Tek Ağaç

Dumlupınar Mahallesi’nde oturmakta olduğumuz apartmanımızın bahçesinde otuz yıllık bir çam ağacı, balkonlara saçaklara ve çatı kısmına zarar vermekteydi. Yönetim olarak bu ağacın kesilmesi için karar defterine geçilerek imzalandı. Sıra Orman İşletmesi’nden izin almaya geldi. Orman İşletmesi yöneticinin kimliği, karar defteri gibi beş-altı maddelik bir liste verdi. Bu belgeleri tamamladıktan sonra keşif yapacaklarını söylediler. Evraklar tamamlanıp Orman İşletmesi’ne teslim edildi. 1 hafta sonra keşif yapıp tutanak tuttular. Daha sonra bizden ağacı hangi tarihte keseceğimizi bir yere taşınacaksa araç plakasını bildirmemizi istediler. Neredeyse ağacı kestirmekten vazgeçiyorduk. Bu işlemlerin tamam, 15 günden fazla sürdü. Orman İşletmesi’nin bu özen ve titizliğini hem takdir ettik hem de şaşırdık. Bir ağaç için gösterilen bu titizlik yurdumun ormanları talan edilirken de gösterilmedir. İlimiz eski eski stadyumundaki asırlık ağaçlar kesilirken de gösterilmeliydi.

Bugünlerde gündemde olan Akbelen’deki ormanlar için de aynı duyarlılık gösterilmelidir. Orman yangınları için çok tedbirli olmalıyız. Devletin kendisinin yönettiği bir yangın söndürme uçak filosu olmalıdır. Bu söndürme işi özel şirketlere havale edilmiş. Özel şirketlerin söndürme konusunda ne kadar başarılı olduğu biliniyor. Vatanımızı koruyan Türk Ordusu gibi hayat kaynağımız ormanlarımızı da özel birliklerin koruması gerekir. Orman demek vatan demektir. Ormanlarımızı madencilerden, otelcilerden, kasıtlı yangın çıkaran vatan hainlerinden korumalıyız. Bu gibi eylemlerin caydırıcı cezaları olmalıdır. Fatih Sultan Mehmet’in – yaş kesenin başını keserim- sözü o zamanlarda ormanlara verilen önemi anlatması bakımından çok önemlidir. Doğal hayat olmadan insanlar yaşayamaz. Doğa insanlar olmadan da yaşayabilir.

Bundan dolayı doğamızı taşıyla, toprağıyla, suyuyla, ormanıyla özenle korumalıyız. Bu özeni göstermez isek doğa intikamını alır. Pandemi bunun çok güzel bir örneğidir. Gözle göremediğimiz bir virüs milyonlarca insanın ölmesine sebep oldu. Bundan başka toplumlar evlere kapanarak sosyal ve ekonomik sıkıntılar çektiler. Tarım alanlarına yapılan çok katlı konutlar son depremlerde yerle bir oldular. Çok büyük can ve mal kaybına neden oldular. Bunlardan ders çıkarmalıyız. İnsanlık doğayla uyumlu yaşadığı sürece çok rahat eder. Bugünlerde susuzluk kapımıza dayandı. Barajlarımızın su seviyeleri gittikçe azalmaktadır. İnsanlık doğayı özensiz ve düzensiz kullandıkça kendi sonumuza hazırlıyoruz demektir. Tarım arazilerin; amacının dışında kullanıyoruz. Bu gidişle açlık da kapımızı çalacak. O milyonluk konutlarda aç ve susuz oturmak zorunda kalacağız. Aklımızı başımıza toplamalıyız. Devlet, millet, hükümet elele vererek gelecek nesillerimizi korumalıyız. Gelecek yılların savaşları su ve gıda güvenliği için olacaktır.

Kulak ver

Uzak bir iklimin ılık havasında,

Güneş yer gök, deniz içiçe kaynaşır.

Olgun meyvelerle kuşlar fısıldaşır,

Bahar manzarası dallar arasında.

Uzak bir iklimin ılık havasında,

Seslerle kokular el ele dolaşır.

Renklerle şekiller sevişip anlaşır.

Bir mükemmeliyet orkestrasında.

Kulak ver ki havasında bahçemizin,

Gök maviliğinden dal, yeşilliğinden

Bir türkü söylenmede kendiliğinden,