Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

İŞGAL VE MEZALİME KARŞI AFYONKARAHİSAR’DAN YÜKSELEN TEPKİLER -3

(Dünden Devamı)
11 Eylül 338 tarihli bir raporda Yunanlıların yaptıkları mezalimde uyguladıkları metot şu şekilde belirtilmiştir: “Düşman, mezâlimine şiddetle devam etmekte ve her yeri yakıp kavurmaktadır.
En ziyade isnat edilen cürüm (silâh ve çetelerle alâka) olarak gösterilmekte ve bu bahane ile bunlar nety ü tağrîp edilmektedir. Bu günlerde silah için şiddetli beyannameler dağıtılmakta, bir köyde veya mahallede bir silâh veya fişek ve bıçak bulunursa, 100-1000 liraya kadar ceza-yi nakdî alınacağı ve sahibi idam edileceği ilân olunmaktadır. İşte bundan maksat köyleri ve kasabaları soymak ve mütefekkirlerle silâh tutanları öldürmektir. Zira, düşman soymak istediği zengin veya öldürmek istediği mütefekkir ve gencin hanesine esnâ-yı taharride bir tabanca veya fişek bırakarak maksadı temin etmiş olurdu.
Hapishaneye ilka edilenler evvelemirde çırılçıplak soyulur ve kolları altından tavana asılır, tel kamçılarla dövülür ve düşman istediği gibi bu adamdan ya ifade alır veyahut öldürür. Veyahut servetinin umumunu gasp edinceye kadar devam eder. İşte hapishane mezâlimi bundan ibarettir.
Düşman bir kadının ırzına geçmek istedi mi, ya hanesine silâh taharrisi (arama) bahanesiyle girer veya zevç [eş], birader, pederini hapseder. Bu veçhile kadının ırzına cebren (zorla) tasallut eder. Erkekleri camilere doldurup kadınların ırzına alenen taarruz ise bu kısımdan hariçtir. Şimdiye kadar cereyan eden bu fecâyi gittikçe şiddetini artırmakta ve Kuva-yi Milliye Teşkilâtı bahanesiyle bir kat daha ehemmiyet kesbeylemektedir.”9
BİR FRANSIZLA BİR
BELÇİKALI’NIN RAPORU
Fransız vatandaşından Mösyö Karlojiro tarafından hükümete takdim edilen raporda, Yunanlıların intikamla yolları üzerinde tesadüf ettikleri bütün köyleri yaktıkları, bütün hayvanâtı gasp ettikleri ve işlenmedik cinayet bırakmadıkları anlatılmaktadır. Bir Yunan subayının köyleri ateşe verdikleri, genç kız ve kadınları bir araya toplayarak iffetlerini ayaklar altına alarak kirlettiklerini ve sonra ellerini, ayaklarını bağlayarak sıraya koyup kurşuna dizerek öldürdüklerini övünç kaynağı olarak daha sonra anlatması insanlık ayıbı olsa gerektir10.
Belçika’nın Atina elçisi, 30 Eylül 1921 tarihinde Dışişleri Bakanı HenriJaspara’a gönderdiği raporunda “…memleketi öyle bir tahrip ettiler ki, taş taş üstünde bırakmadılar” diyerek vahşetin boyutunu göstermektedir. De Neeff, daha sonra yapılmış olan zulüm ve vahşeti keşfederek “bu yüzden savaşın yeniden başlaması halinde ‘çok vahşi bir karakter’ almasının kaçınılmaz olduğunu” belirtmektedir11.
AFYONKARAHİSAR
MADALYASINI BEKLİYOR
Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgaliyle başlattıkları Yunan zulüm vahşeti dalga dalga genişleyerek bütün Batı Anadolu, Marmara ve Orta Anadolu’yu sararak Türklere, özellikle sivil halka karşı bir soykırımı girişiminde bulunulmuştur. Türk ve Müslüman olması sanki suç isnat edilerek her türlü vahşet denemesi, cinayet, gasp, soygun, yağma ve yıkma bu işgal sırasında Yunanlılar tarafından Türklere uygulanılmıştır. Bu vahşete bazı Ermeniler ve eşkıyalar da ortak olmuşlardır.
Afyonkarahisar mutasarrıfının açıklamasına göre merkez ilçenin 12 mahallesi ile 55 köyde çeşitli, korkunç zulüm ve işkenceler yapılmıştır. Mahalle ve köylerde 250 şehit, 50 yaralama, 132 esir, 500 hapis, 3.600 kişiyi dövme ve çeşitli şekillerde işkence yapıldığı ve 2079 evin yakılarak harap edildiği anlaşılmaktadır.
Yunanlılar tarafından yakılan ve harap edilen on iki mahallenin zararı dokuz yüz otuz iki bin beş yüz kırk yedi (932.547) lira; elli beş köyün zararı ise kırk iki milyon yüz doksan altı bin sekiz yüz altı (42.196.806) liradır. Ancak resmi kayıtlara girmeyen ve tespit edilemeyen daha pek çok zararın olduğu muhakkaktır.
Türk ırkını yok etmek için her çareye başvuran Yunanlıların sönmeyen kinlerinin ve soykırımının son örneği, 1974’te Kıbrıs’taki toplu öldürmelerde görülmüştür.
Yunanlılar Millî Mücadele döneminde kaç köy, kasaba ve şehrimizi yakmışlardır. Bu yerleşim alanlarında ne kadar ev yanmış ne kadar para, altın, büyük ve küçükbaş hayvan, tahıl vs. yağmalamışlar; ne kadar servet mahvolmuştur?
Ne kadar kadın ve kızlarımızın ırzına geçilmiş, ne kadar insanımız öldürülmüştür, Yunanistan’a esir giden ne kadardır? Kısaca Yunanlıların Millî Mücadelede işgal ettikleri bölgelerde Türk milletine verdikleri zarar ne kadardır? Kanaatimize göre bunlar hala tam olarak tespit edilmiş değildir. Ancak o günlerde İsmet İnönü Paşa’nın verdiği beyanata göre, Yunanlılar kesin olmamakla birlikte o günün değeri ile 1.500.000.000 TL. değerinde bir zarar vermiş, Yunan askerleri Türklerden 200.000.000 TL. değerinde servet almışlardır. Anadolu’da 280.000 ev yakmışlardır. Ancak bu tespitler bile tam olarak yapılmış değildir12.
Lozan Antlaşması’ndan sonra Yunan zulüm ve vahşeti küllenmeye terk edilmiştir. Yunanlılar, suskunluğumuzdan ve iyi niyetlerimizden yararlanarak dünyayı aldatmaya devam etmişlerdir. Anadolu’da yapılan Yunan mezalimi unutturulmuştur. Yaşanan korkunç olayları, genç nesillerimize hatırlatacak küçük bir anıt bile dikilmemiştir. “Yunan mezalimini komşumuza kin duygularını artırmak için değil, fakat onun ne olduğunu bilmek, eline geçecek ilk fırsatta neler yapabileceğini öğrenmek için kamuoyumuza öğretmek zorundayız. Kin gütmek için değil, fakat uyanık kalmak için, buna mecburuz.”13.
Tüm bu anlatılanlar, tarihe mal olmuş bu tespit ve satırlar ışığında diyeceğimiz odur ki; düşman işgali altında yıllarını geçiren, bu zulüm yıllarında üstün kahramanlık ve fedakarlıklar gösteren Afyonkarahisar’ın, Afyonkarahisarlıların “İstiklal Madalyası” ile şereflendirilmesi hakkı değil midir? Hakkıdır…
Hem de anasının ak sütü gibi helaldir… (Son)

KAYNAKÇA
9 İbrahim Ethem Akıncı, Demirci Akıncıları, TTK. Yayını, Ankara 1989, s. 271.
10 AYZV., 3. kısım, Ankara 1338, s. 260-261.
11 Zeynep Kerman, Belçika Temsilciliği Vesikalarına Göre Millî Mücadele, Dergâh yayınları, İstanbul 1982, s. 40.
12 AYZV., 2. kısım, s. 61-62.
13 Em. Korg. Hüseyin Işık, “Anadolu’da Yunan Mezalimi”, Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri (20 Temmuz 1974’e Kadar), Üçüncü Askeri Tarih Semineri Bildiriler, Ankara 1986, s. 392-394.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti