Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner

ABD ile “Afyon” kavgasının yıldönümü

10 Eylül 1970 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’de haşhaş ekimini yasaklama önerisi TBMM’de reddedildi.
Türkiye ile ilişkilerinde, her zaman ve şartta kendi çıkarlarına uygun davranmasını sık sık en kaba yöntemlerle ortaya koyan ABD, bu doğrultuda temel hukuk ilkelerini bile çiğnemekte beis görmüyordu. 1970’lerin başlarında, Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanmasını isteyen, bir süre bunun uygulanmasını da sağlayan ancak sonunda yasağın kaldırılması şokunu yaşayan ABD, kısa bir süre sonra da Kıbrıs Barış Harekatı’nı görecekti. Bütün bu gelişmeler, iki ülke arasında ucu silah ambargosuna kadar uzanan yeni bir krize yol açacaktı.
ABD, 1930’lardan itibaren Türkiye’nin haşhaş ekimininden duyduğu rahatsızlığını sık sık ortaya koyuyordu. Amerikan yönetimi, Türkiye’nin haşhaş ekimini kısıtlamasını, giderek de yasaklamasını istiyordu. Bu tutum haşhaşın anavatanı olan Afyonkarahisar ve çevresinde de büyük endişe ile takip ediliyordu.
Başta “Amerikan yaşam tarzı”, 68 gençlik hareketlerinin nihilist ve hippi gençleri arttırması, Vietnam Savaşı sendromunu yaşayan eski askerler içerisinde depresyona girenlerin çokluğu gibi nedenlerle artan uyuşturucu tüketimine odaklanan ABD, kendi hataları yapısal sorunları ve hataları yerine suçlu aramaya başlamıştı.
Hükümet kanadı ve Senato’da, ABD’deki uyuşturucu kullanımı artışında, Türkiye’deki haşhaş üretiminin etkili olduğu görüşü sıklıkla dile getiriliyordu. Bu konuda Türk hükümetlerine yıllar boyunca baskı yapan ABD yönetimi, 1971’de iş başına gelen darbeci yönetim sırasında ise nihayet muradına erecekti.
12 Mart darbesini yapan cuntacıların kurdurduğu ara rejim hükümeti, Nihat Erim’in Başbakanlığındaki yönetim, 26 haziran 1971’de ABD’nin talebi doğrultusunda haşhaş ekim yasağını başlatmıştı. Haşhaş ekiminden geçinen yaklaşık 1,5 milyon insan bu yasaktan çok olumsuz etkilenmişti.
TÜRK HÜKÜMETİ YASAĞI KALDIRINCA…
ABD’nin talebini yerine getiren darbecilerin bu kararı millet nezdinde ise tepkiyle karşılanmış, 1973 seçimlerine giderken CHP ve MSP, haşhaş ekim yasağını kaldıracaklarını beyan etmişlerdi. Seçimler sonrasında Bülent Ecevit’in Başbakan, Neccmettin Erbakan’ın Başbaşkan Yardımcı olduğu koalisyon hükümeti, 1 Temmuz 1974 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile 1974 sonbaharından itibaren ilaç hammaddesi ihtiyacının sağlanması ve geçimi büyük ölçüde haşhaş üretimine bağlı olan çiftçilerin hayat şartlarının düzeltilmesi amacıyla haşhaş ekimi ve ham afyon üretimini Afyonkarahisar ile birlikte 7 il ve 4 ilçede serbest bırakmıştı.
“Asia Minor Studies”te konuyu işleyen Dr. Macide Başlamışlı’nın verdiği bilgiye göre, Türk Hükümeti konuyu o kadar sıkı ve gizli tutmuştu ki, ABD, söz konusu kararı ancak TRT radyolarının yayınından öğrenmişti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi William Macomber, böylesine hassas bir konuyu Türk kamuoyuyla aynı anda öğrendiği için çok rahatsız olmuştu.
AFYON SERBESTİSİ VE KIBRIS HAREKATI
SONRASI GELEN AMBARGO
Haşhaş ekimiyle ilgili bu gelişmeler yaşanırken, aynı günlerde Kıbrıs’ta Rumların Müslüman Türklere yönelik tedhiş hareketlerinin giderek artması üzerine Türkiye adaya müdahale kararı almıştı. Necmettin Erbakan’ın Başbakan Yardımcısı olarak büyük inisiyatif aldığı, Başkakan Bülent Ecevit’in tereddütlerini gidererek ikna ettiği harekat, 20 Temmuz 1974’te gerçekleşmişti. Haşhaş ekimi serbestisi üzerine bri de Kıbrıs çıkartması yapılınca ABD yönetimi, sert tedbirlere yönelmişti. Bu çerçevede, Türkiye’ye savunma maksatlı olarak verilen silahların harekatta kullanılmasını gerekçe göstererek, 5 Şubat 1975 tarihinden itibaren Türkiye’ye silah ambargosunu başlamıştı.
PARASI ÖDENMİŞ UÇAK VE SİLAHLARI GASP ETTİLER
Ambargoyla ABD üretimi silah sistemleri yedek parçalarının doğrudan veya dolaylı olarak NATO ülkeleri üzerinden de Türkiye’ye satışı engellenmişti. Satın alınan ancak henüz teslimatı yapılmayan askeri malzeme ve silahlar da ambargo kapsamına dahil edilmişti. Hava Kuvvetlerine ait uçaklar ile Deniz Kuvvetlerine bağlı muhrip ve denizaltıların faaliyetleri yedek parça sıkıntısı nedeniyle kesintiye uğramıştı.
Türkiye, yaklaşık 6 milyar dolarlık Amerikan silahıyla donatılmış ordusuna yedek parça tedarik edemeyecek konuma gelmişti. Almanya ve İngiltere de ABD’nin yaptırım ambargo kararı doğrultusunda Türkiye’ye yardımı kesmişti. Parası ödenen Fantom uçakları Türkiye teslim edilmemişti.
Bakım için ABD’ye gönderilen C-130 uçakları iade edilmemiş, Türkiye bu uçakların hangarda bulunduğu her gün için para ödemek zorunda kalmıştı. Türkiye de bu hukuksuzluklar karşısında “üsler kartı”nı masaya sürerek, 25 Temmuz 1975 tarihinde İncirlik haricindeki ABD üslerinin faalilyetlerini durdurmuştu.
ŞERDEN GELEN HAYIR:
YERLİ SAVUNMA SANAYİNİN TEMELLERİ ATILDI
ABD’nin zorbaca hayata geçirdiği ambargo, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni çok zor duruma sokmuştu. Üç yıl süreyle uygulanan ambargo nedeniyle Türkiye meşru, resmi askeri faaliyetleri için karaborsadan yüksek fiyatla yedek parça temin etmeye çalışmıştı.
Ambargo, savunma sanayiinde yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştu. Bu dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı ve vakıf bünyesindeki Aselsan, Havelsan ve Roketsan gibi milli savunma sanayi firmaları ortaya çıkmıştı.
ABD’nin bir dizi hukuksuzlukla uyguladığı ambargo, nihayet Senato’da 26 Temmuz 1978, Temsilciler Meclisi’nde de 2 Ağustos 1978’de yapılan oylamalarla kaldırılmış, Türk Hükümeti de 5 Kasım 1978’de ambargonun sona erdiğini açıklamıştı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti