Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

DİNİN BAŞI ALLAH’A TESLİMİYETTİR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 21 Mart 2015 Cumartesi 02:00:00
  Kur’an-ı Kerim’den anladığımıza göre insan ve Müslüman olmanın birinci şartı: “ Allah’a ve O’nun emirlerine tam bir teslimiyet ve ihlâslı bir şekilde Allah’a imandır.” Allah’ın emirlerinin bir kısmına iman edip bir kısmına inanmayan insan, İslam dairesinden çıkar, “Hayvandan da aşağı” bir mertebeye düşer.” İslam kelimesi de zaten “ teslim olmak” demektir. Din ıstılahında ise iman; Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Allah’tan getirdiği dinî hükümleri, kesin olarak kalp ile tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul etmek, bunların gerçek ve doğru olduğuna inanmak demektir. Allah’a teslimiyet konusunda Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Bu dinin başı teslimiyettir. Allah’a teslim olan selamete erişir.” (İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir Ve Tercümesi, Aydın Yayınevi: 1/36)
Bir insanda Allah’a teslim olmak ve O’na imandan sonra bulunması gereken en birinci özellik: “tevazu-alçak gönüllülük” tür; veya bir insanda bulunmaması gereken en birinci özellik, kibir-gurur- kendini büyük görmektir. İblisi Allah’a imandan alı koyan ve lanetlenmesine neden olan şey kibir ve gururudur. İhlâs ve gurur bir arada asla bulunmazlar. Büyüklük ancak Allah’a mahsustur.
Ulu Allah, Şeytana, Hz.Adem’e secde etmesini emredince, kendisini daha şerefli ve üstün gördüğü için burun kıvırarak ve tepeden bakarak Hz Adem’e secde edeceği yerde arkasını çevirdi. Diğer bütün melekler bu emre uyarak Adem’e secde ederek kapandıkları secdede uzun bir müddet beklerken o sipsivri olarak ayakta kaldı.
Dikkat edilirse ayetlerde şeytandan “İblis” adıyla söz edilmektedir. İblis, şeytanın cin grubu içerisindeki özel adıdır. Allah, burada şeytanın cin sınıfından olduğunu bildiriyor. Cinler, enerjiden kurulu bilinçli varlıklardır. Nefisleri mevcuttur. İman edenleri de kâfirleri de vardır. Yüce Allah’ın şeytanın isyanını anlatırken kullandığı cümle çok dikkate değerdir: “Direndi ve kibirlendi.” Şu halde, küfrün temeli benlik, gurur ve Allah’a teslimiyette gecikmedir. Mutlak kulluğun sırrı, benliğin, gururun sıfır noktasına gelmesidir.
Şeytan, bildiği halde, Allah’a bile bile isyan etmiştir. Bildiği halde Allah’a isyan eden insanın durumu da tıpkı şeytan gibidir. Rivayetlere göre bir gün İblis Hz.Musa’ya gelir ve ona sorar ki: “ Allah elçi olarak seçtiği ve zaman zaman konuştuğu kişi senmisin?” Hz Musa: “-Evet, fakat sen kimsin ne istiyorsun” diye karşılık verir. Şeytan kendisini tanıtmadan Hz. Musa’ya şu teklifte bulunur: – Allah’a bildir ki yarattıklarından biri senden tövbesinin kabul edilmesini diliyor. Bunun üzerine Allah’ü Teâlâ’dan Hz.Musa’ya şu vahiy gelir: “Ey Musa, ona de ki, senin hatırın için dileğini kabul ediyorum, Yalnız ona Hz. Âdem’in kabrine secde etmesini söyle. Eğer ederse tövbesini kabul ederek günahlarını bağışlayacağım.” Hz. Musa durumu şeytana bildirince o küplere biner, eski büyüklenme edasını yine takınarak şöyle der, “Ey Musa! Ben O’na Cennette iken secde etmemiştim de şimdi ölüsüne mi secde edeceğim.” Rivayete göre Kıyamette Cehennem İblisin azabını ağırlaştırır ve ona “Allah’ın azabını nasıl buluyorsun” diye sorulur. ‘olabileceğinden daha ağır’ diye cevap verir. Bunun üzerine ona denir ki: “Âdem cennet bahçelerindedir, ona secde et, özür dile bağışlanasın “ Fakat o bu teklifi kabul etmeye yanaşmaz, bunun üzerine çektiği azap, bütün cehennemliklerin çektiği azaptan yetmiş bin kat daha artırılır. Yine rivayetlere göre Allah, her yüz bin senelik azap devresinden sonra şeytanı cehennemden çıkarır ve Hz. Âdem’i cennetten çıkararak ona secde etmesine emreder, fakat şeytan bu emre uymaya yine yanaşmaz ve tekrar cehenneme atılır. Şeytanın bu halinin sebebi, kibiri, gururu ve inadıdır. Fakat kibirde, gururda ve inatta şeytana rahmet okutacak insanların da varlığı da bilinmektedir. Bu bakımda kibirden, gururdan ve inattan Allah’a sığınalım.
Cenâb-ı Hakk bir âyeti kerimede şöyle buyurur:
“Onlar, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu durum, Allah katında ve iman edenler yanında büyük bir buğzu gerektirir. İşte Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.(Mü’min/35)
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan hiçbir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan hiçbir kimse de cennete giremez.” (Müslim/İman:148-149)
Ahmed_er Rüfâi hazretleri şöyle buyurur:
“İblis, nefsini gördü:
“- Ben Âdem’den hayırlıyım!” dedi. Bu sözü onun helâkine sebep oldu. Kârun malına bakıp:
“-Bunu kendi ilmim ile kazandım!” dedi. Bu sözü, bütün hazineleri ile birlikte yerin dibine batmasına sebep oldu.
Melekler, Allah’ı tesbih ve takdise yönelerek biz sana devamlı ibadet ve taat ediyoruz ademi yaratmana ne gerek var:
“-Biz seni tesbih ve takdis ederiz!” dediler. Bu sözleri sebebiyle Allah, onları Âdem aleyhisselâm’a secde ettirdi ve yüceltti.
Bu yüzden, bir kimsenin ağzından: “Ben!” lâfzı çıkarsa, Allah Teâlâ:
“-Hayır, Ben!” buyurur, sonra da benlik sahibi insana karşı varlık ve kudretini ispat eder. Lâkin bunu idrak edecek akıl ve işitecek kulak lâzımdır… Hâsılı Cenâb-ı Hakk’ın:
“-Ben!” diyen kullarını yerin dibine geçirdiğini bilmek icap eder. Her kim: “-Sen’sin Allah’ım!” derse, Allah onu yücelerin yücesi eyler.” (Ahmed er-Rufâî, Onların âlemi, s. 258–259)
Hz. Âdem beş şeyi ile bahtiyar olmuştur: Hatâsını itiraf, pişmanlık, nefsini kötülemek, tövbeye devam ve rahmetten ümidi kesmemek.
iblis de beş şey ile bedbaht olmuştur: Günahını ikrar etmemek, pişmanlık duymamak, kendini kötülemeyip azgınlığını Allah’ü Teâlâ’ya nispet etmek ve rahmetten ümidini kesmek.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER