Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayriye Caner

BİR ZAMANLAR AŞAR VERGİSİ VARDI

Hayriye Caner 16 Şubat 2019 Cumartesi 10:54:42
 

17 Şubat 1925 tarihinde Türkiye’de Aşar Vergisi kaldırıldı. Köylü aşar yükünden kurtuldu. Basın, aşarın kaldırılmasını büyük bir devrim olarak sunmuştu.
Aşar vergisi, Öşür vergisi olarakta bilinen Osmanlı’da tarım ürünleri üzerinden alınan %10 oranında ki vergiye denilmektedir.
Arapçada “öşür” sözcüğünün anlamı onda birdir.(1/10) Tanzimat’tan önce tımar ve zeamet sahipleri için sahipleri tarafından tahsil edilen aşar, yerel gereksinimlerin karşılanması ve asker beslemesi için kullanıldı.
Osmanlı Devleti’nin temel gelir kalemini oluşturan vergi, arazi para ile sulanıyorsa yirmide bir oranında verilir.
Osmanlı’da öşür, İslam fıkhından konu, oran ve mükellef bakımından farklı uygulanmaktadır. Öncelikle İslam’da öşür, toprak ürünlerinin zekâtıdır ve sadece Müslümanlardan alınmaktadır. Esas olarak mülk topraklardan elde edilen ürün üzerinden %5 veya %10 oranında alınmaktaydı. Osmanlı’da ise mülk araziden değil kuru mülkiyeti devlete, tasarruf hakkı reayaya ait olan miri araziden, gayrimüslim mükelleflerden de alınmaktaydı.
Aşar, halkın çoğunluğunun tarımla uğraşması nedeniyle halkın yakından tanıdığı ve verimi çok yüksek bir vergiydi. Yıllık bütçe gelirlerinin 1/3’üne yakın tutarı aşarla sağlanmaktaydı. Ürünün değeri üzerinden %12,5 oranında “ayni” veya “nakdi” olarak alınmakta olup iltizam usulüyle tahsil edilmekteydi. Aşardan elde edilen gelir devletin en büyük geliri olduğundan zaman içinde tahsil usulü en çok değişikliğe uğrayan devlet geliri olmuştu. Bu usul Tanzimat döneminde kaldırılmaya çalışılsa da genel olarak geçerliliğini korumuştur. İltizam yöntemi ise güçlü bir âyan hiyerarşisini ortaya çıkarmıştı. Kapıkulları, sipahiler, yeniçeri serdarları, mültezimler, eminler, eski beylerbeyleri, sancak beyleri, kadı ve müderrislerden oluşan ayan sınıfı vergi toplama yetkisi ile vergi gelirlerinin önemli bir kısmına el koymuştu. Çoğu zaman bizzat merkez tarafından atanan valiler bile ayaklanmış, vilayetler bağımsızlıklarını ilan etmişler ve reaya üzerinde baskı oluşturarak yüksek vergiler toplamışlar ya da merkezi devletin vergi toplamasını imkânsızlaştırmışlardı.
Aşarın ayanlar vasıtasıyla toplanması, mükelleflerden tahsil edilen vergi ile Hazine’ye intikal eden vergi arasında fark doğmasına sebep olmakta, çiftçinin gerçekte ne kadarlık vergiyle mükellef olduğunu bilmesini engellemekteydi.
Osmanlı vergi sisteminin yüzyıllar boyu temelini oluşturan aşarın, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde kaldırılması söz konusu olmuş ancak devlet gelirlerinin %25’ine yakın bölümünü oluşturan bu vergiyi kaldırmayı hiçbir Osmanlı Hükümeti başaramamıştı. Aşarın köylü üzerindeki baskısı ve tarım kesiminde yarattığı sorunlarla birlikte aşar, yeni Türk devletine tüm aksaklıklarıyla birlikte devrolmuştu. Cumhuriyet dönemi ekonomik ve mali politikalara temel teşkil eden İzmir İktisat Kongresi’nde oy birliği ile aşarın kaldırılması kararı alınmıştı.
TBMM’de 17 Şubat 1925’te çıkarılan 552 sayılı yasayla, aşar/öşür vergisi kaldırılmıştır. Böylece köylünün bütçedeki vergi yükü, yüzde 40’tan yüzde 10’a düşürüldü. Devrim niteliğindeki bu karar, Cumhuriyet Hükümeti için büyük bir mali özveriydi. 118,3 milyonluk 1924 bütçesinin 40 milyon lirası -yani üçte biri- aşar/öşür vergisinden oluşuyordu. Hükümet aşarı/öşürü kaldırmakla büyük bir gelir yitiğine uğramıştı.
Aşarın toprak ağalarının etkinliği nedeniyle kaldırıldığı ve onlara büyük avantaj sağlandığı şeklinde yorumlar yapılmıştı. Ayrıca aşar vergisinin kaldırılması sayesinde o dönem nüfusun büyük çoğunluğu oluşturan köylünün, yeni rejime ciddi bir muhalefet göstermemesinin sağlandığı da yine o dönem yapılan yorumlar arasındadır. Kimilerine göre “cumhuriyet”i kurtaran vergi olmuştur aşar.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER