Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Çeşitleme

Doluya boşa konuşan o kadar çok kişi var ki; insan böylelerine ne diyeceğini şaşırıyor aslında. Ulusal gazetelere de baksak, yerel gazetelere de baksak, gözümüzü ekranlara da çevirsek, ya da sokaklarda gezinsek, pek çok lüzumsuz konuşana rastlıyoruz. Böylesi durumlarda insanın aklına bir çok deyim geliyor.
İşte böylesi bir deyimin hikayesini anlatalım yeri gelmişken. Afyonkarahisarlı yazar merhum Osman Çizmeciler’in yazdığı, yine Afyonkarahisarlı olan merhum kitapevi sahibi Rifat Kastaş’ın yayınladığı Ünlü Deyimler ve Öyküleri isimli kitapta “Anır eşeğim anır, adın deftere geçti” de-yiminin anlamı ve hikayesi şöyle anlatılıyor:
Hak kazanmadığı halde övgü alan, bir makama gelen, önemsiz bir başarıyı ya da kazancı ile övünen kişiye söylenen bir deyimdir.
Tanzimattan sonra bir yenilik hareketi olsun diye istatistik yapmışlar. Köylüyü alıştırmak için önce hayvan sayımı yapılmış. Köyün birinde sayım bittikten sonra çok anıran merkebine dönen köylü, şöyle demiş:
Anır eşeğim anır, adın deftere geçti.
***
Bir de her olaya, her konuya ön yargı ile yaklaşan tipler var aramızda. Öyle ki, siz ne söyler-seniz söyleyin, ne anlatmaya çalışırsanız çalışın onlar anlamak istediklerini anlıyorlar. Hani derler ya, “Sen allame-i cihan da olsan, anlatabildiğin, karşındakinin anladığı kadardır” diye.
Öyle takıntılara, öyle saplantılara sahibiz ki, kim ne söylerse söylesin, kim ne derse desin biz bildiğimiz okumaktan, anlamak isteğimizi anlamaktan geri kalmıyoruz bir türlü.
Afyonkarahisar’da böyleleri için de anlatılan bir hikaye vardır: Yolda gördüğü yaşlı bir kadına gideceği yeri soran yabancı, yaşlı kadından “Vay o gelin evde oldukça olmaz. Ocağı sönesice, ciğerinden yanasıca bizi perişan etti. O gelin var ya, o gelin..” diye devam eden serzenişleri işitince şaşırmış kalmış.
“Yahu teyze, ben sana yol sordum. Şu yol nereye gider dedim. Sen bana gelinden dert yanıyorsun” deyince, kafası geline takılı olan teyze, “O gelin evde oldukca o yol da bir yere çıkmaz, sen de bir yere çıkamazsın, olmaaaz” demiş.
Siz karşınızdakine ne söylerseniz söyleyin, neyi anlatmaya çalışırsanız çalışın… Onun kafası eğer bir noktaya takılı kalmışsa, ne yapsanız nafile…
***
Madem bugün çeşitlemeden gittik, yazının sonunu da bir dörtlükle bağlayalım. Eskilerin “Şehre küstü” olarak adlandırdıkları, bugünkü Maliye kavşağı civarında kabri bulunan, Afyonkarahisar’ın evliyalarından olduğu bilinen Turabi’nin az sayıdaki şiirlerinden birinin dörtlükleri bunlar:
Dili pür gam ile mahzun olanlar
Defn’etmeğe elbet eczasın arar
Sırrı Huda ile mecnun olanlar
Ruzu seb durmayıp leylasın arar
***
Beyhude yerlere gönül bağlayan
Gözsüz kalır derler ele ağlayan
Mecazı aşkıle coşup çağlayan
Dart mihnet için cezasın arar

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti