Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Muhafazakâr televizyonlarda “bip”li filmler – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 10 Şubat 2013 Pazar 02:00:00
  Bundan 15 sene evvel televizyonlarda Kemal Sunal filmi izlemek, ertesi gün film sahnelerindeki şakaları, güldürüleri arkadaşa anlatmak demekti. Gündelik hayatta karşılaştığımız çoğu olayı, belki biraz da abartılmış vaziyette Kemal Sunal filmlerinde görürdük.
Kemal Sunal filmlerinde temizlik işçisini de, ağayı da, marabayı da, işçiyi de, memuru da, dolandırıcıyı da, mafyayı da, yurtdışından gelen ve kültürel bunalım yaşayan vatandaşı da, küçük çocukla babasının hikâyesini de izlerdik.
Sokakta, çarşıda, etrafta rastladıklarımızın aynı anda sihirli ekrandan bize yansıtılması, ilgiyi artırırdı belki.
Kemal Sunal filmleri, yazım şekilleri ve işlenişi itibariyle, aslında sistemdeki aksaklıkları sert bir şekilde eleştirirdi. Mizah yoluyla anlatılan senaryolarda sağlıktaki karışıklıkları, halkın bir kısmının hurafelere inanışını, hatta vatandaşın kendi söylediği sözlerin bir zaman sonra hurafeye dönüşmesini, çıkarı peşinde koşarken kendi dışındaki herkesi kullananları hep filmlerde gördük.
Kemal Sunal filmlerinin bir başka ortak yönü ise şuydu: O kadar eleştirel tutumuna rağmen, her dönemde iktidara en yakın televizyon kanalları bu filmleri yayınlardı. İktidara en yakın televizyon kanalları, bunun yanı sıra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, filmlerdeki “eleştirilerden” değil de bazı argo kelimelerden rahatsız olmaya başladı. Zamanla, sanki hiçbir vatandaş bu kelimeleri kullanmıyormuşçasına, “bip”ler duyar olduk. “Bip”ler çok uzunsa, o sahnenin kesilmesi de adet olarak tutuluyordu. ‘Sansür’ olarak nitelenebilecek girişimlere ses çıkarmıyorduk.
İktidarlar değişti. Siyasi oyuncular değişti. Ancak Kemal Sunal filmlerini yayınlama ve izleme alışkanlığı değişmedi. Tabii bir farkla: Artık Kemal Sunal filmlerini, “belli başlı” basın kuruluşları yayınlıyor. Yola çıkarken “muhafazakâr şiar”la kendilerini tanıtan “belli başlı” televizyon kanallarını açın, bakın. 2 günde, en geç 3 günde 1 mutlaka Kemal Sunal filmi izlersiniz. Muhafazakârlıkla yola çıkan televizyonlar için bu tür filmler, dikkat çekici bir imtihan da oluyor. Zira Kemal Sunal filmlerini hem bahsi geçen televizyon kanallarının “kemik” kitlesi, yani başından beri destekleyen, takip eden seyirci; hem de eskiden Kemal Sunal filmlerini beğenen, o kanalları da sırf film için açan seyirci de izliyor. Televizyonlar ise, hem yeni kitlesinin gönlünü hoş etmenin, hem de eski izleyicisini küstürmemenin derdinde.
Ancak burada belirtmek gerekir ki Kemal Sunal filmlerinin karakterlerinde kullanılan isimler, pek de muhafazakâr kanalların “kemik” kitlesinin hoşuna gidecek tarzda seçilmiyor. Muhafazakâr kanalların gönülden destekçilerine sözüm: Lütfen hangi isimlerin, hangi film ve dizilerde, nasıl kullanıldığını inceleyin.
Keza bu filmlerde “muhafazakâr” kanalların kabullenemeyeceğini düşündüğümüz at yarışları, alkol, aldatma gibi hadiselerin de yer aldığını hatırlatmak isterim.
Tahmin edilen televizyonların “grup” başkanlarına sorsanız, alacağınız yanıt aşağı-yukarı aynı:
“Biz bu tür filmleri paket program karşılığı alıyoruz. Paketin muhteviyatına karışamıyoruz.”
Muhteviyat tamam da, kimselere bırakmadığınız “maneviyat” nerede?
Tabii Kemal Sunal filmleri, şahit olduğumuz tarih evresi için küçük bir örnek. Eskiden “günah” sayılan birçok fiilin şimdi “mübah”, ya da “dünyanın zorunluluğu” gibi ifadelerle savunulduğunu görüyoruz. Asıl sorun da bu.
……………………….

RTÜK, MECLİS TV’YE CEZA VERİR Mİ?

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun adı geçmişken; içimde ukde olan birkaç satır yazmak isterim. Malum, RTÜK bazen öyle cezalar verir, öyle yaptırımlar uygular ki aklımız, hayalimiz durur. Ancak RTÜK’ün, Türkiye’nin hakaret içeriğine sahip televizyonuna ceza verdiğine hiç şahit olmadım.
Ve işin ilginci, bu televizyon yayına başlamadan önce “şiddet içerikli” ya da “+18” gibi uyarılarda kullanmıyor. “Çocuklar uyuyun” yerine hatırlatması yerine ise neredeyse tüm milleti uyutuyor.
RTÜK, hemen her yayınında şiddet, hakaret, sataşma, küfür kelimelerine maruz kaldığımız Meclis Tv’ye ne zaman ceza verecek?
RTÜK’ün Meclis Tv’ye “ceza” vermesi, “Heberler” adlı programdaki şakadan mı ibaret kalacak?
Çok merak ediyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti