Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Açıkhava toplantısı izlenimleri – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 25 Şubat 2014 Salı 02:00:00
  Adalet ve Kalkınma Partisi, Afyonkarahisar’da beklenen açıkhava toplantısını düzenledi. Seçim sürecinde bu açıkhava toplantısından başka “olağanüstü tedbirler” gerektirecek açıkhava toplantısı olmayacaktır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da gelse, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de gelse caddelerimiz en başından en sonuna kadar kapalı olmaz. Bundan sonra seçime kadar hiçbir sivil toplum örgütü temsilcisi “Senin protesto etme ihtimalini sevdim” denilerek gözaltına alınmaz. Bundan sonra hiçbir açıkhava toplantısında polis helikopterleri bu kadar gezmez.
Bundan sonra “olağanüstü” hiçbir şey olmayacağına göre açıkhava toplantısından aklımda kalanları özetlemek isterim.
KALABALIK NASILDI?
Anıtpark’ın üst tarafı, açıkhava toplantısından önce polisin deyimiyle ‘tecritli bölge’ ilan edildi. Açıkhava toplantısı başladıktan sonra, ‘tecrit’ kalktı. Tecritin kalkmasıyla birlikte Anıtpark doldu. Meydan kalabalıktı. Bununla birlikte, haberlere konu olan fotoğraflarda bilgisayar düzenlemesi yapıldığı, sayının çok gösterildiği iddiası da gündemde.
MEYDANIN HEPSİ AK PARTİLİ MİYDİ?
Bunu tespit etmek güç. Ama benim tanıdığım, daha önce AK Parti’ye oy vermeyen, bundan sonra da vermeyeceğini bildiğim kişiler de Cumhuriyet Meydanı’ndaydı. Vatandaşların bir kısmı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasi bir kişi olarak değil, bir film kahramanı gibi görüyor. Dünya gözüyle Başbakan Erdoğan’ı izlemek isteyenler meydandaydı. Bunun yanı sıra AK Parti İl Başkanlığı’nın çaprasındaki BİM’in önünde duran flama dolu araç, BİM görevlesinin parti flaması taşıması, aracın yanında bulunanların telefonla konuşurken “İlçeden gelenleri bekliyoruz ağabey” demeleri, ellerindeki kâğıtları kontrol etmeleri, soru işaretlerine neden oldu.
GÜVENLİK NE DURUMDAYDI?
Güvenlik için söyleyenecek sözleri herkes dile getiriyor zaten. Ama gerçekten halk tarafından sevilen bir devlet adamı, neden bu kadar korunma ihtiyacı hisseder, anlamak zor. Hele Afyonkarahisar gibi sakin bir yerde kim, ne yapacak?
GAZETE VE KİTAP SUÇ UNSURU MU?
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin açıkhava toplantısında güvenlik o kadar abartıldı ki, Basın-Yayın ve Enformasyon İl Müdürlüğü tarafından akredite edilen iki gazetecinin üzerindeki gazetelere el konuldu. Sebep? Gazetenin arkasında MHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Fatih Çetinkaya’nın ilanı varmış; ya meydanda açılırsa imiş… Allah’tan, yanımdaki Nurullah Topçu’yu anlatan kitaba el koymadılar.
EN ÇOK KİMİN FOTOĞRAFI ÇEKİLDİ?
Basın mensuplarına Anıtpark’taki havuzun sol tarafı ayrılmıştı. Özellikle belediye başkan adaylarının tanımı sırasında en çok, sahnedeki “promter” cihazının fotoğrafı çekildi. Başbakan Erdoğan’ın konuşma metnini okumasını sağlayan “promter”ın yerinin değiştirilmesi talebi, uygun görülmedi.
EN DİKKAT ÇEKİCİ KARE HANGİSİYDİ?
Başka arkadaşlarımın yorumunu bilemem; ama benim için açıkhava toplantısındaki en dikkat çekici kare, toplantının sonlarına doğru yaşandı. Belediye başkan adaylarının Başbakan Erdoğan’la birlikte sahnede yer aldığı dakikalarda, Bolvadin Belediye Başkan Adayı Fatih Kayacan, adeta “İkinci adam benim” der gibi Başbakan Erdoğan’ın yanında poz verdi. Bu sırada AK Parti İl Başkanı Mehmet Zeybek, biraz arkada, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ise çok arkada kaldı. Bu durumu, yadırgadım. Orada Başbakan Erdoğan’ın yanında Çoban olmalıydı, diğer adaylar heyecanlarını yenebilmeliydi.
KONUŞMALARDA NELER SÖYLENDİ?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban da, Afyonkarahisar için önümüzdeki dönem neler yapılacağını söylemediler. Geçmişte yapılanları dile getirdiler. Bununla birlikte, Başbakan Erdoğan’ın konuşması, dinî açıdan tenkit edilmeli. Zira iki büyük partinin genel başkanlarının, bir büyük cemaatin öncüsünün arkasından konuştu. İslam’a göre, bir kişinin arkasından, o kişide var olanları söylemek gıybet; var olmayanları söylemek ise iftira. Buna bir de helalleşme imkanı olmayan İsmet İnönü eklendiğinde, konuşmanın dini açıdan sakıncası daha da çok ortaya çıkıyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER