Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

NAMAZI KAZAYA BIRAKMAK VE KAZAYA KALAN NAMAZLARIN EDASI

Muharrem Günay 18 Nisan 2019 Perşembe 13:14:47
 

Bir namazı vaktinde kılmaya “edâ” vaktinden sonra kılmaya da “kaza” denir. Allah katında en makbul olan namazın vaktinde kılınan namaz olduğuna dair çok sayıda hadis vardır. Bir özür olmaksızın namazın kazaya bırakılması büyük günahlardandır. Namaz o kadar önemli bir ibadettir ki savaş halinde bile terk edilemez, kazaya bırakılamaz. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de Nisa suresinde şöyle buyrulur:
 “Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmur gibi bir eziyet erişir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.” (Nisa: 102)
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
“Her kim namazı terk ettiği halde Allah’ın huzuruna çıkarsa Cenâb-ı Hak onun yaptığı ve işlediği başka ibadetlere değer vermez” (Iraki) buyurmuştur. (Büyük Günahlar: 25)
İmâm Ahmed, Muaz bin Cebel’den Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
 “Her hangi bir kimse farz bir namazı kasten terk ederse Allah’ın himayesinden uzak olur.” (İmâm Ahmed, Teberâni)
Bir namazı kaçıran, ailesini malını kaybetmiş gibi olur. Peygamber Salallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
 “Kim bir namazı kaçırırsa, o ailesini ve malını kaybetmiş gibidir.” (Sahihu’t-Terğib ve’t-terhib: 576)
İbni Abbas:
“Her kim bir vakit namazı kasten terk ederse, Allah kendisine gazap etmiş halde Allah’ın huzuruna varır.” Demiştir. (Büyük Günahlar: 25)
Ayet ve hadislerde namazın vaktinde kılınmasına ve geciktirilmemesine dikkat çekilir:
“Sonra bunların ardından (peygamber ve salih kimselerden sonra) öyle bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. (cehennemdeki “gayya” vadisini boylayacaklardır.)” (Meryem suresi 59.) Ayette geçen “gayya” sözcüğü cehennemdeki bir vadinin adıdır.
İbni Abbas bu ayetteki “namazı bıraktılar” ifadesinin namazı tamamıyla bıraktılar anlamında olmayıp belki vaktinde kılmadılar manasına da gelir demiştir.
Tabiinin büyük imamı Said bin el Müseyyeb (r.a.) de “Namazı kılmadılar cümlesinin manasını: öğleni ikindiye, ikindiyi akşama, akşamı yatsıya, yatsıyı sabaha, sabah namazını da gün doğuşundan sonraya kadar geciktirip namazları vaktinde kılmamaktır” diye tefsir etmiş ve sözlerine devamla “Herhangi bir kimse bu halinde ısrar edip tövbe etmeden ölürse, Allah Teâlâ onu cehennemde yatağı çok derin (ve içinde akan maddelerin) tadı çok pis olan “gayya” deresine atmakla cezalandırır” demiştir.
Hz. Ömer vurulup yaralandığı vakit hasta yatarken kendisine:
“Ey Müminlerin emiri namaz! Diye seslenildiğin de:
“-Evet ya… Namaz… Namazı terk eden hiçbir kimsenin İslâm’da nasibi yoktur” dedi ve kalkıp yarasından kanlar aka aka namazının kıldı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER