23 Ocak 2014 Perşembe 15:17:25
Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve siyasi parti temsilcileriyle birlikte toplantı yaptı. 30 Mart 2014 seçimlerinin güvenli ve herkesin eşit şekilde kendisini ifade edebileceği bir şekilde gerçekleştirilmesi için düzenlenen toplantıda çeşitli konular gündeme getirildi. Toplantının basına kapalı bölümünde neler konuşuldu bilmiyoruz, ama daha önce farklı kesimlerle yaptığım sohbetlerde 30 Mart için “vatandaş”ların da dikkate değer taleplerinin olduğunu gördüm. Kendimi de “talepleri” olanlara dahil ederek, nasıl bir seçim istediğimizi yazayım:
-Öncelikle nezaket kuralları içinde bir seçim istiyoruz. Eleştiriler, aksaklıklar ya da yatırımlar ne yerilerek, ne övülerek anlatılmalı. Orta yol bulunmalı.
-Sadece Valilik’in öncülük etmesiyle siyasi partilerin bir araya gelmesi yetmez. Siyasi parti temsilcileri, seçim hakkındaki görüşleri birkaç toplantıyla birbirileriyle paylaşmalı. “Basın var konuşamıyoruz” diyen olursa, toplantının belirli kısımlarından görüntü ve fotoğraf alınmasını müsaade edilmeli, ardından toplantı basına kapalı devam etmeli.
-Bu seçimde görüntü ve ses kirliliği olmamalı. Pankartlar, afişler, bangır bangır sesler, marşlar, türküler… Daha yazarken yoruldum. Her parti, propaganga için farklı yöntemler bulmalı. En azından “gezici ekipler”in vatandaşı rahatsız etmeleri engellenmeli.
-Seçim denilince akla gelen diğer bir konu ise mitingler. Mitinglerde konuşulur, bağrılır; bununla birlikte her nedense miting meydanı hep kirlenir. Bu seçimde mitinglerin ardından kirlenen meydanların, partililer tarafından temizlenmesi sağlanmalı.
-Her miting, sıkışık olan trafik yükünün artması demek. Bu seçimlerde, partiler uzlaşmalı; Afyonkarahisar Merkez’de miting alanı olarak Cumhuriyet Meydanı’ndan başka bir yer seçilmeli. Daha önce de önerilen Fuar Alanı, miting için uygun. Fuar Alanı olmazsa, İstasyon Meydanı veya stadyum da kullanılabilir.
Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve siyasi parti temsilcileriyle birlikte toplantı yaptı. 30 Mart 2014 seçimlerinin güvenli ve herkesin eşit şekilde kendisini ifade edebileceği bir şekilde gerçekleştirilmesi için düzenlenen toplantıda çeşitli konular gündeme getirildi. Toplantının basına kapalı bölümünde neler konuşuldu bilmiyoruz, ama daha önce farklı kesimlerle yaptığım sohbetlerde 30 Mart için “vatandaş”ların da dikkate değer taleplerinin olduğunu gördüm. Kendimi de “talepleri” olanlara dahil ederek, nasıl bir seçim istediğimizi yazayım:
-Öncelikle nezaket kuralları içinde bir seçim istiyoruz. Eleştiriler, aksaklıklar ya da yatırımlar ne yerilerek, ne övülerek anlatılmalı. Orta yol bulunmalı.
-Sadece Valilik’in öncülük etmesiyle siyasi partilerin bir araya gelmesi yetmez. Siyasi parti temsilcileri, seçim hakkındaki görüşleri birkaç toplantıyla birbirileriyle paylaşmalı. “Basın var konuşamıyoruz” diyen olursa, toplantının belirli kısımlarından görüntü ve fotoğraf alınmasını müsaade edilmeli, ardından toplantı basına kapalı devam etmeli.
-Bu seçimde görüntü ve ses kirliliği olmamalı. Pankartlar, afişler, bangır bangır sesler, marşlar, türküler… Daha yazarken yoruldum. Her parti, propaganga için farklı yöntemler bulmalı. En azından “gezici ekipler”in vatandaşı rahatsız etmeleri engellenmeli.
-Seçim denilince akla gelen diğer bir konu ise mitingler. Mitinglerde konuşulur, bağrılır; bununla birlikte her nedense miting meydanı hep kirlenir. Bu seçimde mitinglerin ardından kirlenen meydanların, partililer tarafından temizlenmesi sağlanmalı.
-Her miting, sıkışık olan trafik yükünün artması demek. Bu seçimlerde, partiler uzlaşmalı; Afyonkarahisar Merkez’de miting alanı olarak Cumhuriyet Meydanı’ndan başka bir yer seçilmeli. Daha önce de önerilen Fuar Alanı, miting için uygun. Fuar Alanı olmazsa, İstasyon Meydanı veya stadyum da kullanılabilir.
ÖZEL KALEM’E “OKUMUŞ” MÜDÜR
Afyonkarahisar Valiliği Özel Kalemi Metehan Zengin’in Ağrı’ya tayini çıkmasının ardından İbrahim Okumuş Özel Kalem Müdürü oldu. İbrahim Okumuş’un bilgisi, tecrübesi, girişkenliği, basına yaklaşımı gibi hususlarda iyi bir tercih olduğunu söylemek mümkün. Ancak Okumuş’un yeni görev yerinin belli olmasının ardından yapılan bir yorum da şu:
“İbrahim Okumuş, İl Özel İdaresi’nin gizli gücüydü. Okumuş’un oradan ayrılmasının ardından İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği, daha zor bir makam hâline geldi. Yerel seçimlerden sonra atanacak İl Özel İdaresi Genel Sekreteri, işleyiş hakkında İbrahim Okumuş’a sık sık danışacaktır.”