12 Şubat 2010 Cuma 02:00:00
  Cumhuriyet Meydanı ya da bir diğer adıyla Hükümetönü’nü yeniden düzenleyerek Kent Meydanı oluşturmaya yönelik çalışmaları geçen yazımızda değerlendirmiştik. Kamuoyunda bu düzenleme ile ilgili olarak tartışılan fikirlerden bazılarına örnekler vermiştik.
Kent Meydanı projesiyle ilgili değerlendirmeler, fikir çeşitlemeleri halen sürüyor insanlarımız arasında. Kent için hayati önem taşıyan böyle bir proje öncesinde, kamuoyunda bir “düşünce fırtınası” yaratılması isabetlidir aslına bakılırsa. İlimiz yöneticileri her fırsatta fikirlerin dile getirilmesini, böylelikle en mantıklıları üzerinde yoğunlaşılması görüşünde birleşiyorlar. Zannederiz bu fikirler, en mantıklı çalışmanın yapılmasına ön ayak olacaktır.
Tarihi kent dokusunun hak ettiği değeri bulmasında büyük emeği bulunan insanların da Kent Meydanı projesi öncesinde söyleyecekleri olduğuna inanıyoruz. Bunlar arasında yıllar önce yıkılan ve yerine Emek binası yapılan, Hükümetönü isminin kaynağı, tarihi Hükümet Binası’nın aslına uygun bir şekilde yeniden yapılması fikri de bulunuyor. 1970’li yılların sonlarında yıkılan 2 katlı tarihi Hükümet binasını biz ve çağdaşlarımız eski fotoğraflardan biliyoruz.
Bu tarihi binanın yeniden yapılması konusu 3-4 yıl önce gündeme gelmiş ama gerektiğince yankı bulamamıştı. Türkiye Mimarlar Odası’nın yıllardır Genel Başkanı olan, tarihi kent dokularıyla ilgili en önemli uzmanlardan kabul edilen Mimar Oktay Ekinci, Vali Muzaffer Dilek döneminde uzman ekibiyle birlikte ilimize gelmiş ve Afyonkarahisar’ın tarihi dokusunu ele almıştı. O zaman ta-rihi Hükümet Binası’nın yıkılmış olmasının büyük bir kayıp olduğu dile getirilmişti uzmanlarca. İlk fırsatta bu binanın aslına uygun olarak yeniden yapılmasının Afyonkarahisar tarihi kent dokusundaki en büyük eksik parçayı yerine yeniden oturtacağı görüşünde birleşilmişti. Valilik Makamı ile temsili makamların bu binada toplanarak, hizmet amaçlı birimlerin başka bir binada ihdas edilebileceği kaydedilmişti. Belediye ve AÇKML binaları, Zafer Müzesi, Afyon Lisesi, Rıza Çerçel Kültür Merkezi, AKÜ Atatürk AKM ve eski Adliye binaları ile bir bütünlük arz eden eski Hükümet Konağı’nın yeniden yerine konmasının, 50 yıl sonrasının Afyonkarahisar’ı için paha biçilemez bir değer olacağı kayda geçirilmişti.
Şimdi bu fikrin değerlendirilmesi gerektiğine inananların sayısı da az değil.
* * *
Rehabilitasyon Merkezi neden yapıldı?
Uydukent bölgesinde İl özel İdaresi’nce yapılan Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi binası tamamlanmasına rağmen “yönetmeliklere uygun olmadığı” gerekçesiyle kullanıma alınamamıştı. Şimdi bu binanın Kız Meslek Lisesi olarak kullanılması gündemde.
Bu binanın neden amacına uygun kullanılamadığı konusu eleştirilere neden oluyor. Ancak bilenler, bu inşaata başlanılırken örnek alınan Muğla ve Urfa’daki Özürlüler Rehabilitasyon binalarının halen kullanımda olduğuna dikkat çekiyorlar.
Yapımı aşamasında Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın gözetiminde tamamlanan inşaat nasıl oluyor da şimdi yönetmeliklere uymuyor? Aynı projelerle, aynı amaçlarla yapılan binalar Muğla ve Urfa’da kullanılırken, ilimizde “yönetmeliklere uygun değil” diye kullanıma alınamamasının araştırılması doğru olmaz mı? Koskosa bir ilde, pek çok özürlüsü bulunan bir ilde Rehabilitasyon ve Engelliler Merkezi hizmetinin yalnızca özel sektöre bırakılmış olması akıllarda soru işaretleri uyandırmaz mı?
Bu proje belli bir amaca yönelik olarak hazırlanıp, milyarlarca harcama ile güzel bir bina elde edilmişse, benzeri örnekleri başka şehirlerde hayata geçirilmişse, örneğin Muğla ve Şanlıurfa’da özürlü vatandaşlar bu binalardan, devlet kanalıyla hizmet alabiliyorlarsa, ilimizde buna imkan sağlanamamasını nasıl adlandırmalı?
* * *
İGM ve Ömer Kaplıcası
İl Genel Meclisi’nde yaşanan “Bornoz-villa” tartışmalarına değinmiştik geçenlerde. İl Genel Meclisi Başkanı Salih Sel konunun yanlış anlaşıldığını bildirdi. “Bornoz” örneğinin Meclis kürsüsünde dile getirilmesinin yanlışlığı görüşünde birleştiğimiz Salih Sel, “İnanın, villalarda öyle aksaklıklar var ki, anlatmakla bitmiyor. Söz konusu mesele de o sorunlar arasında bardağı taşıran son damla oldu tabir-i caizse” dedi. Ömer Kaplıcası’nın işletme hakkını elinde bulunduran firmanın Özel İdare ile Ticaret Borsası’na aylık 600 milyarı aşkın ödemede bulunduğunu kaydeden Sel, “Hal böyle olunca o firmada işin içinden çıkamıyor. Aksaklıklar da birbirini takip ediyor. Bu aksamalara gecikmeden çözüm bulunması gerekiyor. Bizim ve arkadaşlarımızın işaret etmek istediğimiz noktalar bunlar idi. Ancak bornoz haberleri ile iş çığırından çıktı” dedi.
İGM Başkanı Salih Sel’in Ömer Kaplıcası’ndaki hizmet aksamalarıyla ilgili tespitlerine biz de katılıyoruz. Ancak İGM’de yapılan görüşmelerde seviyenin ve dikkatin korunması gerektiğine yönelik görüşlerimizi de koruyoruz. Başkan Sel’in bu konudaki çabalarına diğer üyelerin de katkılarını bekliyoruz…