HAC

İslam’ın beş şartından biri de Hacdır. İnanan kimse Kelime-i Şehadet getirerek dille namaz kılıp oruç tutarak bedenle zekât vererek malla ibadet eder. Hac hem bedenle hem malla yapılan ibadettir. Haccın feyz ve hikmetlerini bilmiyen bir kimsenin Kâbe’ye gidip gelmesi bir geziden farksızdır. Hacca gidecek olanın bedence güçlü aklı yerinde malca yeterince zengin olması şarttır.
İnsan ömründe bu görevi bir defa yerine getirmelidir. Birden fazlası nafiledir. Hacca giden İHRAM’a bürünür. İhram dikişsiz modelsiz beyaz biri alta bir üste örtülen iki parça örtüden ibarettir.
İhram’a insanın daha önce giydiği renkli pırıltılı pahalı giyecekler bir tarafa bırakılmış olur. Bu insanlar arasındaki farklılığı zenginliği fakirliği dış görünüşü ortadan kalkar. Mal, mülk, makam, mevki, amir, memur, patron, işçi gibi sıfatlar geçerliliğini yitirir.
Yolculuğa başlayınca önemli olan takvadır. İbadeti gereği gibi yerine getirmektir.
Arafat’ta vakfede; (Dua duruşu) dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce insan (rengi dili boyu farklı) bir arada dua ederler.
Manevi topraklarda, maddesi erir bir ruh haline gelir. Bir kaç saatlik vakfede o çöl üzerinde o ana kadar duymadığı hissetmediği manevi hazzı yaşar.
Allah huzurunda Kur’an nizamında tek vücud, tek fikir tek iman olarak bir arada bulunur.
Eller semaya kalkmış yaradanından rahmet ve af dilenir. Onların bu yalvarış ve yakarışları mahşerde insanların, mezarlarından kefenleri de hesaba çıkışlarını temsil eder. Bu açıdan her hacı memleketine mahşerdeki hayatı bir bakıma yaşıyarak döner.
Zira orada da ne mal ne mülk ne mevki ve makam vardır. Sadece götürdüğü imanı işlediği kazancı sevabı vardır.
Hacı memleketine dönüşünde (nasıl namazda bir abdest alıp bir zırha bürünüyorsak) bir zırha bürünmüş olur. Artık adımını atarken biraz daha dikkatli olacaktır. Harama helale daha çok dikkat edecek, iyi doğru ve hayırlı olanı yapıp yaptırmağa gayret edecektir.
Mübarek Kabe’yi tavaf etmiş dua ve zikirlerde bulunmuş. Neticede annesinden doğduğu gibi piri pak tertemiz olmuştur.
Şartlarına uyularak yapılan bir haccın karşılığı CENNETTİR.
– Allah Cennete girenlerden eylesin.

KUR’ANDA AHLAK

HAYVANLARA BENZENYENLER
(NO:7) A’RAF suresi 179 Ayet

Esirgeyen, Bağışlayan Allah’ın adıyla
“Andolsun (ki) biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır. Onlarla kavramazlar, Gözleri vardır onlarla görmezler. Kulakları vardır, onlarla işitmezler, İşte onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafil onlardır,”
(NO:25) FURKAN Suresi Ayet 414
“Yoksa seri onların çoğunun gerçekten (söz) dinliyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır onlar hayvanlar gibidir. Hatta yolca onlar daha da sapıktır”
(NO:47) MUHAMMED suresi Ayet 12
“Muhak ki Allah inanıp iyi işler yapanları altında ırmaklar akan cennetlere koyar inkar edenler ise (dünyadan) faydalanırlar. Hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir”
Ayetlerde inkar edenleri;
Ahirete inanmayan, başlarına gelecekten habersiz bütün imkanlarını ceplerine toplayan midelerine şehvetlerine harcıyan muhteris (hırslı) yaratıklar olarak tanımlamaktadır.
Bu gibi kimseler akıllarına ve kendileri ne ulaşan ilahi tebliğe uymayıp sırf hissiyatına iÇ GÜDÜLERİNE göre hareket etmeleri bakımından hayvanlardan farksızdır.
Hayvanların hareketleri kendilerine verilen güç ve kabiliyetlerinin yaratılış amacına uygun olmasına karşılık böyle kimselerin davranışlarının bu özellikten yoksun bulunmasından ötürü de onlardan gidişçe daha sapık oldukları ifade ediliyor.
Öyle insanlar vardır ki; eşine, ailesine, çocuklarına topluma karşı duyarsızdır. Herşeyi kendi çıkarı açısından ele alır. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyetindedir.
O sadece kesesini düşünür midesini doldurur. Yer, içer yatar keyfinin gereği neyse onu yapar. Bazen “ot gibi insan” deriz. Doğar yeşerir yaşar ve ölür. Duygudan düşünceden hisden yoksundur. Fakat onun da insanlara hayvanlara yeşilliği ile ufkunâl açma gıda olarak faydası vardır.
Hayvanlarda öyle değil mi iç güdüleri neyse onu yaparlar. Yerler, yatarlar, çiftleşirler. Fakat onlarında topluma faydaları vardır, eti yenir sütü içilir. Taşımada kullanılır.
Ama ayette zikredilen ihsanların kendisine etrafına yararlı olamamaları, olmak istememeleri hayvanlar gibi yaratılış gayesinden uzak yaşamaları akıl ve beşduyu sahibi olmalarına rağmen gayret göstermemeleri onların sapıklığına bir delildir.
-Allah bizleri delâletle koymasın.-
(Rahmeti bol olsun annemin duasıdır.)