Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil Kocaşaban
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BİRLEŞTİR VE GENİŞLET BİZİ YA RABBİ

Aslında bugünkü yazımın başlığı “Türk Diplomasisinden tam saha pres” olacaktı.

Hulusi Akar, Mevlüt Çavuşoğlu ve Hakan Fidan Libya’yı ziyaret etti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki bir heyet Mısır’a gitti.
Türkiye’nin BAE elçisi görevine başladı.
Ukrayna ile görüşmeler vs.

Bu başlıklar atında yazımı yazmayı planlarken Macaristan Cumhurbaşkanı açıklamalarına hem sevindim hem de şaşırdım açıkcası
ABD’nin Pyd/Pkk’ya tırlar ile silah yardımı yaptığının belgelerini göndererek Avrupa Birliği’ne asıl ABD’yi kınaması için teklif sundu. Böylesine onurlu bir hamleyi duyunca dilimizden ve gönlümüzden

Birleştir ve genişlet bizi ya Rabbi!

Diye bir dua dökülüverdi dilimizden ve gönlümüzden ee haliylede başlık atılmış oldu.

Şayet yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını olmasaydı, 31 Mart 2021’de Türkistan’da düzenlenecek olan Türk Konseyi gayrı resmî zirvesi yüz yüze yapılacaktı. Türkiye, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Kırgızistan’ın yanı sıra Macaristan’ın da katılacağı bu önemli zirve için 2018 yılında Türk dünyasının aksakalı, Kazakistan Cumhuriyeti Kurucu Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından eyalet merkezi ilan edilen Türkistan, hummalı bir çalışma yürütülerek otelleri, müzeleri, alışveriş merkezlerinin yanı sıra kültür ve eğitim müesseseleriyle yepyeni bir çehreye bürünmüştü. Fakat salgının seyri nedeniyle toplantının çevrimiçi yapılmasına karar verildi. Bu toplantıda Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesi ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin bulunduğu (eski adıyla Yesi, bugünkü ismiyle) Türkistan’ın “Türk dünyasının manevi başkenti” ilan edilmesi bekleniyor. Resmî zirve ise bu yıl sonunda İstanbul’da yapılacak. İstanbul zirvesinde Türk Konseyi tarafından hazırlanan 2040 Türk Dünyası Vizyonu masaya yatırılacak.

Türk dünyası için Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan ve Özbekistan gibi pivot (mihver) ülkelerin işbirliğinin artarak devam etmesi, gelecekte Türk dünyasının birlik ve beraberliği için büyük önem taşıyor.
Ancak bu önemli toplantılar öncesinde Türkiye ile bölge devletleri arasındaki ilişkilerde yaşanan baş döndürücü gelişmelere dikkat çekmek gerekir. Malum olduğu üzere, 21. yüzyılda dünya ekonomisinin ağırlığı daha ziyade Asya’da temerküz edecek. Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı çok yönlü dış siyasetin en önemli ayaklarından birini de bu bölge oluşturuyor. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın 2019 yılında başlattığı “Yeniden Asya” girişimi, özellikle son dönemlerde Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri ile bir ivme kazanmış görünüyor.
Türkiye’nin Karabağ’da Azerbaycan’a verdiği destek burada da yankı buldu ve diğer Türk cumhuriyetlerinin de Türkiye gibi Azerbaycan’a destek vermesi hususu gündeme geldi. Azerbaycan ve Türkiye’nin “bir millet iki devlet” mottosunun artık “Bir millet altı devlet” şeklini akması gerektiği bölgede dillendiriliyor.
Türk Birliğine dair tüm bu gelişmeler hepimizi geleceğe dair umutlandırıp göğsümüzü kabartsa da maalesef İslam toplumlarında kök salan dağınıklık, kadir kıymet ölçülerinden tamamıyla kopuk muvazaalı ve muhataralı diyaloglar zalimlere koz vermekle kalmayıp inanç haklarımıza saldırıları hem tahrik hem de teşvik etmektedir. Çünkü bu konudaki birlik ve beraberlik surları yıkıktır. İsrail, Yatsı Namazı esnasında, Mescid-i Aksa’da toplanmış din kardeşlerimize ses bombası ve plastik mermiyle saldırmıştır. Bu mütecaviz saldırganlık Ramazan ayının son cumasında, Kadir Gecesi’nin de bir gün öncesinde vuku bulmuştur. Yani planlı bir alçaklıktır! İsrail terör devletidir, Batı Şeria’da Yahudi yerleşimci terörü mazlumları evinden barkından çıkarmaktadır. Kudüs yaslıdır, Gazze hüzünlüdür, Batı Şeria gariptir, Filistin iki ateş arasındadır.
Biz kadrimizin, kavlimizin, kaderimizin, kavgamızın bilincindeyiz, şeytanın müfrezelerini de biliyoruz. Ve hesap gününü bekliyoruz. Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız, ilk yönümüz, Miracımızın ebedi emaneti, inancımızın ezeli onurudur. Kaşgar’dan nasıl taviz vermiyorsak, Kerkük’ten nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de aynı şekilde vazgeçmeyeceğiz!
Tüm bu hüzün ve öfkeyle karışık duygularla Cennetin ayakları altına serilmiş olan Annelerimizi unutmamamız da mümkün değil. Bir günle anlatılamayacak, bir yıl idrak etsek bile kıymetlerini anlatamayacağımız Anneler Günü kutlu olsun. Benden yaşça küçük Anneler de dahil olmak üzere bütün Annelerin ellerinden öpüyorum.

En baki muhabbet ve Saygılarımla….

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER