Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

ASTROLOJİ, BURÇLAR VE ZANLAR – 5

Konumuz astroloji, burçlar ve zanlar. Amacımız burç bilgilerini zan bilgilerinden arındırmak, bu bilgileri fıtri haliyle değerlendirip Rabbimizin razı olduğu bir kişisel gelişim, kazanılmış değişim yaşamak!
Bunun için ip uçları yakalamak! Her bir özelliğimiz gibi burç özelliklerimizi de Hak yolda kullanabilmek.
Önceki yazımızda dışarıdaki yaşantıda koç burcunun özellikleri olarak verilen bilgilerin aslında nasıl da dunihi algıyla yapılan birer zulmani yorum olduğunu, bu yorumların insanın dünya ve ahireti için nasıl birer tuzak olduğunu tefekkür etmeye çalıştık. Bugün, koç burcu özelliklerine Billahi manada baktığımızda ne görürüz, onları nasıl anlarız ve o özellikleri Rabbimize (vuslat idrakı için) aralanan nasıl kapılar olduğunu tefekküre gayret edeceğiz. Koç burcunu okurken hepimiz o burçtaymışız gibi o imkanlarda, o kapılardan yararlanmayı düşünebiliriz; böylece fıtratımızda var olan özellikleri canlandırmaya Biiznillah yol bulabiliriz.
Merak koç burcunun önemli özelliğindendir. Bu duygu dünyalık işlere yönlendirildiğinde tatmin olmaz; tatmin edilemeyen merak duygusu koç burcunu (elbette diğer burçlardakileri de) zulmete sürüklerken, aynı merak duygusu Rabbimize yöneltildiğinde Allah’ı ve sistemini (yarattıklarını) doğru tanımaya ve lütfedilmişse de cennete açılan kapımız olur. Anlıyoruz ki Allah’ı merak etmek, hakikati araştırmak, bu merakın gereği bir gayret göstermek koç burcunun Rabbimize aralanan kapısıdır.
Ondaki merak ona verilmiş bir hazdır, bu hazzı, bu ikramı nerede kullanacağı önemlidir ya Rabbine ya ilahlık iddiasına…
Koç burcu kinci değildir. Biliyoruz ki dunihi algıya çakılı kalmaya yol açan önemli bir duygu olan kin ve intikam duygusu insanı dünyada da ahirette de hüsrana uğratır, perişan eder. Koç burcu aklını başına alır da bu özelliğini Hakk yolda kullanabilirse bu özelliğiyle Allah’tan nefret ederek yaşamaktan kurtulabilir, böyle bir hayatı kolayca sürdürebilir.
İki yüzlü değildir. Bu vasfı Billahi imanla değerlendirebilirse münafık olma tehlikesinden bu özelliğiyle korunmuş olur. Nasıl bir ikram değil mi? Nifaktan, münafıklık vasıfları ve münafıklıktan kurtulmasının kapısı açık, bu kurtuluş ona kolaylaştırılmış…
Enerjisi çok yüksektir. Ne demekse? Dunihi algının yüksek enerji dediği ne ise? Ama biz şöyle düşünebiliriz: Koç burcu insanın kendinde hissettiği yaşama enerjisi, davranmaya, kıpırdamaya yatkınlık eğer Hakk yolda kullanılabilirse hem dünyası hem ahireti için ona idraken ve yaşantı olarak sıçrayıp yükselme imkânı demektir. Yüksek olan enerji (kim kendinde nasıl bir enerji buluyorsa) bulduğumuz enerji, yetenek, kolaylaştırılma eğer dunihi algı ve zanlarının yönlendirmesinde ise zulmete coşan, koşan bir yaşantı var demektir. Oysa Billahi algıyla tanışan bir koç burcu insanı bu enerjisiyle inananların (muttakilerin) önde gidenlerinden olur; Efendimiz (sav) de ona imam, rehber ve yol arkadaşı olur inşaAllah.
Koç burcu insanı inatçıdır denir. Billahi algıda Allah’ı tanıyarak ve buna uygun yaşamak üzere gösterilecek inat merhamete ve cennete ulama inadıdır. İşte bu haldeyse koç burcu insanı var olan enerjisi ve inadıyla göstereceği azim, sebat ve gayretle Rabbini bulma yolunda Biiznillah çok başarılıdır. İmanı ve takvası ile önde olmayı sevdiği için fark etmeden yaşadığı Rahmani liderlik halinin verdiği yol göstericilikle çevresindekilere Hak yolda kolayca tesir edebilir. Dunihi algıyı fark ettiğinde onun içinde düştüğü bir akılsızlık hali olduğunu anladığında, oradan sıyrılmak üzere gösterdiği kararlı duruşun ona kolaylaştırılmış olması koç burcunun Rabbine aralanmış bir kapısıdır; öncülük ve kararlılık (Billahi algıda) onun cennete açık kapılarındandır.
Çalışkan ve üretkendir; bu yapısı Hak yolda atacağı adımları ona sevdirir ve kolaylaştırır, onu öne geçirir (kazanılmış değişimi için çalışır, nur olacak işler üretir).
Bağımsızlığı sever! Hangi bağımsızlık? Müstakilen var ve muhtar oluş mu (yani dunihi özgürlük mü?)
Yoksa Billahi anlamda hürriyet mi? Koç burcu insanı dunihi algıdaysa tatmin olacağı bir bağımsızlık hissini hiçbir zaman yakalayamaz, yaşayamaz, bu sebeple de didişir durur. Oysa tek ve gerçek VAR’ı (Allah hakikatini) bu bakışla Rabbini (Nefsini) bildiğinde bu idrakı ve halini çok sever, hemen mutmain olur (hür kullardan olur). Anlıyoruz ki kendisindeki burç özellikleriyle dunihi algıyı reddedip Billahi imanla Rabbine yönelebilmesi için koç burcu insanının o kadar çok kapısı var ki, o kadar çok kurtuluş kapısı var ki…
Koç burcu açık sözlüdür denir. Onun bu hali Billahi imanla buluştuğunda koç burcu insanı Hak olanı hemen fark eder ve bunu çok net olarak dile getirir hem diliyle hem hali ve duruşuyla. Onun bu halinden dunihi algıdakiler de etkilenir, onlar da onun bu dobralığını takdir ederler ama pek dışa vurmazlar, içlerinden. Ancak işlerine geldiğinde açıkça da takdir edebilirler, “helal sana” diyebilirler…
Denir ki “koç burcu insanı “Benliği”, “ben” demeyi çok sever (BEN demeyi sevmeyen mi var acaba?).
“Ben yaptım, ben bilirim, benim sayemde…” gibi cümleler ilahlık hissiyatlı (müstakilen varım ve muhtarım iddialı) her insana cazip gelir ama koç burcu insanına demek ki daha bir cazip geliyor. İster fark etsin ister fark etmesin kişi eğer dunihi algısıyla “ben” diyorsa bu “ben” deyişi, bunun hissiyatını seviyorsa bu onun ahiret hayatını çok, çok zora sokar. Dışarıdaki yaşantıda önerilen ve öğretilenle nasıl bir tezat teşkil ediyor değil mi? Günlük yaşantıda buna “özgüvenli” olmak denir ve bu teşvik edilirken, billahi yaklaştığınızda “eğer BEN derken, BEN’i hissederken sizdeki müstakillik iddiasını takdimediyorsanız” bu bir özgüven değil cehenneme güvendir” diyoruz.
Burçları sizlerle tefekkür ederken asıl amacımız, fıtratımızda olan ve öne çıkan her bir özelliği yakalayıp onu Billahi idrak ile kullanabilmek, o özelliği hicret ettirmek yani; dünihi’den Billâhi’ye… Bunu yaparak Rabbimizin açtığı rahmet kapılarını görmek, o açık kapılardan girmek, o kapıları değerlendirmek, sonuçta İhlas Hayat Döngüsüne girmek istiyoruz, buna talibiz… Böyle olunca bu yazılarımızdan şöyle bir çıktı bekleyebiliriz: dunihi algı ve zanlarıyla yaklaşıldığında, böyle kullanıldığında sıkıntı, mahkumiyet, tatminsizlik ve hüsrana yol açan burç özelliklerimizin Billahi idrake hicret ettirilmesi, bize açılan “gel kulum, buyur kulum, gir kulum” kapılarından selama, rayhana, safaya girmek! Bunun duasındayız, bunun için çalışıyoruz; kolaylaştır ve sa’yimizi kabul buyur, razı oluver Allahım (amin).
İster koç burcu insanı ister diğer burçlardakiler, eğer esfele safiliyn hakimiyetinde dunihi algı ile kullandıkları bu özellikleri (ve diğer tüm özelliklerini), nefs-i levvameye girip de Billahi idrakle kullanmaya başladıklarında her biri Rabbimizin razılığına açılan tanıma ve hak yaşantı kapılarımız olacaktır, bunu net olarak fark ettik. Mesela: koç burcu kendisine lütfedilmiş olan merak duygusunu Hak yolda kullanmaya çalışan bir inanan, arkadaşının (eşinin, kaynanasının, komşusunun, trafikte sürücü ve yayaların, okulda öğrencilerinin, iş yerinde patronu, amirleri veya arkadaşlarının) açığını merak etmeyi terk eder, artık o ahiretine yaramayacak bir bilgiyi sorup öğrenme ihtiyacı hissetmez.
Bakın “ihtiyaç” diyoruz. Çünkü bu duygu koç burcunda var, o duyguyu mutlaka kullanacak bu bir ihtiyaç onun için. Dunihi algıdaki astrologların “merak duygunu köreltmelisin, o duygunu yok saymalısın, boş vermeyi öğrenmelisin” önerileri bir zulmetten diğer zulmete yolculuktan başka bir şey değildir ve tatminsizliği artırarak psikolojik çöküntülere yol açacak bir yöntemdir; böyle yapandaki “merak” duygusu onun bu halinden tatmin olmaz, hoşnut olmaz. Eğer ki koç burcu insanı Hak yolda olmak ve bu yolda yürümek istiyorsa, öncelikle ve mutlaka dunihi algı ve zanlarının (müstakilen varım ve muhtarım iddiasının) ne olduğunu, hayatını nasıl da sıkı sıkı sardığını fark etmeli, bu onda yüksek bir telaşa dönüşmeli ve bu halden mutlaka kurtulma gayretinde olarak “merak” duygusunu Allah’ı merak etmede, O’nu ve sistemini tanımada kullanmalıdır (kullanmalıyız!).
Allah’ım bütün hücrelerimi, dokularımı, organlarımı, bütün vücudumu; duygularımı, düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, hayallerimi, rüyalarımı bütün beynimi; ruhumu, sırrımı, hafimi, ahfamı Sana emanet ettim, sana teslim ettim, lütfen Allahım bunları razı olmadığın her şeyden arındırıp ve temizleyiver, el değmemiş kar suyu ile yıkayıver, kendi nurun ile nurlandırıver, kendi ahlakın ile ahlaklandırıver (amin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti