Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

15 yıllık rüya gerçek oluyor

Murat Arısoy 11 Eylül 2014 Perşembe 03:00:00
  Bolvadin ilçesinde Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (Besi Sığırcılığı) kurulması için adım atıldı. Projenin tanıtım toplantısı İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde yapıldı.
Bolvadin’deki Organize Sanayi Bölgesi hayata geçirildiğinde, Afyonkarahisar’daki büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretimi belli bir disipline sokulacak.
“Marka şehir” olarak övündüğümüz et sektöründe, son zamanlarda Balıkesir’in tahtı ele geçirmesi dolayısıyla, hayvancılığın teşvik edilmesi mühim.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yatırımcılara başta vergi olmak üzere, birçok teşvik sağlanacak.
Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi, Afyonkarahisar’ın “yeni” bir rüyası değil. Bugüne kadar pek çok kez gündeme gelen Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi, bir türlü hayata geçirilememişti. 2011’de Valilik’te bir toplantı yapılmış örneğin… 2012’nin Kasım ayında İl Genel Meclisi’nde, Aralık ayında Belediye Meclisi’nde görüşülmüş.
İl Özel İdaresi ve Afyonkarahisar Belediyesi’nin Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi’nde ortaklıklarının bulunmasına karar verilmiş.
2007’de yine bu konu gündeme gelmiş, birkaç tartışmanın ve girişimin ardından bu özel bölge kadük kalmış.
Ve asıl, bu önerinin kaynağına dönelim. 1999 yılında Afyon Ticaret Borsası tarafından düzenlenen Birinci İstişare Toplantısı’nda dönemin Valisi Ahmet Özyurt söz almış. Ve Afyonkarahisar’ın marka olması için hayvancılığa dayalı bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması gerektiğini dile getirmiş.
1999-2014… 15 yıl sonra da olsa gerçeğe dönüşecek bir rüyamız var.

1999-2014… SORUNLAR AYNI

Afyon Ticaret Borsası öncülüğünde, 14 Ağustos 1999’da “Afyon Birinci İstişare Toplantısı” düzenlenmiş. Şimdiki adı Çakmak Marble Otel olan Grand Özer Otel’de yapılan toplantıda kentin birçok sorunu gündeme getirilmiş.
1999 yılında o sorunların açık yüreklilikle konuşulması, çözüm yollarının aranması, çözüm için telkinde bulunulması takdire şayan.
Senede 2 kez düzenlenmesi planlanan bu toplantının daha sonraki seyri hakkında bir kayda rastlayamadım.
Dönemin iktidar ve muhalefet milletvekillerinin de katıldığı toplantıda dönemin Valisi Ahmet Özyurt’un “mesele” olarak ortaya koyduğu unsurların bir kısmı bugün de aynı şekilde devam ediyor. Kötümser olmayayım diyorum, ama kent olarak belirli başlıklarda adeta patinaj yapmışız.
Gelin Vali Ahmet Özyurt’un dediklerinden çıkardığım notlara bir göz atalım:
-Her şeyin başı eğitim diyoruz. Afyon halkı eğitime gereken önemi değeri, katkıyı vermiştir. Ama biz devlet olarak eğitime gereken önemi vermedik. 1200 branş öğretmeni var Afyon’da. Sadece bina yapmak eğitim değildir.
-Üniversitemiz, diğer üniversitelerin yanında gecekondu olarak kalmıştır. Afyon halkı, devletini milletini, bayrağını seven insanlardır. Biz işletmesini bilirsek üniversiteyi süratle ayağa kaldıracaklarını ben dedim. Yani bize bir proje getirin. İşte bugün bu arada da başlatmış oluyorum.”
-Yüksek öğrenim gençliği, üniversite deyip geçmeyiniz. Bence 30 tane 40 tane fabrikaya bedel bir şeydir. Afyon’a katkısı 10 fabrikaya bedeldir.
-Tarım ve hayvancılığın sanayisini kuracağız. Ve Sanayi ile beraber birlik ve tarım ve hayvancılık sektörünün, onun endüstrisini Afyon’a getireceğiz. Tarım ve Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’ni süratle kurmak mecburiyetindeyiz.
-Afyon, Cumhuriyet’in kurulduğu yer, şehrin içinde civarında küçükbaş, büyükbaş kanatlı hayvan yetiştiriliyor. Belediye başkanının bile şehrin sağlığıyla ilgili sineğiyle ilgili mücadelede hepimiz güçsüz kalıyoruz. Biz köy müyüz, şehir miyiz, buna bir karar vermemiz lazım.
-Turizm yönünden büyük potansiyelimiz var.

BELKARACAÖREN’DE Mİ, BOLVADİN’DE Mİ?

İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi’nde toplantılarının yapıldığı günlerde bu ihtisas bölgesinin Şuhut’a bağlı Belkaracaören’de inşa edilmesi planlanıyordu. İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ndeki toplantıda ise Bolvadin ilçesinde bu işlemin gerçekleşeceği belirtildi.
İki ayrı Hayvancılık Organize Sanayisi mi kuruluyor, yoksa Belkaracaöeren’de inşa edilmesi planlanan proje, Bolvadin’e mi kaydırıldı?
Kafam karıştı.

PARTİLER FARKLI AMA…

Eski Vali Ahmet Özyurt’un bir devlet adamı olarak “Bu sorunlarımız var” demesi eleştirilebilir de övülebilir de. “Siz o makamda bu sorunların üstesinden gelmek için oturuyorsunuz” da denilebilir, “Birlik ve beraberlikle sıkıntıların çözüleceğini düşünüyor, ne güzel” de…
Bununla birlikte Birinci İstişare Toplantısı’nın ses kayıt çözümlerinden anlıyoruz ki “iktidar” ve “muhalefet”in tavırları da şimdiki “iktidar” ve “muhalefet”le örtüşüyor.
Dönemin iktidar milletvekilleri Mehmet Telek ile Müjdat Karayerli, hükümetin yaptığı icraatları, yurtiçi ve yurtdışından yatırımcıların Afyonkarahisar’a getirileceğini, çalışmaların süreceğini anlatmış.
O zaman muhalefet milletvekili olan Sait Açba ise “Bu toplantıların, senede 2-3 defa değil 4 defa imkan olursa yapılmasının yararlı olacağını düşünüyorum” demiş. Açba, iktidar ile muhalefetin diyalog içinde olmasını, yukarı mahallelerdeki SİT alanı çerçevesinin de sıkıntılara neden olduğunu söylemiş. Söyledikleri doğru, ancak iktidar milletvekili olduktan sonra bu söylemin gereğini yaptı mı, kuşkuluyum.
Toplantıya katılan eski Belediye Başkanı Hayrettin Barut ise, “parti kimliğimden sıyrılırım” mesajı vermiş. Barut, “Biz yakamızdaki parti kimliklerini çıkaralım, kendimizi merkeze oturtmaktan vazgeçelim. Merkeze Afyon’u oturtalım. Afyon’u ne denli sevdiğinizi biliyorum.Ne denli Afyon’a hizmet etmek istediğinizi de biliyorum. Ama eksik olan maalesef güçbirliğidir” demiş.
O güçbirliğini hâlâ gösteremedik ne yazık ki…

KENDİ KENDİNE MUHALİF

Cumhuriyet Halk Partisi kadar kendi ayağına taş koyan, kendi kendine muhalif davranan bir parti var mıdır, çok merak ediyorum. Afyonkarahisar misalinden yola çıkalım: Adalet ve Kalkınma Partisi, güllük gülistan mı? Parti içinde hiç mi çekişme yok? Var; ama ne kadarını biliyoruz?
Neredeyse hiç…
Bir Haydar Kaya çıktı, birkaç söz söyledi, sonra parti kurulları devreye girdi.
Milliyetçi Hareket Partisi’nde ayrı-gayrı yok mu? Var. Basına yansıyor mu? Hayır.
Peki ya CHP?
CHP’nin içindeki sesler, bir koro uyumu sağlamak yerine, “bölünme” izlenimi bırakıyor.
Bunun en yakın örneği ise 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşu ve CHP’nin kuruluşunda, İl Başkanlığı ile Merkez İlçe Başkanlığı’nın iki ayrı kutlama merasimi düzenlemesi.
Neredeyse 1 yıldır süregelen parti içi gerginlik, iyice su yüzüne çıktı. Milli bayramlar için düzenlenen törenlere de yeteri kadar iştirakin olmaması, can sıktı. CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz, 30 Ağustos’ta partisinin düzenlediği törende açık açık konuşmuştu. Görgöz, “Milli bayramlar sadece Yalçın Görgöz’ün, CHP İl Başkanlığı’nın bayramları değildir. CHP Merkez İlçe Başkanlığı’nın 2 bin üyesi vardır, ama katılımı görüyorsunuz” diyerek rest çekmişti.
Görgöz’ün restine CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan “ayrı kutlama” restiyle karşılık verdi.
2015 seçimlerinden önce CHP’de belli başlı 2 ekipten birine “Bizimla değilsın” diyecek gibi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti