Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf İLGAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

YUNAN VAHŞETİ – Kocatepe Gazetesi

Yusuf İLGAR 30 Haziran 2017 Cuma 12:24:55
 

2. İŞKENCE, ÖLDÜRME
ve HAKARETLER
Yunanlılar, Türk esirlerini kasıtlı olarak ya, günlerce aç ve susuz bırakarak ölüme terk etmişler yahut ölmeyecek kadar yiyecek vermişlerdir. Bazı esirlere günde sekiz dirhem (25,656 gram) balık vermişlerdir. Bu yiyeceğin yanında insanın ihtiyacı olan ekmek, su, sebze, meyve gibi yiyecekler yoktur. Dava Vekili Ahmet Efendi esir olunca, götürdükleri karakolda bir odaya hapis ederek bir hafta boyunca ekmek ve su dahi vermemişlerdir. Kandiye esir kampında verdikleri ekmeğe Göktaşı katarak Türk esirlerini safha safha zehirlemişlerdir.
Afyonkarahisarlı esirlerden Abdülkadir ve üç arkadaşı aç olarak Yunanistan’da Pire İskelesinden Kabarisya’ya, buradan da Pilu’ya götürülmüşler. Günlerce bir şey yememişler, ancak yolculuklarının dokuzuncu günü kişi başına ancak günlük 100 dirhem ekmek vermişlerdir. Yapılan bu soykırımı uygulamalarıyla Yunanlılar pek çok insanın açlık ve hastalıktan ölmelerine sebebiyet vermişlerdir. Hastahanelerde yatan Türk esirleri tedavi ediyoruz diye kasıtlı olarak zehirlemişlerdir.
Lusya [Liossia] esir kampında günde yarım ekmek ve sade fasulye alabilmek için yüz defa küfür yemeğe, bazen da tokatlanmaya katlanmak gerekmiştir.
Bir iş görmüyorsunuz diye Türkleri ayaklarından meyve ağaçlarına bağlayarak asmışlar, hırsları gidinceye kadar dövmüşlerdir.
Türk esirlerinin kaldıkları çadırların çevresinden on beş dakika uzaklıktaki bir yere tuvalet ihtiyacı için bir çukur kazdırmışlardır. Gece bu yere gitmek ölüm demektir. Tuvalet ihtiyacını bir başka yere yapanları pislik yapıyorsunuz diye döve döve öldürmüşler, kazılan mevkie gidenleri ise soyarak ve öldürerek pislik içerisine atmışlardır. Gündüz oraya gidenler buradaki Türk şehitlerini bizzat görmüşlerdir.
Çadırlara silah boşaltarak pek çok insanın ölmesine ve yaralanmasına sebebiyet vermişlerdir. Açlıktan, dövülme ve işkenceden ölenler, gömülme izni verilmediği için günlerce meydanlarda kalmış, ancak kokmaya başladığı zaman yine Türk esirleri bu şehitleri gömmüşlerdir.
Lusya [Liossia] esir kampında kalanlara bir yıl süre ile örtü, yatak; elbise, çamaşır vs. vermemişlerdir. Çadırlar korumasız olduğu için, Türk esirleri yağmur yağınca sular altında kalarak pek çok Türk, hastalıklarla karşı karşıya getirilmiştir.
Din ve imanlarına, peygamberine, din adamlarına küfür ve kötü sözler söyleyerek hakarette bulunmuşlar, aynı zamanda ibadet ettirmemişlerdir.
Türk esirlerinin mektupları gözleri önünde yakılarak yakınlarıyla olan haberleşmeleri engellenmiştir14.
Bazı Türk esirleri Atina sokaklarında başlarına çuval geçirilerek halka teşhir edilmiş, bu arada Yunanlı kadınlar tarafından taşlanmışlardır. Bu acı olayları yaşanlardan ikisi Sultandağı Yeşilçiftlik kasabasından Ömer İnce ve Ömer İncekaya isimli kişilerdir15.
Afyonkarahisarlı subaylardan Osman oğlu Mehmet, esir düşüp İzmir’e götürüldüğünde, ekmek ve yiyecek verilmediği için ancak dilenmek suretiyle açlığını giderebilmiştir16.
Yunanlılar altın dişleri
kasatura ile çıkarmışlar
Hiçbir suçu yok iken Yunanlılar tarafından Afyonkarahisar’dan Yunanistan’a esir götürülen ve daha sonra geri dönen Zâviye Sultan Mahallesi’nden Mollazâde Hacı Ali Paşa oğlu Mümtaz Efendi ifadesinde şunları anlatmıştır:17
            (Devamı Yarın)

 

14 Aynı Eser, aynı yerler.
15 İplikçioğlu, age., s. 24; M. Saadettin Aygen, Ahmet Tunca, Ahmet Sarlık, Büyük Zafere Doğru, Afyon 1984, s. 34.
16 YİZE., s. 34-35.
17  İfade ve nakiller kısmen sadeleştirilerek verilmiştir. YİZE., s. 5-6; Esaret Hatıraları, (Eyüb Sabri: Bir Esirin Hâtıraları ve Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi: Yunan İllerinde Zavallı Esirlerimiz, hzl. Nejat Sefercioğlu, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul 1978, s. 93, YİZE., s. 27.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER