Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ZEKÂT VEREMEYENİN NAMAZI KABUL OLUR MU?

Muharrem Günay 8 Haziran 2019 Cumartesi 11:55:18
 

İslâm’a göre mülk Allah’ındır. “Göklerin ve yerin mülkü (bütün hazineleri) Allah’ındır. (Ali İmran/189.ayet) Bizde emanettir. Sadece zenginler arasında dolaşan bir meta değildir. (Haşr suresi 7. Ayet) Bizde emanet olan bu malın kullanım şekli Kur’an ve sünnet ile tespit edilmiştir. Bu mal benimdir, dilediğim gibi kullanırım deme hakkı bir Müslümanda yoktur.
Zekâta gelince; Zekât yoksulun bizim malımızdaki hakkıdır.  Malının zekâtını vermeyen bir Mü’minin durumu şöyledir:
Malının zekâtını hak sahibi olan bir Mü’mine vermeyen kişi hem haram yemiş hem de emanete hıyanetlik etmiştir.  Çünkü başkasına ait olan bir malı yemek haram, Allah’ın bize emanet olarak verdiği malı Allah’ın emrettiği şekilde kullanmamak ise emanete hıyanet etmektir. Emanete hıyanet etmek ise bir münafıkta bulunan en önemli üç özellikten biridir.
Allahu Teâlâ Mûsa aleyhisselama:
“Yâ Mûsa! Namaz ve zekât ikizdirler, biri yapılmadan ötekini kabul etmem” buyurmuştur. (Şir’at’ül İslâm)
Sadaka karıştığı malı helak eder. (Âişe radiyallahu anhâ)’dan bildirilen bir hadisi şerifte:
“Sadaka veya zekât bir mala karışırsa o malı ifsad eder. (Bozar, yok olmasına sebep olur.) buyrulmuştur. (Şir’at’ül İslâm, Muhammed Bin Ebûbekir, Şerheden: Seyyid Alizâde, tercüme: Lûtfullah Uyan, A. Fâruk Meyan, Zekât, Sadaka ve Sünnetleri Bölümü, sayfa: 177)
 Bu hadisi şeriften iki türlü mana çıkarılabilir. Birisi, sadakası, zekâtı verilmeyen malın mutlaka helak olacağı, zarar göreceği ve yok olacağıdır. Nitekim Ömer (radıyallahu anh)’ın rivayet ettiği:
“Karada ve denizde malın telef olmasına sebep, zekâtın verilmemiş olmasıdır.” Hadis-i şerifi buna delildir. İkincisi, bir insan, ihtiyacı yok iken, zekât malı alıp kendi malına karıştırırsa bu zekât malı kendi öz malını da helâk eder. (Şir’at’ül İslâm, Zekât, Sadaka ve Sünnetleri Bölümü, sayfa: 178)
Envâr’ul-Kulûb’da da:
“Bir kimse namazını kılsa ve fakat zekâtını vermese, kıldığı namaz reddolunur. Zira bir kimse Allahu Teâlâ’ya iman etse de Resûlü Müctebâ’ya inanmasa veya Resuli zîşan’a iman etse de Allah’a inanmasa, imanın reddolunduğu gibi, namaz kıldığı halde zekât vermeyenin de namazı reddolunur. Rabbimizin, bu iki ameli dâima bir arada zikretmesinin sebebi de şudur: Bu amellerden birisi terk olunursa, diğeri de kabule şayan olmaz” denilmektedir.(Envâr’ul-Kulûb, s: 613; El Hac Muzaffer Ozak
Yüce kitabımızda “Bana ve anana babana şükret. Dönüş ancak bana’dır dedik” (Lokman:14) buyrulmuştur. Bu ayet hakkında İbni Abbas şöyle demiştir:
“Üç ayeti kerime hükümce birbirlerine bağlı oldukları üç şeyle nâzil olmuşlardır. Birinin hükmü ifâ edilip yerine getirilmedikçe diğeri – ifa olunsa- dahi kabul edilmez:
1-Allah’ın: “Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin” (Nisa:59) mübarek emridir. Kim Allah’a itaat edip Resûlullah’a itaat etmezse onun bu itaati kabul edilmez.
2-—Kur’anın “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin” (Bakara:110) hükmüdür ki, namazını kılıp fakat zekâtını vermeyen kimselerin namazı kabul edilmez.
3-Cenâb-ı Hak’ın: “Bana ve ana babana şükret” (Lokman:14) fermanıdır. Kim ki Allah’a şükredip de ana ve babasına teşekkür etmezse Allah’a karşı yaptığı şükrü şayan-ı kabul değildir.” (Tirmizi, İbni Hıbban, Hâkim, İslâm Şeraitinde Büyük Günahlar, ,Kitâbuu’l Kebair, s:41 İmâm Zehebi, çeviren: Sıdkı Gülle)
Bazı âlimler yukarıda geçen “namazı kabul edilmez” hükmünü, ancak üzerlerinden borçları düşer, ahrette niçin namaz kılmadın sorusuna muhatap olmaz fakat namazın faziletinden istifade edemezler şeklinde açıklamaktadırlar. Zekâtını vermeyen veya haram yiyen birisinin nasıl olsa namazım, orucum kabul olmaz diyerek bu ibadetleri terk etmesi de uygun değildir. Çünkü namazı terk etmek hatta kazaya bırakmak bile büyük günahlar arasında yer alır. Fakat her ne olursa olsun namaz, zekât ve haram ilişkisine çok dikkat etmek gerekir. Takvaya uygun olan görüş hem haramlardan hem de şüpheli olan şeylerden uzak durmaktır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER