Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Misafir Kalem

İSLÂMİ FİNANS MODELLERİ VE PROSEDÜRLERİ1 / Dr. Ersan ÖZGÜR

Finansal araçların piyasada işlem yapmak üzere oluşturulan modellerdir. Bir finansal aracın veya işlemin İslâmi finans içinde yer alıp almayacağı İslâm hukukunun konusudur. Finansal aracın veya işlemin İslâm hukuku yönünden kabul görmesi durumunda muhasebesi ve fiyatlaması gibi hususlar finans alanına girebilmektedir. İslâm hukuku insanla insan, insanla eşya arasındaki ilişkileri düzenleyen en ayrıntılı hukuk sistemlerinden biridir. Bu doğrultuda inanç, temizlik, ibadet, aile hayatı, ceza hukuku, savaş hukuku, yeme içme, giyim alanlarında olduğu gibi sosyal ve ekonomik hayata ilişkin Müslümanların uymaları gereken kurallar Kur’anı Kerim’de ve nebevi sünnette bildirilmiştir. İslâm hukuku, bir başka ifade ile İslam hukuku kurallarının temel amacı din, hayat, aile, mal, akıl, onur kavramlarının korunması ile ilgilidir. Belirtilen amaca ilişkin hedefler ise;
– Toplumda adalet ve eşitliği sağlamak,
– Sosyal yardımı, karşılıklı yardımlaşmayı ve dayanışmayı, fakirlere ve muhtaçlara yardımı teşvik etmek,
– Barış ve güvenliği sağlamak,
– İyi ve doğru şeyleri teşvik etmek, yanlış işleri yasaklamak,
– Doğayı korumak ve evrensel ahlaki değerleri teşvik için gerekli önlemleri almak şeklinde sıralanabilir.
İslâmi finans alanında kullanılan finansal araçlar, işlemler ve modeller İslâm hukuku yönünden danışma kurulları tarafında değerlendirilmekte ve denetlenmektedir.
Ticaret Modelleri
Murâbaha
Murâbaha; fon ihtiyacı olan kişi ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu her türlü mal ile hak ve hizmetlerin, bedeli satıcıya ödenmek suretiyle sağlanması ve fonu kullanan kişinin veya kuruluşun borçlandırılması işlemidir. Bu yöntem ile malın maliyet fiyatı üzerine alıcı taraf ile anlaşılan oranda veya miktarda kâr ilave edilmekte ve satışı gerçekleştirilmektedir. Murâbaha İslâm hukuku kaynaklarında bey’ başlığı altında ele alınmakta olup bey’ in manası ise sözlükte “bir şeyi başka bir şeyle değiştirmek, sözleşme yapmak, taahhütte bulunmak, bir şeyi satmak veya satın almak” şeklinde tanımlanmaktadır.
Murâbaha yöntemi ile müşterinin talebi üzerine satıcının elindeki mal peşin bedelle alınmakta ve müşteriye taksitle satılmaktadır. Murâbaha hem alım satıma konu işlemi içermesi hem de kolaylıkla uygulanabilmesi dolayısıyla İslami bankacılıkta yoğun bir şekilde kullanılmakta olup hacmi oldukça yüksektir.
İslâmi Finans Kuruluşları İçin Muhasebe ve Denetleme Kurumu (AAOIFI) İslâmi bankalar tarafından yüksek hacimde kullanılan murâbaha yöntemi ile ilgili olarak standartlar yayımlamıştır. Murabaha işleminin gerçekleşebilmesi için zorunlu olan şartlar AAOIFI tarafından şöyle sıralanmıştır:
– Ticarete konu olan mal gerçekte olmalıdır, mevcut olmayan ürün uygun değildir.
– Altın, gümüş veya para türleri murabahaya konu olamaz. Bu tür ürünler satış anında eş zamanlı olarak değiştirilmelidir.
– Gerçek maliyet ve satış kârı taraflarca kesin olarak bilinmelidir.
– Ticarete konu mal ile ilgili ayıplar, kusurlar ve diğer özellikler mutlaka açıklanmalıdır.
– Fiyattaki kâra katılım alıcı ve satıcının kabul ettiği ve mutabık olduğu bir oran veya miktar olmalıdır.
– Satıcının malın gerçek fiyatını açıklamadığı anlaşıldığında alıcı ürünü alıp almama konusunda serbesttir. Alıcı malın gerçek maliyet fiyatını öğrendiği hâlde almaktan vazgeçmezse satış geçerli olur. Aksi takdirde satış iptal edilir.
– Satışla ilgili belirsizlik riski bulunmamalıdır.
– Daha önce murabaha yoluyla satılmış mal üzerine mükerreren murabaha işlemi yapılması uygun değildir.
Murâbaha işlemi uygulamasında üç taraf bulunmaktadır. Bunlardan birincisi katılım bankasına başvuran müşteri, ikincisi malın ilk sahibi ve üçüncüsü katılım bankasıdır. Murâbaha işlem akışı şöyledir:
– Müşteri katılım bankasına malları satın alması için başvurur.
– Banka söz konusu malların bedelini tedarikçiye öder.
– Banka söz konusu malları teslim alır. Bu durumda malların mülkiyetinin bankaya geçmesinin yanı sıra banka malları fiziki olarak da teslim alır.
– Banka söz konusu malları satın aldığı fiyatın üzerine müşteri ile anlaşılan miktarda kâr ilave ederek müşteriye taksitli olarak satışını yapar ve uygun şekilde teslim eder.
– Müşteri malların bedelini belirlenen taksitler hâlinde katılım bankasına öder.
Murâbaha modeli geleneksel bankalardaki bireysel kredilere benzemektedir. Her ne kadar işlem banka üzerinden gerçekleşmekte olsa da çifte vergilendirme durumundan kaçınmak için işlem esasen alıcı ile satıcı tarafından doğrudan yapılmaktadır.
Selem
Sözlükte “teslim etmek, teslim olmak, peşin bedelle vadeli mahsul almak” gibi anlamlara gelmektedir. Selem kavram olarak ödemenin peşin malın veresiye olduğu satım anlamına gelmektir. Bu tür sözleşmeler piyasada emsali bulunabilen bir mal üzerinden borçlanılarak mal bedelinin peşin alındığı uygulamalardır. Sözleşmede belirlenen vadede teslimi gerçekleşecek malın cinsi, niteliği ve miktarı tam ve net olarak sözleşmede ifade edilmelidir. Bu yöntemle, sözleşmenin yapısı gereğince, ürünün alıcısı fiyat artışına karşı kendisi garanti etmiş olmaktadır.
Tarihsel süreçte incelendiğinde selemin İslâmiyet’in ilk dönemlerinden itibaren uygulandığı belirlenmektedir. Çiftçiler mahsulün ekim zamanında tohum ve gübre ihtiyacını karşılamak üzere selem satış yapmaktadır. Selem satış sözleşmesi piyasada bulunan her türlü ürün için uygulanabilmektedir. Selem sözleşmesine altın, gümüş gibi değerli madenler konu olamaz. Selem sözleşmesinde vade genellikle bir yıldır. Selem işlemi sonucunda banka malı fizikî olarak almadan satış gerçekleştiremez. Malın fiyatı da piyasa fiyatının üzerine çıkamaz.
Bir sözleşmenin selem sözleşmesi olarak ifade edilebilmesi için bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. İlk olarak sözleşmenin yazılı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sözleşmede alım satıma konu olan tarım ürünü, bu tarım ürününe ait nicel ve nitel özelliklerin sözleşmede belirtilmesi gerekmektedir. Sözleşmede ürün bedeli, ürünün teslim tarihi ve teslim yeri net olarak belirtilmelidir. Sözleşme gerçekleştirildikten sonra ürün bedelleri peşin olarak satıcıya ödenmesi gerekmektedir. Ürünler sözleşmede belirtilen yer ve zamanda alıcıya teslim edilmesi gerekmektedir. Bu şartların gerçekleşmesi hâlinde selem sözleşmesi geçerli olabilir.
Selem işleminde mal cinsinin, özelliklerinin, miktarının, fiyatının, teslim tarihinin akit esnasında belirlenmesi şartı vardır. Selemde henüz üretilmemiş ileri tarihte üretilecek mallar önceden satılmaktadır. Malın üretiminde ihtiyaç duyulan kaynak erken temin edilmiş olmaktadır. Selem alım satım akdidir. Bu yöntemde ileri bir tarihte teslim alınacak bir ürünün bedeli peşin olarak ödenmektedir. Böylece satıcıya o malın üretilebilmesi için önceden finansman sağlanmış olur. Satıcı, selem sözleşmesinin yapıldığı tarihte peşin bedeli ödenen malı, sözleşmede belirlenen bir tarihte teslim edeceğini taahhüt etmektedir. Yapılan sözleşmede malın özellikleri ve kalitesi herhangi bir anlaşmazlığa neden olmayacak şekilde açık ve net olarak tarif edilmektedir.
Selem işleminde uygulama şu şekilde gerçekleşmektedir. Önce alıcı ve satıcı arasında ürün bedeli, ürünün kalitesi, cinsi ve teslim şeklini içeren selem sözleşmesi yapar, daha sonra alıcı ürünleri sonraki bir tarihte satın almak üzere, ürünler için belirlenen bedeli peşin olarak öder, satıcı ürünleri piyasaya satın aldığı fiyatın üzerinde bir fiyattan satmak için anlaşır, satıcı ürünleri alıcıya teslim eder, alıcı elde ettiği ürünleri piyasada anlaştığı üçüncü kişiye teslim eder, son olarak alıcı ürün bedelini tahsil eder ve işlem tamamlanmış olur.
İslâm Konferansı Teşkilâtı’na bağlı İslâm Fıkıh Akademisinin 1-6 Nisan 1995 tarihlerinde düzenlenen dokuzuncu dönem toplantısında selem akdi ve çağdaş uygulamalarını ele alarak konu hakkında almış olduğu 85 sayılı kararında, selem akdinin finans kurumlarınca çeşitli tarım ve sanayi faaliyetlerinin finansında kullanılabileceği, yine bu usulden küçük ölçekli işletmelerin makine vb. araçların temininde yararlanılabileceği ve elde edilen ürünlerin üreticiden alınıp pazarlanabileceği kararlaştırılmıştır. Ayrıca günümüz finans kurumları tarafından selem akdini esas alan “sukûk selem” adı altında kira sertifikası ihracı yapılmaktadır. Selem esaslı kira sertifikası süreci ise şöyledir: Öncelikle satıcı ile alıcı arasında selem sözleşmesi gerçekleştirir. Ürünleri peşin olarak almayı taahhüt eden taraf, selem işlemine ilişkin fon yükünü azaltmak üzere piyasaya selem sözleşmesine bağlı kira sertifikası ihracı gerçekleştirir. Yatırımcılar kira sertifikasını satın alarak selem işleminde alıcı tarafındaki kuruma bir anlamda selem işlemi için kaynak sağlamış olurlar. Alıcı selem sözleşmesinde taahhüt ettiği bedeli, ürünleri ileri bir tarihte teslim almak şartı ile satıcıya öder. Sözleşmede belirlenen tarihte satıcı ürünleri alıcıya teslim eder. Alıcı, teslim aldığı ürünleri yine piyasaya satıcıya ödediği bedelin üzerinde fiyatla satar. Bu fazla miktar alıcının kârını oluşturur. Son olarak alıcı elde ettiği bu kârı selem sözleşmesine bağlı kira sertifikasını satın alan yatırımcı ile paylaşır.
İstisnâ
İstisnâ kelimesi Arapça olup sözlükte “sanat ve mahareti gerektiren bir şey yapmak, imal etmek, meydana getirmek” anlamındaki sun’ kökünden türemiştir. İstisnâ’ kelimesi örfte “bir sanatkârdan sanatıyla ilgili bir şeyi imal etmesini istemek, sanatkâra siparişte bulunmak” anlamına gelmektedir. İslâm borçlar hukukunda ürün imalatçısı ile sipariş veren müşteri arasında yapılan ve belli bir ücret karşılığında özellikleri belirlenmiş bir ürünün imal edilmesini konu alan sözleşme şeklidir.
Sosyal hayat içerisinde satıcı ve alıcı arasında düzenlenen istisnâ sözleşmesi, hâlihazırda mevcut olmayan ve ileriki bir tarihte üretilecek bir ürünün satılması işlemini içeren bir satış sözleşmesidir. Sözleşme çerçevesinde imalatçı satıcı, alıcının istediği bir malı, bizzat kendisi yapıp veya herhangi bir alt işverene yaptırıp müşterisine teslim etmeyi taahhüt etmektedir. Bu yöntem, genel olarak üretimi ya da temini uzun süren ürünlerin veya projelerin finansmanının sağlanması için uygulanmaktadır.
İstisnâ sözleşmesinde taraflarca tüm özellikler ve şartları açıkça belirlenmesi gerekmekte olup sözleşmede, malın cinsi, boyutları, teslim yeri ve zamanı tereddüt oluşturmayacak şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözleşmede fiyat bir kez belirlendikten sonra, taraflarca tek taraflı olarak fiyat değiştiremez. Bazı varlıkların imalatı uzun zaman gerektirebilir, bu gibi durumlarda birçok değişiklik gerektirdiği için sözleşme taraflarının karşılıklı onayı ile fiyat yeniden düzenlenebilir. İstisnâ sözleşmesinde üç unsur bulunmaktadır. Bunlar; eser meydana getirme ve teslim etme, bedel ödeme ve tarafların anlaşmasıdır. Eser meydana getirme, imalat haricinde onarım, değiştirme, bozma, yıkma şeklindeki faaliyetleri de kapsamaktadır.
İstisnâ işleminin aşamaları şu şekilde gerçekleşmektedir;
– Müşteri bankaya, özelliklerini belirlediği bir eserin ya da üretime konu olacak malın geliştirilmesi ya da yapılması için talepte bulunur.
– Banka üreticiden özellikleri belirlenmiş bir eserin ya da üretime konu olacak malın geliştirilmesi ya da yapılması için talepte bulunur.
– Üretici, özellikleri belirlenmiş bir eserin ya da üretime konu olacak malın geliştirilmesi ya da yapılması işini gerçekleştirir ve önceden belirlenmiş ödeme planına göre ödemeleri, üretimin farklı aşamalarında bankadan tahsil eder.
– Üretici, ürettiği eseri ya da malı bankaya teslim eder.
– Banka üretilen eseri ya da malı müşteriye teslim eder.
– Müşteri üretilen eserin ya da malın bedelini ya tamamen ya da banka ile belirlenmiş ödeme planına göre taksitler hâlinde öder.
İcâre
İcâre İslâm borçlar hukukunda menfaatin ücret karşılığında temlik edilmesini konu alan, günümüzde kira, iş ve kısmen de istisnâ akdine karşılık gelen sözleşme olarak kullanılmaktadır. Dünyevi olarak kullanılan ücret ve uhrevi olarak kullanılan ecîr kelimeleriyle eş anlamlı olan icâre sözlükte “iş karşılığı verilen şey, amelin ivazı” anlamına gelmektedir. Bununla birlikte daha yaygın biçimde “kiralamak” anlamında mastar olarak da kullanılmaktadır. İcâre sözleşmesinde fiyat, vade, kira gibi hususların açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu yöntem uzun vadeli bir finansman türüdür. Kiralama süresi malın kullanım ömrüne göre 5 ila 15 yıl arasında değişiklik gösterebilmektedir. İcâre yapan banka kira konusu malı satın alır ve kiralanan malın mülkiyeti bankaya ait olur. Malı kiralayan müşteri belirli bir kira bedeli karşılığında maldan fayda sağlamaktadır.
Finansal kiralamaya konu olabilecek varlıklar çok çeşitlidir. Bu doğrultuda her türlü menkul ve gayrimenkul sözleşmeye konu olabilmektedir. Finansal kiralama anlaşması anlaşılabilir olmalı ve sözleşme hükümleri üzerinde taraflar karşılıklı anlaşmış olmalıdır. Sözleşmede her iki tarafın sorumlulukları açıkça belirtilmelidir. Finansal kiralama sözleşmesinde, kiralama süresi ve bedeli açık ve net olarak gösterilmelidir. Kiralanan malın mülkiyeti malın sahibi olan kurumun üzerinde kalmaktadır. Kiralayan müşteri maldan, ancak kira bedelini ödeyerek faydalanabilmektedir. Finansal kiralama işleminin özellikleri şu şekildedir; Öncelikle sözleşmeye konu taşınır ya da taşınmaz mal ile ilgili olarak finansal kiralama bedeli ve ödeme dönemleri taraflarca belirlenmek suretiyle sözleşmeler en az dört yıl süre feshedilemez şekilde yapılır. Finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan şirkete ait olmaktadır. Kiracı, sözleşme sürecinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup sözleşmenin amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etmek hakkına sahip olmaktadır. Malın sözleşme süresi içinde hasar ve ziyaı sorumluluğu zilyedinde olduğu dolayısıyla kiracıya ait olmaktadır. Kiracı, finansal kiralama konusu maldaki zilyedliğini bir başkasına devredemez ve sözleşme kararlaştırılan sürenin dolmasıyla son bulmaktadır.
Kiralamanın müşteriye bazı avantajları bulunmaktadır. Bunlar; kiraya konu malın bedelinin tamamı finanse edilebilir, dolayısıyla yatırımcının duran varlıklara ilave sermaye bağlaması gerekmemektedir. Kiracı ilk taksiti ödeyerek malın kullanım hakkını elde etmektedir, böylece kiraladığı bir emtia üzerinden gelir elde edebilir. Kiralama, kira ödemesi konusunda esnek zamanlamaya müsait olduğundan kurumsal planlamaya ve bütçelemeye yardımcı olmaktadır. Teknolojik ürünler örneğin bilgisayarlar gerçek ekonomik ömürlerinden önce yıpranabilir. Bu tip ürünlerde kiralama yoluna gidilmesi akılcı olabilir. Kira konusu mala ait riskler daha yüksek bir kira bedeliyle kiralayana yüklenebilir. Eğer bir makine kısa süre için kullanılacaksa onu kiralamak satın almaktan daha kârlı olmaktadır. Kira konusu emtia, kısa süre kullanılacak ama ikinci el değeri çok düşükse normal amortisman ve muhasebe kaydıyla izlemek yerine kiralamak daha kazançlı olabilir.
Bir sonraki yazımızda “Ortaklık Modelleri ve Destek Uygulamaları” ele alınacaktır.
Selam ve dua ile…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti