Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir ADUYBİM vardı… – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 28 Aralık 2010 Salı 02:00:00
  Tuhafım gerçekten.
Ağrı-sızı olmadıkça sağlığı hatırlamıyorum mesela. İlla ağrıyınca dişim, diş hekiminin yolunu tutuyorum. Genel kontrolden geçmeyi neredeyse düşünmüyorum.
Kış gelmeden kışlık giyeceklerimi kontrol etme ihtiyacı duymuyorum. Oysa biliyorum, bir önceki kıştan eksik-gediklerim var. Bir önceki kış, üşüdüm zaman zaman.
Fotoğraf makinesinin, kameranın şarjlarını ancak büyük bir olay olduğunda kontrol ediyorum. Şans artık yüzüme ne kadar gülerse, “Ya çekerse” deyip başlıyorum işime, harala-gürele.
Kendimle ilgili izlenimlerim değil bu sadece.
Karayolları adlı bir kurumun olduğunu “buzdan buza” tuzlama çalışmalarında hatırlıyoruz örneğin. Zaten buzlu yollar için yapılacak iki haber seçeneği var:
1) Karayolları çalıştı, buzlu yolları tuzladı, kazaların önüne geçti.
2) Karayolları’nın tuzlamada yetersiz kalmasından ya da buzlamaya karşı önlem almamasından dolayı yollar kapandı.
Üçüncü seçenek yok. Peki Karayolları, sadece tuzlama çalışması mı yapar? Hayır, her gün bakın Karayolları kampüsüne. Karınca faaliyeti görürsünüz.
Aynı şekilde Belediye de öyle. 1 güne yakın sular kesilince hemen Belediye’nin telefonları bulundu, arandı, soruşturuldu su kesintisinin kaynağı.
Oysa Belediye, işte orada. 365 günlük bir karınca hareketi de o kurumda yaşanıyor. Eleştirelim ya da övelim, bu durum değişmez.
Aslında bakılırsa kurumların çoğu bu şekilde. İş düştüğünde ya da başımız sıkıntıda olduğunda arayıp soruyoruz ya da öğrenmeye çalışıyoruz olanı-biteni. Ya da olmayanı, bitmeyeni.
Afyonkarahisar için çok değerli bir proje olan ADUYBİM de öyleydi bana göre.
ADUYBİM’in açılımı, Acil Durum Yönetimi Bilgi İşlem Merkezi. Ben Afyonkarahisar’a geldiğimde gerçekten hem heyecanlanmıştım hem de şaşırmıştım bu ADUYBİM’in varlığı nedeniyle.
Heyecanlanmıştım, zira anladığım kadarıyla Afyonkarahisar’ın altı-üstü incelenmiş, haritalar çıkarılmış, bilgisayar ortamına aktarılmış, kültürel zenginlikleri araştırılmış, aynı zamanda acil bir durumda hangi yetkili nerede olacak, hepsi düzenlenmişti. Bu, her babayiğidin başarabileceği bir şey değildi kuşkusuz. Ama Afyonkarahisar’da başarılmıştı işte. Şaşırdığım konu ise bu Merkez’in Afyonkarahisar’da bulunmasına rağmen yokmuş gibi davranılması ya da halkın pek de bu Merkez’den haberdar olmamasıydı. Halbuki büyükşehirlerden gelip ADUYBİM’in İl Tarım Müdürlüğü yerleşkesinin içindeki yerinden bilgi alanlar, hatta ADUYBİM çalışanlarını kendi ille-rine davet edenler bulunuyordu.
Ne olduysa 2010’da oldu bildiğim kadarıyla. ADUYBİM’deki karıncalar, tek tek başka yuvalara dağıtıldı. Yine kendi mesleklerini yapıyorlardı belki de ama karıncalardan oluşan Voltran, bir kere dağılmıştı. Acil bir durumdaki planlamalardan tutun da şehrin alt-üst yapıları üzerindeki çalışmalar, en azından büyük fotoğraf çekebilme yetisi sekteye uğramıştı. ADUYBİM’deki karıncalar başka yuvalara dağıtılmasaydı, iddiam o ki Afyonkarahisar, şehirlerin hayatlarına yön veren master plan hazırlamada Türkiye’ye örnek olacaktı. Ama olmadı.
Nereden geldi aklıma bu? Haftasonu büyük bir gazetenin sürmanşetinde acil durumda (oalğanüstü hal ya da savaş anında) Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nın konaklayacağı ve durumu gözlemleyeceği bir sığınak haberleştirilmişti. Okuyucuda “Bayram değil, seyran değil” izlenimi bırakan bu habere göre bir savaş hâlinde hangi yetkilinin ne yapacağı, nasıl korunacağı belirlenmişti ve ona göre önlemler alınacaktı.
Ülkenin kalbi olan Ankara’da bu tür bir çalışma yapılırken Afyonkarahisar’da başarılı bir şe-kilde çalışan ADUYBİM’in karıncaları neden dağıtıldı diye düşünüyor insan.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER