24 Nisan 2014 Perşembe 03:00:00
Yüce kitabımızda şöyle buyrulur:
“Fâiz yiyenler: “Fâiz ticaret gibidir.” dedikleri için kıyamet günü kabirlerinden şeytan çarpmış gibi (ihtiyaçlar içinde) kalkacaklardır…” (Bakara 275)
“Yok, eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin…” (Bakara: 279)
“Bu hükümler Allah’ın hudutlarıdır, kim Allah’ın hudutlarını aşarsa, kendine yazık etmiş olur.” (Talâk: 1)
Bütün hadis kaynaklarında ve ilmihal kitaplarında faiz yemek ve rüşvet almak büyük günahlar arasında yer almaktadır. “Ben müslümanım, inandım, iman ettim” diyen bir insan fâizin ve rüşvetin zerresinden bile kaçar. Fâiz ve rüşvet almak ve vermek Hazret-i Allah’a ve peygamberine açılmış savaş sayılır.
Peygamberimizin bildirdiğine göre:
“Haramdan bir lokma yiyenin kırk gün namazı ve sabah duası kabul olmaz. Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.” (Ramuz el-ehadis: 409/4; Tecrid-i sarih: 4/357; (Riyaz-üs salihın: 1883)
Haram bir mal ile hac eden: “Lebbeyk allahümme lebbeyk” derse, Allah ona: “Sana lebbeyk yok, haccın da geri çevrilmiştir” der. (age: 418/6)
Haram giren vücut, cennete giremez. Haramla beşlenen vücudun duası, ibadeti kabul olmaz.
Yüce Allah: “İyi iş işleyene iyi hayat yaşatırız.” (Nahl: 97); “İşlenen kötülükler kalbi kirletir.” (Mutaffifin: 14) buyurur.
Bile bile Müslüman haram yemez, harama el sürmez. Haramdan kazananın ikramı yenmez. Üzerinde hak olan, onu sahibine, o yoksa yakınlarına, onlar da yoksa ihtiyaç sahiplerine veya hayır kurumlarına vererek o haktan kurtulmalıdır.
Yüce kitabımızda şöyle buyrulur:
“Fâiz yiyenler: “Fâiz ticaret gibidir.” dedikleri için kıyamet günü kabirlerinden şeytan çarpmış gibi (ihtiyaçlar içinde) kalkacaklardır…” (Bakara 275)
“Yok, eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve peygamberine açılmış bir savaş olduğunu bilin…” (Bakara: 279)
“Bu hükümler Allah’ın hudutlarıdır, kim Allah’ın hudutlarını aşarsa, kendine yazık etmiş olur.” (Talâk: 1)
Bütün hadis kaynaklarında ve ilmihal kitaplarında faiz yemek ve rüşvet almak büyük günahlar arasında yer almaktadır. “Ben müslümanım, inandım, iman ettim” diyen bir insan fâizin ve rüşvetin zerresinden bile kaçar. Fâiz ve rüşvet almak ve vermek Hazret-i Allah’a ve peygamberine açılmış savaş sayılır.
Peygamberimizin bildirdiğine göre:
“Haramdan bir lokma yiyenin kırk gün namazı ve sabah duası kabul olmaz. Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.” (Ramuz el-ehadis: 409/4; Tecrid-i sarih: 4/357; (Riyaz-üs salihın: 1883)
Haram bir mal ile hac eden: “Lebbeyk allahümme lebbeyk” derse, Allah ona: “Sana lebbeyk yok, haccın da geri çevrilmiştir” der. (age: 418/6)
Haram giren vücut, cennete giremez. Haramla beşlenen vücudun duası, ibadeti kabul olmaz.
Yüce Allah: “İyi iş işleyene iyi hayat yaşatırız.” (Nahl: 97); “İşlenen kötülükler kalbi kirletir.” (Mutaffifin: 14) buyurur.
Bile bile Müslüman haram yemez, harama el sürmez. Haramdan kazananın ikramı yenmez. Üzerinde hak olan, onu sahibine, o yoksa yakınlarına, onlar da yoksa ihtiyaç sahiplerine veya hayır kurumlarına vererek o haktan kurtulmalıdır.