Nöbetçi Eczaneler
1 Nisan 2014 Salı 16:45:02 Merakla beklenen 30 Mart seçimleri sona erdi, yer yer itirazlar olsa da resmi sonuçlar da elde edildi. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, kent tarihindeki bir olguyu yıktı. “Afyon, bir Başkan’ı iki kez üst üste seçmez” iddiası, Başkan Çoban’la değişti. Burhanettin Çoban’ın seçimi kazanmasında, iktidar partisine mensup olması, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun desteğini almasının yanı sıra, hazırladığı ya da “gizli kahramanların”, “gönüllülerin” taslağını hazırladıkları projelerin de etkisi oldu.
SEÇMEN “MESAJ”I ALDI
Çoban’ın 8 Mart’ta düzenlediği proje açıklama toplantısının ardından, Gazeteniz Kocatepe’nin manşeti, “Çoban’ın seçim mesajı: Yeşil ve yaşanılabilir bir Afyonkarahisar” idi. Öyle zannediyorum ki, seçmen bu “mesaj”ı aldı. Çoban, 5 yıl boyunca kendisine en çok eleştiri yöneltilen yerden çalışmıştı sınavına. “Yeşillik yok”, “Gezecek alan yok” diyenler için 9 ayrı park imkanı sunmuştu. Böylece “Bana oy verirseniz, yeşil de olacak park da olacak” diyordu.
SÖYLEMLER, SAFLARI SIKLAŞTIRDI
Tabii ülke gündemiyle doğrudan ilgili bir yerel seçim geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Ancak muhalefet partileri, propagandada “hırsız”, “yolsuz” kelimelerini sıklıkla kullandıkça, “safların da sıklaştığı”nı gördük. Tartışmalara katılmayan birçok kişi, kararını belki 17 Aralık operasyonunun hemen ertesinde vermişti, ama susuyordu. “3 ay bekler, sandıkta sözümüzü söyleriz” demiş olabilirler. 29 Mart günü partilerin yürüyüşleri öncesinde, bir vatandaş yanıma geldi. Yürüyüşçülerin hangi partilerin üyeleri olduğunu sordu. Sonra da ekledi: “Hırsız olmayan adama hırsız dediler. İnadına AK Parti’ye oy vereceğim.”
PROPAGANDADA ESAS OLAN NEDİR?
“Propaganda”dan söz açılmışken, bütün partilerimizin Adolf Hitler’den öğrenecekleri var. Neden mi? Hitler, propaganda da genel olarak diyor ki “Kavgam” kitabında, “Propagandayı kendimiz üzerine kurmalıyız. Rakibi kötülesek bile, bu durum; rakibi akıllara getirmektir”. Bizim partilerimiz, özellikle son bir ayda, birbirilerinden bahsetme yönüne gitti. Herkes, herkes hakkında her iddiayı gündeme getirdi. Yerelde de bir muhalefet partisinin, diğer bir muhalefet partisinin genç adayı aleyhinde, “ağır” mesajlar göndermesi, dikkat çekti.
SANDIK GÖREVLİLERİ,
MÜŞAHİTLER NEREDE?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mart akşamı yaptığı konuşmayı, en çok muhalefet partileri dikkate almalı. Erdoğan, yüzde 45’i beğenmiyor; yüzde 55’i, yüzde 60’ı neden yakalayamadıklarını sorguluyor. Muhalefet partileri ise “Hile var”, “elektrikler kesildi”, “şaibe var” iddialarını gündeme getiriyor. Velev ki muhalefet partileri haklı, o zaman sandık görevlileri, müşahitler ne işe yaradı? AK Parti’nin sandık görevlileri, seçimler sırasında kendi partilerini cansiperane savunurken, haklarını kitapçıklar aracılığıyla öğrenirken, muhalefet partilerinin görevlileri çay içip muhabbet etmedi mi? Hem de her siyasi lider “Sandıklara sahip çıkın” çağrısı yapmasına rağmen…
MİLLETİ SUÇLAMAK ÇÖZÜM MÜ?
Bir başka altı çizilmesi gereken nokta da şu: 3 Kasım 2002 seçimlerinde, “Millet yanlış tercih yaptı”, 28 Mart 2004 seçimlerinde “Bizden adam olmaz”, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde “Din istismarı ile seçim kazandılar”, 29 Mart 2009 seçimlerinde “Yenildik, ama ezilmedik”, 12 Haziran 2011 seçimlerinde “Bu milletten bir şey olmaz”, 30 Mart 2014 seçimlerinde “Aziz Nesin haklıymış” dedikten sonra, 2015 seçimleri için hangi muhalefet partisi, nasıl oy isteyecek? Bu üslubu değiştirmek gerekiyor. Birilerini ve iktidar partisini suçlayarak değil: gönül alarak, güzellikle, ikna ederek seçime hazırlanmayan her parti, iktidara uzak kalacak.
SEÇİMDE KAZANANLAR
Resmi sonuçlara göre oy alanlar, oranlar belli. Ama bundan sonraki süreçlerde daha çok göreceğimiz, görece ya da tamamen başarılı olmuş kişilere de hakkını vermek lazım.
AK PARTİ: Seçimin kazananı, Burhanettin Çoban. Bunda şüphe yok. Çoban, 30 Mart’ın ardından belki Melih Gökçek gibi, Yılmaz Büyükerşen gibi marka hâline gelebilir.
AK Parti’deki ikinci kazanan ise Bülent Eser. AK Parti Merkez İlçe Başkanı Bülent Eser, “Merkeze bağlı 14 beldenin tamamını kazanacağız” dediğinde abarttığını düşünenler olmuştu. 14 beldenin 9’undaki başarı, dikkate değer.
MHP: Seçimin kazananı Fatih Çetinkaya. Genç bir siyasetçi olarak iyi bir çalışma yürütüldüğünde, hem kendi partisini; hem de diğer partideki seçmenleri nasıl “hareket”e geçirebileceğini gösterdi. Seçimde ikinci oldu, ama “Başbakan Erdoğan da yıllar önce Beyoğlu’nda kaybetmişti” diyenler de var.
MHP’de, ikinci kazanan isim ise Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Parsak. Seçim sürecinde uslübunu kaybetmeyen, partinin hukukî ilişkilerinde örnek bir çalışma sergileyen Parsak, 2015’te Afyonkarahisar Milletvekili olursa, sürpriz olmaz.
CHP: Seçimde buruk da olsa kazanan, Yalçın Görgöz. Partisi 2 ilçeden 4 ilçeye çıktı. Gittiği her yerde ilişkilerini samimi bir düzlemde kurdu. “Başkanım” diyerek sarılanlar, Görgöz’ün hatırı için de ellerinden gelen çalışmayı sergiledi.
