Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Her dönemin tartışması: Kimin polisi?

Murat Arısoy 12 Nisan 2014 Cumartesi 03:00:00
  Türk Polis Teşkilatı’nın 169’uncu kuruluş yıldönümünü geride bıraktık. Her sene olduğu gibi bu sene de 10 Nisan’dan hemen önce “Polisin özlük haklarında ve maaşlarında iyileştirme yapacağız” söylemleri gündeme geldi. 10 Nisan geçti, eh 2015’te görüşmek üzere…
Polislik zor meslek. Nöbet sisteminden tutun, haklara kadar nasıl tarif edildiği belirsiz. Hem memur gibi, hem diğer memurlardan farklı.
Bu zorluğun üzerine Gezi Olayları ile başlayıp 17 Aralık ile devam eden silsile eklenince, vay polisin hâline!
Bir de “Kimin polisi” tartışması yaşanır.
1995 dolaylarında polis için “Çiller’in ve Ağar’ın özel askerleri” denildi.
2000’li yılların başında yıllarda polis, “Alparslan Türkeş’in adamları” olarak nitelenirdi. Hatta bunu farklı argo kelimelerle kullanarak “Yıldıramaz bizleri” sloganları atıldığını hatırlarsınız.
Uzun yıllar, polisin “milliyetçi” çevrelerin etkisi altında olduğu iddiası kulaktan kulağa yayıldı.
Sonra “Cemaatçi”likle suçlanan polis müdürleri, daire amirleri ortaya çıktı. Hatta Ramazan Akyürek’in siciline “Fethullah Gülen’e yakın” diye not düşüldüğü haberlerini okuduk.
Böylece polis, “Cemaat’in polisi” oluyordu.
Tabii böyle bir örgütlenme, iktidardan habersiz gerçekleşmiyordu.
Gezi Olayları’nda ise polis “iktidarın polisi”, hatta “Tayyip Erdoğan’ın polisi” şeklinde tanımlanıyor; eylemcilere müdahalenin merkezinde iktidarın olduğu öne sürülüyordu. O dönemde, polisin orduya karşı bir güç oluşturmak amacıyla güçlendirildiği de iddia ediliyordu.
17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu yapılınca, polis yine “Cemaat’in polisi” diye suçlandı. Halbuki polis, Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarda da başroldeydi; iktidar cephesinden çıt çıkmıyordu. 2007 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü “Ulusalcılık terördür” diye rapor hazırlamış, bu raporu da yetkili birimlere aktarmıştı. Bu raporun hazırlanmasında da Ramazan Akyürek’in payı olduğunu yine haberlerde okumuştuk.
Yani 17 Aralık’ta yeni gelişen bir durum yoktu.
Ne zaman polis konusu açılsa, herkes birbirine sorar: Polis, kimin polisi?
Sanki “Bir tarafın olmayan” kalmış gibi…

VASAT BİR KUTLAMA

10 Nisan Polis Günü’nü en iyi kutlayan Emniyet Müdürü, Natık Canca imiş. Bunu, Canca’nın dönemini bilenler, görenler anlatıyor. Canca’nın ardından Polis Günü kutlamaları farklılaşmış. Yine de polis korteji, gösteriler halkın dikkatini çekmiş. Haydi bunlar, siyasi gelişmelerin de etkilediği durumlar… Ama geçen yıla göre bu yıl sönük, cılız bir polis kutlamasıyla karşılaştık. 2013’te hiç değilse Emek Otoparkı’nın olduğu bölgede çadırlar açılmış, trafik ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştı. Bu yıl sadece vasat bir kokteyl… Yetkililer, personelini önemsemiyorsa, söylesinler; biz gazeteciler olarak polislerin gününü güzel geçirecekleri etkinlikler düzenleyelim.

“SÜRPRİZ” ZİYARET

Geçenlerde Afyonkarahisar Valiliği’nin internet sitesinde bir haber yayınlandı. İl Emniyet Müdürü Mustafa Uçkan. Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu ziyaret etmiş… İyi de bunun bir haber değeri yok ki. Uçkan, Afyonkarahisar’a atandığından beri, neredeyse Valilik makamından çıkmıyor. Valilik internet sitesindeki 5 makam haberinden en az 2’sinde Uçkan’ın ismini ve fotoğrafını görür olduk. Dolayısıyla “Uçkan, Vali’yi ziyaret etti” haberinde “yeni” bir şey yok.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti