Mübarek Ramazan ayı ile birlikte Ramazan Bayramı’nı da geride bıraktık. Serin geçen Ramazan günlerinin ardından sarı/sıcak yaz günlerine ulaştık. Yüce Mevla müsaade etti, Ramazan’da ibadetler serin serin geçti. Ramazan biter bitmez sıcak yaz kendini gösterdi.
Neyse, Merhum Cıloğlu Deli Bekir’in “Karışmayın Allah’ın işine, 6 ay yazı var, katıverir kışına” sözünü hatırlayıp, bu bahsi kapatalım.

“BAYRAM KLASİĞİ”MİZİ YİTİRDİK

Ramazan ve Bayram’dan söze başlamamızın sebebi, her yıl “Bayram klasiği” diye haberlerini yapıp, hepimizin şikayet ettiği bayram trafiği konusuna değinmekti.
Bu bayram tatilinde ne mutlu ki, “Bayram klasiği”mizi yaşamadık. Tatilin kısa olması bu konuda ne kadar etkili olmuştur bilemiyoruz ama yollardaki yoğunluk Türkiye genelinde “tatil ortalamaları” civarındaydı. Bu sebeple günde binlerce aracın geçiş yaptığı Afyonkarahisar’da da trafik yoğunluğu bekleniyordu.  Rakamlar yüzbinlerle ifade olunuyordu. Özellikle Özdilek kavşağı olarak bilinen Afyon, İstanbul, Kütahya, Antalya, Isparta, Denizli ayrımında önceki yıllardaki gibi trafiğin kilitlenmesi, uzun araç kuyruklarının oluşması gerekiyordu. Ama olmadı.

KÖPRÜ İŞE YARADI

Yeni yapılan köprülü geçiş ile Özdilek Kavşağı’ndaki yoğunluk bertaraf edilmişti. Yan yollardaki düzenlemeler tam bitirilememiş olsa da, köprü altı geçişleri tam olarak düzenlenmemiş olsa da, yine de uzun araç kuyrukları oluşmadı, trafik kilitlenmedi. Trafik polislerimizin canhıraş ve çaresiz bir şekilde çırpındıkları görüntülere rastlanılmadı.
Tüm bu manzara; alınan kararın doğruluğuna, yeni köprünün işe yararlığına, istenince sorunların çözülebildiğine işaretti bize göre.

“İSTEMEZÜK”CÜLER YANILDI

Oysa köprü projesi gündeme geldiğinde bizim “istemezük” cephesi yine sesini yükseltmişti. “Çevredeki tesisler zarar görecek, ekonomiye darbe olacak” deniliyordu. “Köprü yapılırsa tesislere kimse girmez” görüşleri zikrediliyordu. Görüldü ki, tesislerin hepsi de kapasitesinin üzerinde doluydu. Köprünün tesislere de, ekonomiye de bir zararı olmadığı ortaya çıktı.
Şimdi sormak gerekmez mi: Bu köprünün yapımını geciktirenlerin, yıllarca trafik sıkışıklıklarına, uzun kuyruklara sebep olanların hiç vebali yok mu, diye. Türkiye nüfusunun büyük bir bölümü Afyonkarahisar’dan geçerken “Lanet olsun, şu memleketten bir kurtulalım” görüşüne sebep olanları nasıl anmalıyız şimdi? Ayıp ettiler, yazık ettiler. Kimler mi? Bu kavşakta çözüm üretilmesine, köprünün yapılmasına ket vurmaya çalışan herkes. Bilen buluyor. Milletin yollarda cefa çekmesine neden oldular.

YOLDA ÇEVİRENLER OLMASA…

Yine meşhur bir atasözümüzü hatırlıyoruz bunları düşündükçe… Eskiden her köyün sürüsü çobana teslim edilir, çoban akşam yaylım dönüşü hayvanları serbest bıraktığında her hayvan kendi evini bilir, usul usul gider ahırına girermiş. Tabi arada muzurlar çıkar hayvanların yolunu değiştiriverirlermiş. Bu durum, “işler gerektiği gibi yapılır ama pişmiş aşa su katanlar her zaman çıkar” manasını desteklercesine atasözü gibi dilimize yerleşmiş: “Bizim öküz evin yolunu bulur da yolda yönünü çevirenler olmasa”
Köprü mevzusu konuşuldukça bir başka mesele daha geldi zihinlere. Bilindiği üzere Özdilek Kavşağı bizim alıştığımız standartların çok öncesinde, oldukça kısa sürede yapıldı, tamamlandı, hizmete açıldı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Teknoloji ve bolluk çağındayız. Demek ki iyi bir organizasyon, işi bilen bürokratlar ve müteahhitlerle bu işler umulandan kısa sürede tamamlanabiliyormuş. Oysa biz şehir içindeki birkaç kilometrelik altyapı çalışmalarında bile aylarca süren esaretlere alışmış bir kentiz. Örnekleri çok… Hele ki köprülü geçiş gibi, battı-çıktı gibi işlerde durumun ne olduğunu hepimiz biliyoruz.

AMAN, YAPILSIN DA…

İşte, Maliye kavşağındaki battı-çıktı işi. “Başlıyor�� denildikten sonra bile 15 gün geçti de, ancak işe başlayabildik. Birkaç sene boyunca “yapılamaz, mümkün değil” denilen çalışmaların yapılabilirliğini gördük. Şimdi bu işin bitimi için 8 ay gibi bir süre biçilmiş. “Diğer kentlerde 70 günde biten battı-çıktılar varken bizde 8 ay süre biçilmesi ne kadar doğru” diye soranlara “Yapılamaz denilen işin yapılabilirliğine ikna olmamız için 2 sene geçmesi gerekti. 8 aylık çalışmayı, hele ki öngörülen sürede biterse öpün başınıza koyun” diyoruz. Haksız mıyız? Millet yapılan şeylere karşı değil, bunlar zaten yapılması gereken, hatta yapılması geciken işler. O nedenle, “yapıyoruz işte, daha ne” tavrı takınmak hoş değil. Şunu da bilmek gerekir; iş yapılan memleket bir Afyon değil. Herkes her yeri geziyor, her şeyi görüyor. İş bilenin, kılıç kuşananın diye boşa dememişler.

HOŞ SADÂ

Afyonkarahisar Valisi Aziz Yıldırım kentimize veda ediyor. Geçtiğimiz Cuma akşamı Belediye ve ATSO tarafından Vali Yıldırım onuruna bir gece düzenlendi. Gecenin ev sahipliğini yapan Belediye Başkanı Burhannetin Çoban ile ATSO Başkanı Hüsnü Serteser Sayın Vali Yıldırım’dan sitayişle bahsettiler. Haklıydılar da…
Konuşmalar sırasında herkesin dikkatini Başkan Çoban’ın bir cümlesi çekti. Vali Yıldırım ile beraber geçen bir yıllık süreçte ağabey-kardeş gibi olduklarını belirten Başkan Çoban, “İlk defa belediye başkanı olduğum 2009 yılından bu yana dördüncü Valimizle çalışıyorum. Bu süre zarfında valilerimizden hep ilgi gördük, hep alaka ve destek gördük. Haluk İmga Valimiz, İrfan Balkanlıoğlu Valimiz ve Aziz Yıldırım Valimiz sadece seçilmiş, atanmışlarla değil, STK’larla, basınıyla, işadamlarıyla, vatandaşlarla çok güzel diyaloglar kurdu” dedi.
Belediye Başkanı Çoban aynı süre içerisinde ilimizde görev yapan Vali Hakan Yusuf Güner’in adını zikretmedi. Unuttuğunu sanmıyoruz, özellikle zikretmedi.
“Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal.
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş” imiş diye boşa dememişler.

YILDIRIM’DAN TUTULMAZ’A ÖVGÜ

Vali Aziz Yıldırım ise yine ağırlığını, beyefendiliğini, mütevaziliğini koruyarak kendisine yönelik sözlere teşekkür ederken, görevi devredeceği selefi Vali Mustafa Tutulmaz’dan övgüyle bahsetti. Vali Yıldırım, “Buraya gelecek olan Mustafa bey de benim uzun yıllardır arkadaşım. Çok da güzel bir insan. İnşallah bizden çok daha güzel hizmetler yapacaktır. En güzel hizmetleri de burada sizlerle beraber yapacak. Nasıl ki bize sahip çıktınız, nasıl ki bizi kendinizden gördünüz, gelecek olan valimize de o şekilde sahip çıkacağınıza inanıyorum” dedi. Merak etmeyiniz Sayın Valim, Afyonkarahisar halkı kadirşinastır. Kendisine bir adım geleni koşarak kucakladığını tarih yazmaktadır.