Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

PEYGAMBERİN SÜNNETİNİ TERKETMEK – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 22 Ocak 2015 Perşembe 02:00:00
  İmamı Gazali diyor ki: Ahlakın en mükemmeli, edebin en üstünü, Dinde edebtir. Bir Müslüman için amaçlanan mertebeye ulaşmak, ancak Allah’ın emirlerine uymak ve Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed’in edeplerine, ahlakın tâbi olmak iledir.
Peygamberin sünnetini terk ederek, başka yollara sapanların âhiretteki durumları Kur’an’da şöyle anlatılır:
Yevme tugallebu vucûhuhum fîn nâri yekûlûne yâ leytenâ eTa’nâllâhe ve eta’ner resûlâ(resûlen). ( Ve kâlû rabbenâ innâ aTa’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe eDallûnes sebîl(sebîlâ). (33/Ahzab/66-6767)
“O gün o (her inkârcı) zalim, ellerini ısırıp: “Keşke ben, peygamberle beraber kurtuluş yolunu tutsaydım” diyecek. (bak. 33/Ahzab/66-67) Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim; Andolsun ki, bana o, (Kur’an) gelmişken, beni zikirden (Allah’ı anmaktan ve Kur’an’dan) o saptırdı. Zaten şeytan, (darlıkta) insanı yalnız ve yardımcısız bırakandır.” (25/Furkan 26-29) “O gün, onların yüzleri ateşte evrilip çevrilirken; “Ah! Keşke biz, Allah’a itaat etseydik, Peygamber’e de itaat etseydik” diyecekler. Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, efendilerimize ve büyüklerimize (onların isteklerine, hevalarına ve çağırdıklarına) uyduk, (onlar) da bizi (hak) yoldan saptırdı.” (33/Ahzab/66-67) (karş. 2/Bakara/165-167)
“İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar söyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, simdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, islerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar. (2/Bakara/ 165–167) (Bk. 7A’raf/36-39; 16/Nahl/27; 28/Kasas/62-66; 33/Ahzab/66-68; 34/Sebe/22; 37/Saffat/22-35; 38/Sâd/55-61)
Ebu Râfî (r.a) ‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, “biz onu bunu bilmeyiz. Allah’ın kitabında ne görürsek ona uyarız, o kadar” derken bulmayayım.” (Ebu Davud, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 10; İbn Mace, Mukaddime 2 (Tirmizi “bu hadis hasen bir hadistir” demektedir.)
Bütün bu açıklamalar göstermektedir ki, sevgili peygamberimizin sünneti ve hadisleri olmadan Kur’an’ı anlamak mümkün değildir. Sadece bize Kur’an yeter diyerek Sünneti ve sevgili peygamberimizin hadislerini devre dışı bırakmak demek yeni bir din icad etmek demektir. Aslında bu tür saçmalıklarda bulunarak sünnet ve hadis düşmanlığı yapanlar, “Siz Hz. Muhammed’i ve O’nun sünnetini boşverin O’nun yerine benim dediklerime uyun” diyerek; kendi istek ve arzularına göre bir din oluşturma peşinde olanlardır. İslam âlimleri bu görüşleri savunan insanların dinden çıktıklarını ifade etmektedirler.
“Biz, bütün peygamberleri ancak Allah’ın izni (emri) doğrultusunda kendilerine itaat edilsin diye gönderdik. Onlar, (o tâğûtta muhakeme olmaya gitmek isteyerek) kendilerine yazık ettikleri zaman, (pişman olarak) sana gelip Allah’tan bağışlanmalarını dileselerdi, Peygamber de onlara mağfiret dileseydi, elbette Allah’ı, daima tevbeleri kabul edici ve çok merhamet edici bulurlardı.” (Nisa-64)
“Hayır! Öyle (dedikleri gibi) değil. Rabbine andolsun ki (onlar) aralarında ihtilaf ettikleri meselelerde seni hakem yapmadıkça, sonra da verdiğin hükümden içlerinde bir sıkıntı (ve şüphe) duymadan, (sana) tam teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisa-65)
Nisa suresi 64 ve 65. ayetin tefsirinde müfessirler şu görüşlere yer vermişlerdir:
“Allah’ın ve Resûlullah’ın hükmüne razı olmayan, tanımayanların Allah’a iman etmemiş olduğu bildirilmektedir (İbni Kesîr (Çetiner), I, 159 ve ilgili âyetler). Hulâsatü’l-Beyân’da ise “Şu halde âyet, Allah’ın kitabına ve Resûlullah’ın sünnetine uygunluk dışında bir şeyin hükmüne razı olmanın küfür olduğuna delâlet eder. Binâenaleyh, Allah’ın ve Peygamber’in hükümlerinden bir şeyi ister beğenmeyerek, ister küçümseyerek kasten reddetmek İslâm’dan çıkmaktır.” denilmektedir.” [Râzî, III, 960; Elmalılı, V, 21-22, 449] H.Tahsin Feyizli Feyzü’l Furkan)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER