2016- 2017 futbol sezonu sonuna bir maç kala şampiyonluğunu ilan etti BJK… G.Antep’in yeni stadyumunu dolduran binlerce izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmayan BJK, daha ilk dakikalardan itibaren oyun hakimiyetini alarak yüksek sayıdaki pas ve pas isabet oranıyla rakibine şans vermedi…
Geçen sezon da şampiyon olan BJK, bu sezona başlarken de yönetimiyle, başta Şenol Hoca olarak teknik kadrosuyla, gençlik dönemimizdeki unutulmaz anılarla dolu; eski adı   Dolmabahçe Stadyumu veya İnönü Stadyumu  olan “Vodafon Arena”sıyla ve taraftarıyla şampiyonluğa en yakın adaylardan biriydi zaten..
G.Antep’ten İstanbul’a dönüşte ve yöneticilerin de bulunduğu sırada Şenol Hoca BJK TV’ye, “Yıldızlar yok olup gider. Önemli olan Güneş sistemini bozmamaktır” demiş… Şenol Hoca’nın futbol felsefesini yansıtıyor bu cümle… Ayrıca cümledeki mecazi ifadeler de dikkat çekici… Yıldız, güneş sözcükleri hem gerçek hem de mecazi anlamda kulanılmış… Şenol Hoca’nın ortalama bir futbol adamından daha kültürlü biri olduğunu, dünyayı daha bir derinden algıladığını gösteriyor bu ifade..
2003 yılında Antalya Belek’te düzenlenen “Uluslararası Haluk Ulusoy Teknik Direktör  Semineri”’nde yakından gördüm ve dinledim onu.. 2002 yılındaki Dünya Kupası maçları sonunda üçüncü olmuştuk; büyük bir başarıydı bu ve hocamız Şenol Güneş’ti.. Seminer’in de ilgi odağı oldu… Şenol Hoca alçak gönüllü tavır ve konuşmalarıyla olumlu etkiler bırakmıştı bende. Konuşmasını dinlerken kültürlü, güven veren ve içten bir uslüpla hitap ettiğini izlenimi edindim… Futbol kültürü yönünden de yabancı hocalardan hiç de geri olmadığı açıktı. Beni memnun etti Şenol Hoca’nın bu yönü… İlk kurulan mor beyazlı Afyonspor 2. Ligde oynarken Şenol Güneş de Trabzonspor’un kalecisi olarak gelmişti Afyon’a. Ben de çok genç yaşımda Afyonspor’un genç takım hocasıydım… O günler birkaç dakikada geçti gözlerimin önünden…  Şenol Güneş, “Göreve geldiğimde çok eleştirildim, eleştiriler hep olacak, bunlardan ders almalıyız. Ben ders aldım. Teknik direktörler, futbolu yönlendiren kişilerdir. Birilerine kızarak yanlış yapmaya hakkımız yok.” dedi. TFF’nin özerk bir yapıya kavuşmasının Türk futbolunun başarıya ulaşmasında önemli bir payı olduğunu vurgulayan Güneş, başarıda; “Dervall, Terim ve Denizli’nin de payları var.” “Büyük olmak haksızlıklara katlanarak olunur.” “Eğer başarılı olmasaydık asılabilirdik de, şimdi takdir ediliyoruz.” “Bundan sonraki Türk antrenörlerinin hedefi milli takımı dünya birincisi yapmaktır…     Bundan sonra gelecek nesli yaratacağız bizler kurumlarımızı ve ülkemizi yükselteceğiz”  demişti ..
Bu sözlerin üzerinden birkaç ay sonra o güne kadar Türk futbolunun bir kez daha yakalayamadığı başarıyı yakalayan milli takımımızın hocası Şenol Güneş 2004 Avrupa Kupası elemelerindeki talihsiz yenilgiler üzerine basının boy hedefi haline getirildi ve istifaya zorlandı. Ne dünya birincisi olduk ne de kurumlarımızı ve ülkemizi istenen düzeye çıkarabildik. TFF bazı hamleler yaptı; fakat işin içine siyaset ve yetersiz kişiler karışınca üstelik sık sık değişiklikler olunca hedefler yakalanamıyor bir türlü…  
Günlük bazı başarılarla bugünlere geldik.
2003’ten bugüne çok sular aktı köprülerin altından; daha bir olgun daha bir deneyim sahibi olduğu su götürmez bir gerçek Şenol Hoca’nın… Her zaman zorlu bir iş olmuştur antrenörlük… Liderlik; ilişkilerin gücünü kavramakla, antrenör-oyuncu, oyuncu –oyuncu arasındaki bağları güçlendiren bir sosyo kültürel birikim oluşturmakla mümkündür…
Bunu başarmış Şenol Hoca…. Tebrikler Beşiktaş… Tebrikler Şenol Hoca…