslâhiye arasında tekrar trenle taşınan esirler, inşası devam eden Toros tünelleri nedeniyle kesintiye uğrayan hat kesimini tekrar yaya olarak katetmişlerdi. Toros Dağlarından sonra hattın tamamlandığı yerde yine trenlere bindirilerek, Konya üzerinden Afyonkarahisar’daki savaş esirleri kampına ulaşmışlardır.
Kut-ül Amare’deki İngiliz ve Hint esirlerin Afyonkarahisar başta olmak üzere diğer esir garnizonlarına sevk edilmelerini değerlendirirken, Afyonkarahisar ile Kut arasındaki mesafenin yaklaşık 2.000 Km olduğunu ve bugünün kara taşıtlarıyla bile bu mesafenin durmaksızın yapılacak bir yolculukla 24 saat sürdüğünü göz önünde bulundurmak gerekir. Buna göre, esirlerin naklinin, bugün için bile ne kadar zorlu bir iş olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Afyonkarahisar savaş esirleri kampına gelen İngiliz ve Hint esirlerin bir kısmı Kut’taki kuşatma sırasında savaş şartları ve yetersiz beslenme nedeniyle zayıf düşmüşlerdi. Bir kısmı hastaydı. Bu nedenle, kampa getirilen esirler derhal karantinaya alınarak bulaşıcı hastalıklar yönünden yaklaşık onbeş gün boyunca gözlem altında tutuldular. Çünkü İngiliz ve Hint esirler arasında dizanteri, tifo, tifüs ve sıtma gibi bulaşıcı hastalık taşıma riski bulunuyordu. Kut-ül Amare’den getirilen savaş esirleri zaman zaman diğer kamplara gönderilmekle beraber, genel olarak 1916 başlarından savaşın sona erdiği 1918 sonlarına kadar Afyonkarahisar’da tutuldular. Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla birlikte bu savaş esirleri de karşılıklı olarak serbest bırakılmışlar ve evlerine dönmüşlerdir.
Böylece, Büyük Taarruz ile birlikte kazanılan Dumlupınar Zaferine ev sahipliği yapan Afyonkarahisar, 29 Nisan 1916 tarihinde kazanılan Kut-ül Amare zaferine dolaylı yönden de olsa bir katkıda bulunarak, yine şanlı bir zaferde adından söz ettirmiş oluyordu. Büyük zaferleri bizlere armağan eden tüm şehit ve gazilerimizi şükranla anıyoruz. Allah onlardan razı olsun.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER