Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

ASTROLOJİ, BURÇLAR VE ZANLAR – 6

BOĞA BURCU (20 NİSAN-20 MAYIS)
Burçları tefekkür ederken önemsediğimiz iki kriterden “Müstakilen varım ve muhtarım” iddiası dunihi algıdaki bir boğa burcunda ne durumda acaba? Çünkü bu kriterler her ikisi de kişinin küfrünün (gizli şirkinin) derecesini göstermesi açısından çok manidardır.
İşte dunihi algıyla boğa burcu!
Boğa burcu insanı “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasını sahiplenir ancak kendini içinde bulduğu bu iddiaya ait özelliklerini bir adım daha öteye taşıma çabası, şiddetlendireyim çabası içinde değildir. Hatırlayacak olursak, koç burcunda bu iddia hem çok kuvvetli idi hem de koç burcu bu iddiasını hep bir adım öteye taşıma arzusu ve bu arzuya uygun davranışlar sergiliyordu, bu sebeple onun “tatminsiz” olduğunu konuşmuştuk. Boğa burcu insanı, anasından doğduğunda bulduğu “müstakilen varım ve muhtarım” iddiası ne kadarsa o kadarı ile yetinir, bu iddiayı daha ileri boyuta götürmek için herhangi bir çabası yoktur. Ancak! Ancak sahip olduğunu düşündüğü bu sınırlar içerisinde de olsa iddiasına sıkı sıkıya tutunur, o iddiaya sıkı bağlıdır, yaşantıda kendisini içinde bulduğu hali (ve idrakı) koruma odaklı yaşar. Bu sebeple iş hayatı, arkadaş ilişkileri ve yakın çevresiyle ilişkilerinde “var olan hali” yani statükoyu korumak boğa burcunun kendini güvende hissetmesi için önemlidir. Muhafazakâr (tutucu, statükocu, değişime karşı) olduğu için var olduğunu düşündüğü kendi sınırları dışına çıkan bir yaşantı sürmek, o sınırları aşan bir idrakle tanışmak boğa burcunu tedirgin eder. Öyle ki; her sabah aynı gazeteyi almak, aldığı gazetenin aynı bakkaldan olmak, ekmeğini aldığı fırının aynı olması, gittiği kafede aynı koltuğa oturmak (camiye gidiyorsa bir yeri kendisine ait hale getirmek) boğa burcuna güvenli bölgesinde olduğu hissini verir. Tabi aynı hissi hayatının her alanında yaşamak istediği için, dunihi algıyla sürdürdüğü yaşantıda o yaşantının gereklerine de aynı şekilde sahip çıkar, her konuda belirlediği güvenli bölgesini muhafaza etmeye çalışarak yaşar. Bu durum, dunihi algı içerisinde yaşadığı için Rabbinden uzaklık algısıyla yaşadığı hayata yapışma, sabitlenme ve o algı konforunu koruma gibi bir tehlike demektir. Hatta öyledir ki günahlarına bile sahip çıkar çünkü kendine ait olduğunu düşündüğü her neyi varsa ona sahip çıkmak (dunihi algıda) ona kolaylaşmıştır, bu sebeple hep onun gayretindedir. Örneğin “dedikodu” yapmanın günah olduğunu bilmesine ve dedikodu ile de yaşamasına rağmen, yaptığının dedikodu olduğunu ona bir türlü kabul ettiremezsiniz. İçinde bulunduğu duruma kendini doğru ve haklı kabul ederek sahip çıkar, mesela “Ben olanı anlatıyorum, yalan söylemiyorum ki” diyerek kendini aklamaya çalışır, buna da inanır. Yani boğa burcuna içinde bulunduğu küfrü ve bunun derecesini anlatmak çok zordur. Dunihi algısı sebebiyle, yapısındaki inatçılık özelliğini de küfrünü görmemekte, küfründe (nankörlüğünde) inat etmekte kullanır. Kendinde var olanı (küfrü bile olsa) elinden geldiği kadarıyla ama ısrarla ve inatla muhafaza etmeye çalışır. Bu özelliğini “müstakilen varım ve muhtarım” iddiasıyla kullanıyor olması sebebiyle kendisine dunihi algısını fark etmeyi, billahi idrake geçmek için gayret göstermeyi zorlaştırır.
Boğa burcu toprak burçlarından (molekül ağırlıklı) olduğu için maddiyata düşkündür. Tabi, maddiyat deyince aklımıza hemen ve sadece para, pul, mal mülk gelmemeli, bunları dunihi algıyla değerlendirmenin yanlışıdır anlamamız gereken, bunlara müstakilen varım ve muhtarım ve bunlar da benim müstakilen varlığımın donanımları, güçleri diyerek yaklaşmaktır kurtulmamız gereken!
Dunihi hürriyetle yaşamayı sevdiği özelliklerinden birisi de budur: boğa burcu rahatlığı sever. Her hâlükârda önemli olanın kendi rahatlığı ve bu rahatlığı sağlayacak imkân ve şartlar olması sebebiyle rahatlık peşinde koşmaktan mutluluğu anlamaya, aramaya, bulmaya ayıracak zamanı yoktur, bu sebeple de gerçek mutluluk için yapması gereken “mutluluk yönetimini” fark etmesi zordur, çünkü memnuniyet ve rahatlığı mutluluk zanneder, bunlarla yetinir. Dunihi algıyla yaşayacağı rahatlık ve memnuniyet sebebiyle dünyaya, keyfine, zevklerine, hazlarına olan düşkündür; sonuçta bütün bunlar Rabbiyle arasında bir zulmet perdesi oluşturur.
Statükoculuğu sebebiyle konfor alanından dışarı çıkmak istemez. Bilmenize rağmen hatırlamak güzel olacaktır diye düşünüyorum, bu sebeple bir cümle de olsa paylaşalım: Müslüman muhafazakar olamaz, muhafazakarlık insanca düşüncelerin ürettiği bir kavramdır, İslami hiç değildir. Müslümanların muhafazakarlık kavramını kullanıyor olmaları fark etmedikleri bir yanlışlarıdır. İslam “her an yeni şanda” olmayı, “dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyle söylemeli” halini önemser, Hak yolda gelişmeyi, evrilmeyi, hep daha yeni hep daha ileri olmayı önerir, konu ne olursa olsun bir noktaya, bir tarza yapışıp kalmayı değil. Evet, boğa burcu dunihi algısı sebebiyle yaşadığı muhafazakâr yapısının konfor alanını muhafaza etmek için çalışır. Oysa bu halinin kendini Rabbinden ayrı düşürecek ilahlık hissiyatlı bir muhafaza hali olduğunu göremez. Sonuçta konfor alanını muhafaza etmeye çalışması, dunihi algıdaki boğa burcu insanı için büyük bir tehlikedir, kendi elleriyle inşa ettiği aşamayacağı bir duvar haline gelir.
İlahlık hissiyatı (müstakilen varım ve muhtarım, müstakil olarak güç, hüküm ve mülk sahibiyim hissiyatı) boğa burçlarında çok güçlüdür. Her burçta farklı bir gösteriyle öne çıkan ilahlık hissiyatı boğa burcunda “mal/mülk sahibi” olmaya düşkünlükle kendini hissettirir de “bu benim” diyeceği şeylerin peşine düşer, sonra da sahip olduğunu düşündüğü o şey neyse ona sımsıkı sarılarak onu korumaya çalışır. Bu onun ilahlık hissiyatı bile olsa…
Denir ki; boğa burcu için kendini güvende hissetmek önemlidir. Dunihi algısıyla güvensiz hissettiği bir ortamda bulunmak istemez, güvenmediği bir arkadaşıyla görüşmek, onunla bir şey paylaşmak istemez. Billahi imanın emniyet ve güven halini fark edip de güven duygusunu Rabbine yöneltmediği, O’na teslim olmadığı sürece bu duygusu yüzünden hayatında hep hüsrana uğrar, çok zorluklar yaşar. Muhafaza buyur Allahım, çok sevdiği eşi veya arkadaşlarının onu kandıracağı korkusuyla yaşar, bu duygusu yüzünden hep korku, tedirginlik hatta hüsran uğrar.
Boğa burcu hayatı beş duyusuyla yaşamaktan zevk alır. Lezzetli yemekler (tat hazzı), hoş aromalar, (koku hazzı), pürüzsüz giysiler (dokunsal hazlar), güzel manzara (görme hazzı), güzel bir müzik (işitme hazzı) gibi nimetlerle ama dunihi algısıyla yaşamayı sever. Sonuçta zevk ve şehvet düşkünü (hazlarının esiri) bir hayatı yaşar ve muhafazakâr yapısı sebebiyle de (bırakın kurtulmayı düşünmeyi) bu durumunu korumak için çırpınır duru, elinden ne geliyorsa yapar.
Sevince çok fedakârdırlar. Öyle olunca da boğa burçları (dunihi algılarıyla nefreti sevgi zannederek yaşadıkları için) dünyalık sevgilerine, sevgileri için gösterdikleri fedakârlıklara karşılık hep hüsran yaşarlar; “ben hayatımı onun için yaşadım, bütün bunları onun için yaptım ama karşılığını görmedim” hissiyatıyla hüsran yaşarlar. Dunihi algısı sebebiyle yaşadığı beklentisine (sevgisinin karşılığına) hiçbir zaman ulaşamazlar. Çünkü o ancak Billahi yaşantıda mümkündür! Ne zaman bu sevgiyi Billahi algıya hicret ettirmeyi öğrenirse o zaman bu duygusu tatmin olur, mutmain olarak yerini bulmuş olur.
Görüyor ve anlıyoruz ki, verilen özellik, lütfedilen nimet, yüklenilen donanım ne olursa olsun, bunlarla oluşturulan çıktılar ya Billahi imanla yani Allah indinde makbul bir idrakle, böyle bir idrakın telaşı ve gayreti olan salih amel vasfındaki hayat tarzıyla üretilmiş çıktılar olacak ve kişisel gelişimimizi, kazanılmış değişimimizi İhlas Hayat Döngüsü kapsamına alacak ya da dunihi algıyla aldığımız çıktılarla kendi ateşimizi ellerimizle (yani bize verilen nimetler, donanımlar olan esmaül hüsna özellikleriyle) kendimiz hazırlayacağız.
Eğer Boğa Burcu insanı “Müstakilen VARIM ve Muhtarım” iddiasından vazgeçer, dûniHİ algı ve zann’larına sırtını döner de hanif olursa?
İnşaAllah bunu bir sonraki hafta tefekkür etmek üzere bu yazımızı burada ama duamızla tamamlamış olalım.
Allahım, razılığına talip inanan kullarına merhamet ediver de bize lütfettiğin her bir nimeti tamamen senin razı olduğun bir idrak ve o idrakın yaşantısıyla kullanabilmeyi, öyle vefat edip öyle de yeniden dirilebilmeyi bize ikram ediver, bunu bize lütfunla çok kolaylaştırıver (âmin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti